Etik değerlerimiz var, öyle değil mi?
Hem kurum olarak hem de bireysel olarak. Bunlara önem veririz, saygı duyarız…
Peki ya etik değerlerin dışında hareket edilirse?
Toplumsal ve kişisel değerler göz ardı edilirse?
O zaman insanın yüzüne bakmak zorlaşmaz mı?
Bu tarz insanların hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmeleri? En çok da belki dürüstlüğü ve güveni elden bırakmayan kişilerin gelişimini ve belki de sektörümüze bakışlarını etkilemiyor mu?
Turizmin de zaman zaman böyle gölge tarafları olabiliyor, ne yazık ki.
Ama olmamalı.
Bizler de “olmamalı” diyelim, birlikte sahip çıkalım.
Bu sektörü daha güçlü kılmak bizim elimizde.
Marka yönetimini kurumlar inşa ettiği kadar bizlerin de bu değerleri savunarak ve sürdürerek destek olmamız ve güçlendirmemiz gerekir.
Gelin, yanlışları doğru olandan ayıralım,
Dürüstlüğü ve güveni öne çıkaralım.
Herkesin değer gördüğü, güvenin esas olduğu bir düzen kuralım.
Çünkü değerlerimize zarar gelirse, hepimiz kaybederiz.
Ama sahip çıkarsak, hepimiz kazanırız.
Haydi, turizmi gerçek değerlerle donatalım.
Doğrulukla, güvenle, etik anlayışla…
Ne dersiniz, birlikte var mıyız?

Güntay BAKIR