The argument in favor of using filler text goes something like this: If you use any real content in the Consulting Process anytime you reach.

  • img
  • img
  • img
  • img
  • img
  • img

Get In Touch

Güncel Haberler
Otel
Acente
Destinasyon
Vacation
Havacılık
Cruise
Teknoloji
Spor
Sağlık
Sanat

Duygusal atıkların turizmdeki gizli ayak izi

Duygusal atıkların turizmdeki gizli ayak izi

Çevresel ayak izi denildiğinde akla çoğunlukla karbon salımı, su tüketimi ya da hepimizin yaşamından çıkarmaya çalıştığı plastik atıklar geliyor. Bugün size nur topu gibi yeni bir atığımızdan bahsetmek istiyorum.

Aslında biz doğduğumuzdan bu yana yanı başımızda kendini büyüten bir atık olur kendisi. Okul hayatından, iş hayatına sosyal yaşama kadar hep yanı başımızda. Duygusal atıklar, adı üzerinde bireylerin ve kurumların yarattığı stres, memnuniyetsizlik, toksik iletişim ve motivasyon kaybı ile başlayan upuzun bir listeyi yazabileceğim atık cumhuriyeti. Bu atıklar dolaylı biçimde çevreye ve sektörel ekosistemlere de etki ediyor. Bu nedenle göbek adı görünmez atıklar olan duygusal atıklar hem çalışanların hem de hizmet alanların davranışlarını şekillendirerek, somut çevresel maliyetlere dönüşebilir.

Turizm sektörü, bu olgunun en iyi gözlemlenebildiği alanlardan biri. Otellerden seyahat acentelerine, havayollarından yerel rehberlere kadar geniş bir zincir, sadece fiziksel kaynakları değil aynı zamanda psikolojik temelli kaynakları da tüketiyor. Peki, nedir bunlar? Örneğin, yüksek sezon baskısıyla çalışan bir otel personelinin kronik stres ve tükenmişlik yaşaması, verimliliğin düşmesine ve çevre dostu prosedürlerin ihmal edilmesine yol açabiliyor. Bir diğer yandan misafir memnuniyetindeki gerileme, daha fazla şikâyet, ekstra tüketim (gereksiz çamaşır yıkama, yiyecek israfı, enerji kullanımı) gibi zincirleme etkiler de duygusal atıkları artırdığı gibi psikolojik yorgunluğu da derinleştiriyor.

Turizm tesislerinde iletişim eğitimleri verdiğimde en çok karşıma çıkan kriz oluşturan problemlerin bu minvalde gerçekleştiğine tanık oluyorum. Tabi daha önce de kaleme aldığım vizyon sahibi, çalışanlarının duygusal iyiliğini önemseyen bir tesis, atık yönetimi veya enerji tasarrufu gibi konularda daha yüksek bir bağlılık ve gönüllülük yaratabiliyor. Örneğin, Antalya’da bir butik otel, personel için “duygusal hijyen” atölyeleri ve haftalık geri bildirim toplantıları düzenleyerek hem iş doyumunu yükseltti hem de su ve enerji tasarrufunda %15’lik bir iyileşme sağladı. Kendilerini bu sayfalardan da tebrik ediyorum. Nicelerine diyorum. İşin özü “duygusal atık” azaldığında, gerçek atık miktarı da azalıyor. Formül basit. Çevresel sürdürülebilirlik kavramını çok önemsiyorum. Dünya artık hem turizm hem de tarım eksenli tüm yatırımlarında yalnızca teknoloji ve altyapı üzerine kurulu değil. Çoğunlukla çevresel sürdürülebilirliği destekleyen yani insan kaynağının duygusal iklimiyle de yakından ilişkili bir stratejiyle ilerliyor.

Dünya sıralamasında renkli ve geniş bir yelpazeye sahip Türkiye turizmi de “duygusal atık yönetimi” kavramıyla, sektörü daha dayanıklı ve çevre dostu kılacak yeni bir yaklaşım olarak öne çıkarabilir. Mümkün mü mümkün… Karbon ayak izimizi azaltmak için ne kadar çaba harcıyorsak, duygusal ayak izimizi de azaltmalıyız. Çünkü sürdürülebilir bir turizmin rotası, doğa ile eşgüdümlü olarak insanın iç dünyasını da korumaktan geçiyor.

Işık TUNÇEL