Finansal muhasebe, turizm sektöründe işletmenin geleceğini şekillendirir!
- 8.08.2025
- 6 H

Merhaba Sevgili Okurlar,
Bu
köşede sizlerle “Mali İşler Perspektifinden Turizm Sektörüne 360° Bakış”
başlığı altında bir yolculuğa çıkacağız. Amacım, dünyadaki tüm işletmelerde yer
alan ve bu işletmelerin temel taşı olan Mali İşler biriminin detaylarını,
turizm sektörü özelinde nasıl işlediğini, ne kadar kritik bir rol üstlendiğini
ve nasıl daha efektif kullanılabileceğini sade bir dille anlatmak.
Bunu yaparken Mali İşlerin alt fonksiyonlarını, bu alt fonksiyonların kendi
aralarındaki ve diğer departmanlarla olan ilişkilerini, belli başlı görev
başlıklarını ve birimlerini inceleyeceğiz. Hazırladıkları raporları,
çalışmalarında odaklandıkları dönemleri ve konuları, yönetim kararlarında nasıl
kullanıldıklarını da irdeleyeceğiz.
Günümüzde hızla gelişen teknoloji ve yapay zekâ ile bu fonksiyonların nasıl
etkileşim içinde olduklarını değerlendireceğiz.
Bugün “Finansal Muhasebe” ile başlıyoruz. Gelecek aylarda farklı
konulardan bahsetmeye devam edeceğiz…
I) Finansal Muhasebe;
Kurallardan Kararlara / Financial Accounting; From Rules to Decisions
Tüm şirketler, birçok kanun, mevzuat ve düzenleyici kurumun kurallarına uygun
olarak işlemlerini, belirlenen süreler içinde kayıt altına almak zorundadır. Bu
işlemlerin nasıl takip edileceği ve sınıflandırılacağı, turizm sektöründe
gerçekleştirdikleri faaliyetlere göre farklılık gösterir.
Sektördeki ana faaliyetler; konaklama hizmetleri, ulaşım hizmetleri (havayolu,
cruise, araç kiralama vb.), seyahat acenteciliği, tur operatörlüğü, eğlence ve
rekreasyon hizmetleri (tema parklar, organizasyonlar, doğa sporları vb.),
sağlık ve termal işletmeler, yeme-içme hizmetleri, online rezervasyon ve tatil
planlama siteleri, sektörel bilgi ve haber portalları, alışveriş ve hediyelik
eşya gibi farklı iş alanlarını kapsar. Bazı işletmeler bu faaliyetlerin sadece
birine odaklanıp uzmanlaşırken, bazıları birkaç farklı alanda büyüyerek grup
şirketler hâline gelmiştir.
Bu yazının konusu olan “Finansal Muhasebe’nin” ana odağı, geçmiş
işlemlerdir. Başlıca alt birimleri ise genel muhasebe, maliyet muhasebesi,
vergi muhasebesi, alacak muhasebesi, borçlar muhasebesi ve sabit kıymetler
(yatırım varlıkları) gibi farklı alanlardan oluşur.
Mali işlemler kayıt altına alınırken kullanılan hesap planları (gelir, gider ve
maliyet hesapları), sektördeki faaliyete göre ve yapılacak çalışmalarda veri
kaynağı olabilecek şekilde oluşturulmalıdır. Kayıtlar yapılırken açıklamalara
ve detaylara hâkim olunmalı, doğru sınıflandırma yapılmalıdır. Kullanılacak
muhasebe sistemleri (ERP yazılımları), turizm sektörü ve hizmet işletmelerine
uygun olarak seçilmelidir.
Bu ERP yazılımları; turizm sektöründe kullanılan ön büro sistemleri (Front
Office Systems), rezervasyon sistemleri (Reservation Systems), CRM programları
(Customer Relationship Management), biletleme yazılımları (Ticketing Software),
ulaşım işletmelerinde tarife ve rota sistemleri, filo yönetim sistemleri ve
online seyahat acentesi (OTA) sistemleri gibi ticari sistemlerle uyumlu olmalı;
gerekli entegrasyonlar sağlanmalıdır.
Finansal muhasebenin alt birimlerinden olan “Maliyetlerin Yönetimi” (Cost Control),
turizm sektörü açısından hassas ve önemi günden güne artan bir konudur. Oda
başı maliyet, misafir başına maliyet, rezervasyon/müşteri başına operasyonel
maliyet gibi metrikler takip edilmelidir. Bunların dışında sezon dışı sabit
giderler ve genel yönetim maliyetlerinin genel kârlılığa etkisi de göz önünde
bulundurulmalıdır. Aylar, sezonlar ve yıllar arasındaki maliyet dalgalanmaları
karşılaştırılmalıdır. Çıkan raporlar ve sonuçlar ne kadar doğru ve hızlı elde
edilirse, yönetimsel karar alma süreçleri o kadar sağlıklı olur.
“Vergi Muhasebesi”, tüm işletmeler için önemli ve ayrıca uzmanlık gerektiren
bir alandır. Türkiye içinde veya başka ülkelerde faaliyet gösteren turizm
işletmeleri, bağlı oldukları ülkelerin yasa ve mevzuatlarına tabidir. Gelir vergisi,
KDV oranları ve yasal uygulamalar farklılık gösterir. Farklı ülkelerde bağlı
ortaklıkları, iştirakleri veya operasyonları olan grup şirketler bu açıdan
çeşitli zorluklarla karşılaşabilir. Sektör açısından önemli olan kur
hareketlerinin vergi hesaplamalarına farklı etkileri olabilir. Sezonluk geçici
vergi dönemleri, vergi planlaması, vergi avantajları, vergiden kaçınma,
teşvikler, destekler ve istisnalar faaliyet koluna göre hassasiyetle
planlanmalı ve takip edilmelidir. Son dönemde sürekli yasa ve mevzuat
değişikliklerine maruz kalan ve ilave vergi yüküne uğrayan turizm şirketlerinde
bu konuların anlık takibi ve denetlenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu alanda
yapılacak hatalar, işletmelere vergi cezası olarak dönebilir, ayrıca
işletmelerin ve sermaye sahiplerinin ticari ve şahsi itibarını olumsuz
etkileyebilir.
Turizm sektörü; dinamik, siyasi, ekonomik ve sosyal olaylardan hızlı etkilenen,
kırılgan bir sektördür. Mali açıdan doğru pozisyonda olmak ve alacakları doğru
vadede tahsil etmek çok önemlidir. Bu da “Alacak Muhasebesi”nin (Account
Receivable) doğru parametrelerle oluşturulmasıyla mümkündür. Bireysel, kurumsal
ve grup müşteri alacakları sözleşmelere göre düzenli şekilde takip edilmelidir.
Ön ödemeler, verilecek hizmetler, no-show, erken çıkış iadeleri, hizmet
değişiklikleri (upgrade, oda, tarife, sefer, rezervasyon, sipariş, ilave
talepler vb.) kayıt altına alınmalıdır. Ön ödeme, garanti ve esnek (flexible)
alacaklar kayıtlara doğru şekilde yansıtılmalıdır.
Ani krizlerde veya sektörün daraldığı dönemlerde işletmenin alacağı olan paranın
henüz tahsil edilmemiş olması, işletmenin varlığını sürdürmesi açısından risk
oluşturur. Sektörde özellikle B2C çalışan, direkt tahsilat yapan ve müşteri
sayısı fazla olan şirketlerin alacak yönetimini etkin yürütmeleri gerekir.
Tedarikçi mark-up (satış fiyatı ile marjinal maliyet arasındaki fark) tutarları
dikkatle hesaplanmalıdır. Ancak tüm bunları yaparken, kısa vadeli veya peşin
satışlar dengesini doğru ayarlayamamak, işletmenin satışlarını olumsuz
etkileyebilir ve rekabet gücünü azaltabilir.
“Borçlar Muhasebesi” (Account Payable), tedarikçilere olan borçların ve
ödemelerin yönetilmesini sağlar. Maliyet kontrol (Cost Control), satın alma,
depo ve finans departmanlarıyla yakın iş birliği içinde çalışır. Otellerde,
yüksek hacimli gıda ve içecek alımlarının ödeme planları; bu ürünlerin tüketim,
gelir/tahsilat dönemlerine paralel şekilde oluşturulmalıdır. Mutabakatlar,
mal/ürün iadeleri, komisyonlar, fatura altı indirimler, promosyonlar ve ödeme
kesintileri düzenli olarak takip edilmeli, işlemler eksiksiz
gerçekleştirilmelidir.
“Sabit Kıymetlerin Takibi”; otel binaları, mobilya ve dekorasyon malzemeleri,
mutfak ve servis ekipmanları, araçlar (servis, shuttle, personel taşıma), bilgisayarlar,
POS cihazları ve yazılım lisansları gibi varlıkların takibi, turizm işletmeleri
açısından önemlidir. İşletmelerde yüksek değerli ve yoğun kullanılan varlıklar
bulunur. Bu varlıkların doğru takibi yapılmazsa hem mali tabloların
güvenilirliği zarar görür hem de işletme verimliliği düşer. Sektörde bu konuda
genellikle kayıt hataları, amortisman hataları, envanter eksiklikleri,
sorumluluk belirsizliği, hurda/satış takibi eksikliği, departmanlar arası uyum
problemleri ve sistem/personel yetersizlikleri gibi sorunlar yaşanmaktadır.
Yukarıda bahsi geçen tüm alt birimler ayrı bilgi ve uzmanlık gerektirir.
Şirketlerin, turizm sektörü içindeki faaliyetlerine göre bu alanların önemli
olanları belirlenmeli ve iş akışları titizlikle tasarlanmalıdır.
Muhasebe verileri yalnızca yasal yükümlülükleri yerine getirmekle kalmamalı;
aynı zamanda yöneticilerin stratejik kararlar almasına da olanak tanımalıdır.
Etkin bir muhasebe sistemi, doğru ve sağlıklı veri akışı sağlayarak rekabet
gücünü artıran en önemli unsurlardan biridir. Günümüzde doğru ve anlık veri
erişimi, hızlı aksiyon alma ve etkin karar verme süreçleri açısından kritik
öneme sahiptir.
Dijital dönüşümü benimsemeyen, bu alanda yatırım yapmayan ve adaptasyon
sağlayamayan şirketler ve yönetimler yakın zamanda olumsuz sonuçlarla
karşılaşacaktır. Bu değişimi bir fırsat olarak gören ve dijitalleşmeye yatırım
yapan işletmeler ise rekabette önemli bir avantaj elde edecektir.
Bu alandaki yapay zekâ uygulamalarına değinecek olursak; muhasebe işlemlerinde
otomasyon, hata ve mevzuata uygunluk tespiti ile karar destek sistemleri
alanında bir dönüşüm yaşanmaktadır. Fatura işleme, belge sınıflandırma,
anormallik tespiti gibi görevler artık makine öğrenmesi tabanlı algoritmalarla
daha hızlı ve hatasız şekilde yapılabilmektedir. Devlet ve idari kurumlar da bu
sistemleri etkin şekilde kullanmakta, bu şekilde inceleme ve kontrolleri daha
kapsamlı yapmaktadır.
Mali işler çatısı altındaki finans, bütçeleme ve planlama, vergi yönetimi, iç
denetim ve kontrol, mali analiz ve raporlama, insan kaynakları ve bordro gibi
tüm fonksiyonlar birbirleriyle yakın iş birliği içindedir. Bu ilişki ağında
yaşanacak aksaklıklar, diğer tüm süreçleri olumsuz etkiler ve yanlış
yönlendirmelere yol açabilir.
Ayrıca turizm sektörünün diğer departmanları olan satış, pazarlama, üretim,
operasyon, ürün, insan kaynakları, satın alma, kontrat, depo/lojistik, bilgi
teknolojileri (BT), hukuk/sözleşme, strateji/planlama ve Ar-Ge departmanlarıyla
da sağlıklı iletişim, bilgi paylaşımı ve doğru veri akışı sağlanmalıdır. Bu
koordinasyon, doğru sonuçların elde edilmesini ve etkin kararların alınmasını
mümkün kılar.
“Finansal Muhasebe”, tüm bu fonksiyonların ve farklı departmanların
çalışmaları için temel veri sağlar ya da yapılan işlemleri kayıt altına alır.
Bu nedenle, hepsi arasında bir merkez ve köprü konumundadır.
Şirketlerde gerçekleşen ya da gerçekleşmeyen tüm işlemler, ulaşılan ya da
ulaşılamayan tüm hedefler, günün sonunda er ya da geç muhasebeye, yani
“tabelaya” yansıyacaktır. Şirketlerde farklı departmanlar tarafından hazırlanan
veya hazırlanabilecek satış, kârlılık, yatırım planı, tadilat planları, uzun
veya kısa vadeli kiralamalar, hak ve varlık alımları ve maliyet raporları gibi
işin ticari boyutunu yansıtan, hayati öneme sahip raporların muhasebe kayıtlarına
dayanmaması veya bu kayıtlarla örtüşmemesi, söz konusu raporların gerçeği
yansıtmadığı anlamına gelir. Bu durum, işletmeleri yanlışa sürükler,
yöneticilere yanlış kararlar aldırır ve sonunda gerçek finansal sonuçlar
beklentiden farklı gerçekleşir.
Finansal muhasebe, turizm sektöründe sadece rakamları kaydetmekten ve vergi
hesaplamaktan ibaret değildir; işletmenin geleceğini şekillendirir. Doğru ve
zamanında yapılan kayıtlar ve bunlara dayalı rapor ve analizler doğru
kararların temelidir. Dijitalleşme ve yapay zekâ bu süreci hızlandırırken,
güçlü bir mali yapı rekabetin anahtarıdır. Unutmayalım ki, ölçülmeyeni yönetmek
mümkün değildir.
“Ölçülebilen, yönetilebilir.” /
"What gets measured gets managed."
Övünç İŞLER