Turizmde “Dolu olsun, yeter” dönemi bitti, artık kârlı doluluk devrine geçmeliyiz
- 13.10.2025
- 12 H

Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar
Birliği (ETİK) Başkanı, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan
yardımcısı Mehmet İşler, turizmde sürdürülebilirliği tehdit eden unsurların
giderek arttığını belirterek, acil yapısal dönüşüm çağrısı yaptı. İşler; başta
yüksek faiz, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primleri ve vergi yüklerinden
kaynaklanan maliyet baskısının sektörün geleceğini tehdit ettiğine dikkat çekti
ve önümüzdeki sezon için hızlı hareket edilmesini istedi.
“SON YILLARIN EN ZORLU DÖNEMİ”
ETİK
Başkanı Mehmet İşler, ülkemiz ve dünyadaki güncel gelişmelerin turizme
etkilerine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de turizm sektörünün son
yılların en zorlu dönemlerinden birini yaşadığını savunan İşler, kapsamlı bir
yeniden yapılanmanın zorunlu hale geldiğini söyledi. Mehmet İşler; “Türkiye
turizm sektörü son yılların en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. Yüksek faiz
oranları, artan enerji ve personel giderleri, SGK primleri ve vergi yükleri
otellerin kârlılığını ciddi biçimde zorluyor. Sektörün bu baskı altında ayakta
kalabilmesi için acilen kapsamlı bir yeniden yapılanmaya gereksinimi var.
Birçok bölgede doluluklar yüksek. Ancak, işletmeler maliyet baskısı altında
eziliyor. Enerji, gıda, içecek, işgücü, bakım ve finansman maliyetleri son iki
yılda olağanüstü arttı. Faiz oranları yatırım yapmayı neredeyse imkânsız hale
getirdi. Doluluk var ama kârlılık yok. Bu sürdürülebilir bir tablo
değildir. Sektörün artık verimlilik,
dijitalleşme ve enerji tasarrufu temelli bir modele geçmesi gerekiyor. Her
işletme kendi içinde tasarruf, planlama ve verimlilik kültürünü oluşturmalı,
enerji yönetiminden personel planlamasına, satın almadan dijital pazarlamaya
kadar tüm süreçleri yeniden gözden geçirmelidir. Artık ‘dolu olsun yeter’
dönemi bitmiştir. Kârlı doluluk devrine geçmemiz gerekiyor.”
“TURİZM TÜRKİYE’NİN VİTRİNİDİR”
“Turizm;
ülkeye döviz kazandıran, cari açıkları kapatan, ekonomiye can suyu veren,
stratejik bir sektördür. Yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik bir
değerdir. Dünya insanının, ülkemize bakış açısını yönlendiren, vitrinidir,
yüzüdür. Bu vitrin güçlü kalmalıdır. Turizm işletmeleri bu nedenle sadece
finansman değil, kamusal yükümlülükler açısından da yeniden desteklenmelidir.
Bugün otellerin gelirlerinin büyük bir bölümü vergi, prim ve enerji
maliyetlerine gidiyor. Eğer sektör maliyet yükü altında ezilirse, yalnızca
oteller değil, tedarikçiler, taşeronlar, ulaşım sektörü ve yerel esnaf da zarar
görecektir.”
“SGK PRİMLERİ VERGİLER HARÇLAR EN AĞIR
YÜK”
“SGK primleri, vergiler ve yerel harçlar otelcinin sırtındaki en ağır yük
haline gelmiştir. Devletin ve özel sektörün el ele verip gerçekleştireceği bir
turizm reformuna acilen ihtiyaç vardır.
Faiz yükü, SGK primleri, stopaj, KDV ve konaklama vergisinde kalıcı
düzenlemeler zaman kaybetmeksizin yapılmalıdır. Bu sadece turizmci için değil,
Türkiye ekonomisi için de bir zorunluluktur. Erken hareket edilmeli, 2026 sezonuna hazırlık bugünden başlamalıdır.
Sektörün nefes alabilmesi için yapısal bir dönüşüm artık kaçınılmaz hale
gelmiştir. Aksi halde birçok tesis önümüzdeki sezonu çıkaramayacaktır.” Dedi.