Yunan adaları Türk turistlerden bıktı mı?
- 28.08.2025
- 22 H

Posta gazetesi köşe yazarı Şirin Sever, Yunan adalarında yaptığı tatili okuyucuları ile paylaştı. “Yunanlılar bizden bıktı mı?” ara başlığı altında değerlendirmelerini yapan Sever, restoran ve işletmecilerin azarlarını ve Türk tatilcilere bakışını değerlendirdi.
Selectum Blu Cruises ile seyahatini gerçekleştiren Şirin Sever, Yunan adaları ve Türk turistleri şöyle değerlendirdi: “İlk durağımız Rodos’ta istikamet belli; geçen yıl gittiğimiz Stegna Koyu’ndaki Kyma. Hem şahane bir deniz var hem de şahane bir Yunan sofrası kurabiliyorsunuz. Ama gel gör ki, mekan el değiştirmiş, nemrut bir sahibi var artık ve azarlıyor sürekli. Demek ki Yunan’da da her şey stabil değilmiş, anlıyoruz ve ‘daha da gelmeyiz’ diyoruz. Kos’ta geçirilen bir yarım gün ve kahve molasından sonra istikamet Patmos. Gezdikçe anlıyoruz; şahane bir adaya düşmüşüz. Hemen sahildeki meydanda şahane kafeler, barlar, butikler ve restoranlar var. Önünde kuyruk olan yerel bir restoranda yemek için 40 dakika bekliyoruz ve değiyor bu sefer. Son ada Samos. PsiliAmmos koyunda denize girmek, Kokkari sahilinde adı gibi esintili Meltemi’de çıtır kabak, kalamar tava, caciki, musakka, Yunan salata, barbun yemek gerçekten paha biçilmez. Ama burada da ayarımızı yiyoruz. Haliyle birbirimize soruyoruz: Yunanlılar turiste doydu mu? Meltemi’nin restoran sahibi tutturdu; hem şezlong, hem masa tutamazsınız diye! Biz de masayı seçtik. Sonra şakalaştık biraz, adam döküldü; “Ben bu masayı günde 4-5 kez satıyorum ama siz gelip bu masayı bütün gün tutarsanız ve şezlongta güneşlenirseniz nasıl olacak?” Hak verdik ama sorduk: Türkler mi böyle yapıyor? “Maalesef Türkler” dedi, “Her şeyi aynı anda istiyorlar ve parayla bunu yapabileceklerini düşünüyorlar!” Anladık o anda neden bıktıklarını. Pek çok adanın esnafı en çok Türkler’den para kazanıyor ama “Ben paramla istediğimi yaparım” diyen bir kısım görgüsüz Türk’ün küstahlığından sıkılmışlar, epey de yorulmuşlar. Olay şöyle; Türkler’in alıştığı hizmet sektörü burada yok. Çoğu aile işletmesi ve 3-4 elemanla dönüyor. Aceleleri yok, sakin sakin işlerini yapıyorlar. Ama ‘benim kim olduğumu biliyor musun’ seviyesindeki Türkler onların ayarlarını bozuyor. Gördüğünüz üzere her şeyin ayarını kaçırmakta üstümüze yok! Oysa kural belli; gittiğin yere uyacaksın.”