Yapay zekâ ve sürdürülebilirlik arasındaki görünmez duygusal bağ
- 9.10.2025
- 34 Day
Yapay zekâ ve sürdürülebilirlik arasındaki görünmez
duygusal bağ
Son günlerde iki kavram herkesin dilinde. Yapay zeka ve sürdürülebilirlik. Bu
iki kavramın nerede ve neden bir araya geldiğini gelin birlikte düşünelim.
Yapay zekâ geleceğin rotasını
çizmeye şimdiden başladı. Bildiğiniz geleceğimizi hesaplıyor, sürdürülebilirlik
ise onu yaşanabilir kılıyor. Peki, bu iki kavramın yolları kesiştiğinde ortaya
çıkan şey yalnızca teknoloji mi, yoksa insanlığın vicdanının sayılarla yazılmış
hali mi? Bence c- hepsi.
Yapay zekâ denince akla hâlâ
veri merkezleri, algoritmalar ve otomasyon geliyor. Sürdürülebilirlik ise çevre
dostu uygulamalar, yenilenebilir enerji ve yeşil politikalarla özdeşleşmiş
durumda. Oysa bu iki kavramın kesiştiği yerde, fark edilmeyen bir duygusal bağ
da var. insanlığın geleceğine dair ortak kaygı ve umut. Yani aslında
algoritmalar dijital beyinler, ve yeşil hedefler sunuyor anlayana. Anlamayana
burada da sivri sinek saz...
YZ’nin öğrenme yetisi, veriyi
anlamlandırma becerisi ve sistemleri optimize etme gücü yalnızca endüstriyel
verimliliği artırmakla yetinmiyor, kaynakların adil ve etkim kullanımına da
alan açıyor. Enerji ağları oluşuyor
bununla paralel olarak da akıllı şebekelerde yapay zekâ, yük dengesini
yöneterek karbon ayak izini düşürüyor. Herşey iç içe ve itina ile işleniyor.
Örneğin son günlerde birçok kentimizde yaşanan su krizleri ile ilgili çözüm
önerileri değil stratejiler hazır bile. Algoritmalar sulama ve gübreleme
kararlarını optimize ederek hem verimi hem de çevresel korumayı aynı anda
sağlıyor. Yani su tüketimi artık yönetilebiliyor. Bu iyi haber. Hem de çok iyi
bir haber. Beni çok mutlu eden bu habere karşı yapay zeka aynı oranda sevindi
mi tabi ki hayır. Yapay zekâ kendi duygularına sahip değil. Ama onu tasarlayan,
yöneten ve kullanan insanlar, sürdürülebilirlik hedeflerine duygusal bir bağla
yaklaşıyor. Mesele yalnızca kaynakları korumak olarak belirlenmemiş çünkü.
Gezegenin devamlılığı, adalet, etik ve gelecek kuşakların hakkı gibi birçok
kavramın ya da verilerin arkasındaki duyguyu yönetiyor. YZ bu duyguları
senaryolarla ve öngörülerle somutlaştırarak karar alıcıların önüne koyuyor.
Adeta “vicdanımızın veri tabanı” gibi çalışıyor.
Bu bağın kopmaması için YZ
sistemlerinin yalnızca ekonomik kazanç için çalışmaması gerekir. YZ, etik
ilkeler, sosyal fayda ve çevresel sürdürülebilirlik parametreleriyle
tasarlandığında tadından yenmez. Aksi halde YZ, sürdürülebilirliği bir
verimlilik oyunu haline getirebilir. Bunun için de altını kalın kalemlerle
çizecek bir stratejiye ihtiyaç var o da vicdan parametreleri.
Yapay zekaya atfedilen
"geleceğin pusulası" tanımının altını ancak vicdan parametreleriyle
doldurabiliriz. Çünkü Teknolojinin yönü, onu tasarlayanların yüreğinde
saklıdır. Yapay zekâ ve sürdürülebilirlik, insanlığın geleceğine dair aynı
motivasyonu (daha adil, daha iyi, daha yeşil, daha barışçıl) paylaşıyorsa umut
var demektir. YZ ile belki de hepimizin görevi, bu ortak hissi algoritmalara
rehber eden bir pusula haline getirmek. Hadi kolları sıvayanlar el kaldırsın...
Işık TUNÇEL







