Corendon Sport Talks’un bu haftaki konuğu Milli voleybolcu Simge Aköz oldu
- 15.10.2025
- 2 Day

Havacılık sektörünün öncü markası Corendon
Airlines’ın spora verdiği desteğin bir yansıması olan Corendon Sport Talks,
Türk sporunun efsane isimlerini ağırlamaya devam ediyor. 343 Digital
prodüksiyonuyla ve Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Arslan’ın moderatörlüğünde
hazırlanan programın 31. bölümüne, Eczacıbaşı Dynavit Takım Kaptanı ve Milli
Libero Simge Aköz konuk oldu.
Havacılık ve turizm sektörlerinde pek çok yeniliği
hayata geçirerek milyonlarca misafirini hayallerindeki tatil destinasyonlarına
uçuran Corendon Airlines, 20. kuruluş yılını kutluyor. Corendon Airlines, bu
anlamlı yılda hayata geçirdiği Corendon Sport Talks video serisiyle, spora
verdiği desteği bir kez daha ortaya koyuyor. Sporun birleştirici gücünü merkeze
alan bu özel projede, Türk spor tarihine iz bırakan isimlerin ilham verici
hikâyeleri ekranlara taşınıyor.
Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı Liberosu ve Türk
voleybolunun öncü kulüplerinden Eczacıbaşı Dynavit Takım Kaptanı Simge Aköz,
yeni sezonu yeni salonunda karşılarken, Corendon Sport Talks’a samimi
açıklamalarda bulundu. Eczacıbaşı’nın Türk kadın sporundaki yerini “Türkiye’nin
ilk kadın hareketi” olarak tanımlayan Simge Aköz, hem yeni salonun heyecanını
hem de kariyerinin dönüm noktalarını paylaştı.
ECZACIBAŞI BENİM İÇİN “EV”
Yeni
salon hakkında konuşan Simge Aköz, “Aslında bizim için de yeni olmasına rağmen,
girdiğimiz ilk andan itibaren o sıcaklığını, Eczacıbaşı’nın Ayazağa’daki o
samimi atmosferini kaybetmemiş bir salondu. Enerjimizi de buraya taşıdık. Daha
önce de söylediğim gibi, Eczacıbaşı denildiğinde genelde burada oynayan,
buradan gelip geçen birçok sporcu burayı ev olarak tanımlar. Biz de o
birlikteliğimizi, Perihan ablamızdan İsmet abimize, salondaki tüm ekibimize
kadar taşıdık. O yüzden burası da artık bizim yeni evimiz.”
Yeni salonun sunduğu imkanlardan da söz eden Aköz,
“Benim için Ayazağa’nın yeri her zaman çok başkadır. Ama burada gerçekten
sporcunun sağlığını, konforunu ve motivasyonunu düşünen bir yapı var.
Görselliğiyle de Türkiye voleyboluna büyük katkı sağlayacak bir salon burası.
Oynaması da çok keyifli olacak,” dedi.
“BEN DE BİR GÜN SENİN GİBİ OLMAK
İSTİYORUM”
Kariyeri
boyunca 31 kupa kazanan kaptan, aldığı en anlamlı iltifatı ise şu sözlerle
anlattı: “Beni en çok mutlu eden iltifat, küçük kız çocuklarının ‘Ben de
bir gün senin gibi olmak istiyorum’ demeleri. O an fark ediyorsunuz ki onların
gözünde inanılmaz bir noktadasınız.”
“YOLUNUZA DEVAM EDİN”
Programda
genç voleybolculara da seslenen Simge Aköz, “Ben bu noktaya gelene kadar
ağladım, kırıldım, küstüm ama yoluma devam ettim. Sevdiğin işi yapmanın,
istikrarlı ve kararlı olmanın önemini hiçbir zaman unutmayın,” dedi.
SABIR, AZİM VE MENTOR DESTEĞİ
Simge
Aköz, voleybola çok erken yaşta başladığını ve yeteneğinin fark edilmesini
şöyle anlattı: "7 yaşındaydım, bir okul seçmesi esnasında keşfedildim.
Keşfedilmemin nedeni boyumun yaşıtlarımın oranına uzun olmasıydı. Zamanla
yanımdaki herkes ilerlerken ben biraz geride kaldım. Bu süreç, benim için
mental olarak çok zorlu bir dönemdi. Çünkü smaçör olarak sayı almak ve
mücadeleyi taşımak başka bir sorumluluktu. Başlangıçta arka planda kalacağımı
düşünerek oynadım, ama hırslı bir sporcuydum ve elimden geldiğince smaçör
olarak devam ettim."
O dönemdeki kritik dönüm noktalarından birini de
paylaşan Aköz, "A takım seviyesinde ilerleyemeyeceğimi anladığımız bir
süreçte Semra hocam vardı; biz ona 'Semra anne' deriz. Bir gün beni soyunma
odasında ağlarken yakaladı ve dedi ki, ‘Sen çok yetenekli bir çocuksun, çok
isteklisin ve ben senin bunu yapabileceğine inanıyorum.’ Bu sözler bana çok
büyük bir kapı açtı. Libero olmak, aslında bana çok uzak bir seçenek gibi
görünüyordu ama saha içinde enerjiyi yaymayı seven biriyim ve bunu yapmaya
devam ettim. Artık sayı alan arkadaşlarım için kutlamayı da çok daha iyi
öğrenmiş oldum."
SİMGE’DEN GENÇ VOLEYBOLCULARA TAVSİYE:
AZİM VE TUTKU
Simge
Aköz, genç sporculara yol gösterici tavsiyelerini şöyle paylaştı: "Birçok
çocuk bizler gibi olmayı, aynı seviyede oynamayı ve göz önünde olmayı hayal
ediyor. Ama buraya gelebilmek için ağladım, kırıldım, zaman zaman küstüm. Bu
noktada beni yoluma devam ettiren şey, sahaya duyduğum derin sevgi ve azmim
oldu. Zaten azmi olan bir çocuk, belki voleybolda değil ama hayatın başka
alanlarında başarılı olabilir."
Aköz, tutkunun önemini vurgulayarak sözlerini şöyle
sürdürdü: "Sevdiğin işi yapmak ve bunun için sahada ter dökmek, bana
mental olarak güç veriyor. Ne kadar iyi idman yaparsam yapayım, bunu bilinçli
bir şekilde kendime katıyorum ve elimden gelenin en iyisini vermeye
çalışıyorum. Sevdiğiniz şeyi sürdürebilmek ve ileriye taşıyabilmek için
istikrarlı ve kararlı olmak çok önemli."
SİMGE AKÖZ’ÜN MAÇ ÖNCESİ TOTEMİ
Maç
öncesi özel bir totemi olup olmadığı sorulduğunda Simge Aköz; "Totemlere
çok bağlı kalmamaya çalışıyorum çünkü çoğu zaman işe yaramıyor. Ama yine de
vazgeçemiyorum. Uzun süredir arka arkaya iyi oynuyorsam veya önemli bir maçta
iyi bir idman yaptıysam genellikle saçımı topuz yapıyorum. Bazen Elif saçımı
örüyor; o gün iyi oynadıysam o saç şeklini yine kullanıyorum. Bu tarz küçük
ritüellerim var biraz."
“POLONYA MAÇINI UNUTAMIYORUM”
Simge
Aköz, kariyerindeki unutulmaz maçlardan birini paylaşırken gözleri parladı: "Çok
güzel başarılara imza attık. Hem milli takımla hem de Eczacıbaşı’yla. Ama benim
için hala yerini kaybetmeyen bir maç var: 2020 Olimpiyatları öncesi olimpiyat
eleme maçında Polonya ile oynadığımız maç. O maçta takım içindeki duygu,
gözlerdeki kıvılcım her gün olmayan bir şeydi. Birçok elit sporcu ve takım
müthiş şeyler kazanıyor ama o maçtaki kendi aramızdaki o duygu başka bir
duyguydu. Benim için unutulmaz."
“ECZACIBAŞI TEK KELİMEYLE ‘EKOL’”
Simge
Aköz, Eczacıbaşı’nı tek kelimeyle tanımlarken “aile” dedi ve ekledi: “Ekol.” Simge,
Eczacıbaşı’nın kadınlar ve kız çocuklarının Türkiye gibi bir ortamda üst
seviyede sporcu ve yönetici olmasını destekleyecek imkanları sağladığını da
vurguladı: “Bütün bu imkanları sağlayabilmek, büyük bir bağlılık ve vizyon
gerektiriyor.”
CEV ŞAMPİYONLUĞU…
Simge
Aköz, CEV şampiyonluğunu şu sözlerle anlattı: “Çok güzeldi. İlk maçı evimizde,
Ayazağa’da oynamıştık. Türbünler tıklım tıklım doluydu. O maçta biz şampiyon
pankartını açtık; aslında arkadaşlarım buna vesile oldu ve kulübümüz de bunu
kabul etti. Bu mantaliteyle Stuttgart’a gittik. İlk maçı 3-1 aldık ve set
vermemize rağmen, şampiyonluk inancımız o günden başlamıştı. Stuttgart,
senelerdir karşılıklı oynadığımız takımlardan biri ve inanılmaz mücadeleciler;
servisleriyle canımızı çok sıkan maçları oldu. Kolay bir maç olmayacağını
biliyorduk, ama inançla mücadele ettik ve kupayı kazandık.”
BU SEZONUN MOTİVASYONU BİRLİK VE MÜCADELE
Simge
Aköz, Eczacıbaşı’ndaki yeni sezon hedeflerini ve takım ruhunu şöyle özetledi: "Tabii
ki Eczacıbaşı'nın Türk ve dünya voleybolundaki yeri hepimizce biliniyor. Biz de
bu sezon, her zamanki gibi tüm kupalara talibiz demek yerine, bu yeni oluşum ve
bu güzel salonda birlik beraberliği sağlayarak, çok genç bir kadroyla
ilerlemeyi hedefliyoruz. Umarım uzun yıllar bu kadroyla kemik bir yapı kurar ve
her sene birkaç oyuncu ekleyerek yolumuza devam ederiz."
Aköz sözlerini, sahadaki mücadele ve iletişimin
önemine dikkat çekerek sürdürdü: "Bu sezon motivasyonumuz, saha içinde
müthiş bir mücadele vermek. Maçlar kazanılır, kaybedilir; kupalar kazanılır,
kaybedilir. Ama bir kemik kadro oluşturmak, bir altyapı inşa etmek gerçekten
zordur. Bu yüzden aramızdaki iletişimin kuvvetine ve saha içindeki agresif
oyunumuza odaklanacağız."
Corendon Sport Talks’un bu özel bölümü, İngilizce
altyazı ve işaret dili desteğiyle YouTube üzerinden izlenebilir:
https://www.youtube.com/watch?v=IBkTqhLxyvI&t=558s