Afetlere karşı dirençli bir turizm mümkün!
- 18.08.2025
- 8 H

Turizmin ateşle imtihanı: Afetlere karşı dirençli bir turizm mümkün!
Turizm sezonunun tam ortasında afetlere karşı nasıl bir stratejik plan oluşturabilineceğine dair birkaç öneri de ben eklemek istedim. Aslında çok yazıldı, tartışıldı ama bir önceki yazım "Ateşin gölgesinde turizm" de değerli okuyucularım çözüm önerilerine değinir misiniz demişlerdi. Onları kırmamak ve sürdürülebilir turizm üzerine gerçekleştirdiğim eğitimler nezdinde birkaç öneriyi ekleyeceğim.
Türkiyemiz Akdeniz’in mavi sularından Karadeniz’in yemyeşil yaylalarına kadar uzanan eşsiz bir turizm mozaiğine sahip. Ne yazık ki son aylarda yaşanan orman yangınları, bu cennet coğrafyanın kırılganlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Alevler bir yandan ormanları bir yandan da turizm sezonunun kalbini yaktı. Yaşanan gelişmelere karşı turizm sektörümüzün duayenlerinin kenetlenerek bu tür afetlere karşı nasıl daha dirençli olabileceğine dair birçok toplantının yapıldığını biliyorum. Mutlaka çok değerli fikirlerin ve bu yönde önlemler uygulanmaya başlamıştır. Yakın zamanda sonuçlarını hep beraber göreceğimizi düşünüyorum.
Öte yandan iklim krizinin ve artan sıcaklıkların, orman yangınlarını ve diğer afetleri daha sık yaşanır hale getireceği de aşikar. Bu nedenle turizm sektöründe afet yönetimi artık “olursa bakarız” mantığından çıkarılmalı, stratejik bir zorunluluk olarak ele alınmalı. Hazırlanacak stratejik planda neler olmalı dediğimizde bir iletişimci olarak erken uyarı ve iletişim sistemlerinin özellikle turizm bölgelerinde yerel yönetimler ve işletmeler arasında entegrasyonunun sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Biraz daha açarsak; oteller, tatil köyleri ve kamp alanları, meteorolojik risk uyarılarını anlık olarak alabilmeli ve misafirlerini hızla bilgilendirebilmelidir. Yeni turizm yatırımları, yangın riski yüksek bölgelerde inşa edilirken doğal koruma kuşakları, yangın yolları ve su kaynaklarına erişim öncelikli olarak planlanmalıdır. Bununla birlikte mevcut tesislerde periyodik yangın tatbikatları ve kontrolleri de ilgili meslek odalarının otoritesinde yapılmalıdır.
Sayın Valimiz Hulusi Şahin'in de geçtiğimiz aylarda Kaleiçi'nde meydana gelen yangından sonra dile getirdiği yangına dayanıklı tesisler, kapılar ve peyzaj planlamasının da ivedilikle hayata geçirilmesi de en önemli önlemler arasında.
Tesisin peyzaj çalışmalarından örnek verirsek kolay tutuşan süs bitkileri yerine nem tutucu, doğal gölgeleme sağlayan türler tercih edilmeli. Bu hem yangın riskini azaltır hem de sürdürülebilir peyzaj yönetimi sağlar.Tesislerde yangın su depoları, yangın yolları ve güvenlik şeritleri de önleyici çalışmalar arasında düşünülebilir.
Her zaman her ortamda söylediğim gibi; "yerel halk olmadan turizm olmaz", bu perspektifle özellikle turizm çalışanlarının ve yerel halkın da dahil edildiği yangınla mücadele, ilk yardım ve tahliye konularında eğitimler gerçekleştirilebilinir. Ölü sezonda yeni sezona daha fazla önlem ve farkındalıkla başlamak ülkemizin turizm kültürünü büyük oranda çok daha dirençli hale getirecektir. Okuyucularıma aktarmak istediğim bir başka farkındalık da yangın gibi afetler sonrası işletmelerin hızla toparlanabilmesi için afet sigortaları da yaygınlaştırılmasıdır. Böylece hem işletmecinin hem de destinasyonun ekonomik çöküş yaşaması önlenebilir.
Yangınlar bize, turizmin sadece güneş, deniz ve kumdan ibaret olmadığını, aynı zamanda doğayla uyum içinde sürdürülebilir bir yaşam alanı oluşturmak olduğunu hatırlattı. Afetlere karşı dirençli bir turizm, yalnızca bugünümüzü değil, yarınımızı da koruyacak en önemli yatırım olacaktır.
Her destinasyonun kendi içinde barındırdığı rizikolar farklıdır. Biz kriz yönetiminde her türlü kriz için risk analizi ve eylem planı hazırlarız. Turizm için de neden olmasın?
"Türkiye Turizmi için Afet Direnci Yol Haritası"nı yeniden çizmek mümkün.
Doğanın bize sunduğu bu muhteşem sahneyi korumak, turizmin geleceğini garanti altına almak mümkün.
Rotayı yeniden belirlemeye ve yola çıkmaya hazır mısınız?
Işık TUNÇEL