The argument in favor of using filler text goes something like this: If you use any real content in the Consulting Process anytime you reach.

  • img
  • img
  • img
  • img
  • img
  • img

Get In Touch

Güncel Haberler
Otel
Acente
Destinasyon
Vacation
Havacılık
Cruise
Teknoloji
Spor
Sağlık
Sanat

Dünya turizmi geleceğine yatırım yapıyor, peki ya Türkiye?

Dünya turizmi geleceğine yatırım yapıyor, peki ya Türkiye?

 

Türkiye ve Türk turizminin geleceğini düşünürken kendime sık sık şu soruyu soruyorum: “Gerçekten ülkemizin geleceğine yatırım yapıyor muyuz?” Bugün dünyada olup bitenlere baktığımda maalesef cevabı “hayır”.

 

Ukalalık etmek istemem; algıları açık olan herkes bu tabloyu görüyor, ben yalnızca kendi adıma ifade ediyorum. Karamsarlığıyla çevresine olumsuzluk yayan biri değilim. Ancak gerçekleri de olduğu gibi söylemek gerekir; kediye kedi demek lazım. Toplumun geniş kesiminde büyüyen umutsuzluk, derinleşen karamsarlık ve geleceğe dair güven kaybı açıkça hissediliyor.

 

Bu arada dünyada neler oluyor?
Ben turizmci olduğum için daha çok turizm sektörüyle ilgili konuları dile getirmeye çalışıyorum. Dünya hiç durmadan geleceğe yatırım yapıyor, gelişmeye devam ediyor. Yapay zekâ, robotik üretim, sürdürülebilir teknolojiler ve mega turizm projeleri geleceği adım adım şekillendiriyor. Bu yatırımların sonuçlarını çok yakın bir gelecekte hep birlikte göreceğiz. Bugün “hadi hızlanalım” demek bile geç kalmış bir refleks; çünkü küresel dönüşüm yarışında çoktan geride kaldık.

 

Kendimi uzman ya da hüküm veren bir konumda görmüyorum; duyarlı bir vatandaş olarak gözlemlerimi aktarıyorum. Ancak sınırlı bilgiye sahip biri olarak bile dünyanın gittiği yönü görebiliyorsam, ülkenin ve sektörün gerçek profesyonellerinin tabloyu çok daha net gördüğünden eminim. Buna rağmen hâlâ kendi iç çekişmelerimizin dar çemberinden çıkamıyoruz.

 

Dünya turizminde gelecek zaten başladı

Bugün turizmde yaşanan gelişmeler yalnızca bir vizyon sunumu değil; büyük ölçüde hayata geçmiş, finansmanı tamamlanmış ve çalışmaya başlamış projeler. Türk yatırımcıların bile yer aldığı bu dev projeler artık birer gerçek.

 

Suudi Arabistan - NEOM & Red Sea projeleri


Dünyanın bugüne kadarki en büyük turizm yatırımı:

NEOM - The Line: Çölün ortasında 170 km uzunluğunda, karbon sıfır, aynalı mega kent.

Sindalah Island: Ultra lüks yat turizmi adası.

Oxagon: Yüzen sanayi ve lojistik şehri; turizm ve teknolojinin birleşimi.

Red Sea Project: 90’dan fazla adada sürdürülebilir turizm modeli, %100 yenilenebilir enerji.


Toplam yatırım: 500 milyar doların üzerinde.

 

Birleşik Arap Emirlikleri - Dubai - İklim kontrollü turizm şehirleri


Dubai Sky Dome City:
Devasa iklim kontrollü kapalı şehir modeli.

Palm Jebel Ali: 80 otel ve resorttan oluşan yeni turizm bölgesi.

Hyperloop Dubai - Abu Dhabi: 2 şehir arası ulaşım 12 dakikaya düşüyor.

 

Katar - Lusail & Yapay Adalar

Lusail City: Akıllı altyapıya sahip yeni mega şehir.

Qetaifan Island: Bölgenin en büyük tematik su parkı.

 

Mısır - Grand Egyptian Museum (GEM)


Giza piramitlerinin karşısında dev kültür kompleksi.

Dünyanın en büyük arkeoloji müzesi.

 

Çin – Kültürel ve Aktif Turizm Yatırımları


Hainan Island:
Küresel lüks tatilin yükselen merkezi.

Harbin Ice City: Dünyanın en büyük kış turizmi kompleksi.

 

Bu projeler simdiden bugünün turistik çekim merkezleri hâline geldiler.

 

Avrupa’nın stratejisi: Yeni yatırım değil, mevcudu korumak

 

Avrupa ülkeleri ise farklı bir strateji izliyor. Onlar için artık öncelikli hedef:
Doğayı korumak

Çevreyi tahrip etmemek

Sürdürülebilir yaşamı devam ettirmek

Kitle turizmini kontrol altında tutmak


Bu nedenle yüksek vergiler, zorlaştırılan vizeler ve kota sistemleri uyguluyorlar. Yönetilen değil, yönlendiren taraf olmayı başarıyorlar.

 

Bölgenin yeni gerçeği: Turizm personeli göçü

Yakın geleceğin en kritik başlıklarından biri şu olacak: Suudi Arabistan, Katar ve BAE; dev projelerini işletmek için dünyanın dört bir yanından turizm personeli transfer edecek.

 

Türkiye için bu gelişme iki önemli sonuç doğuruyor:

Yetişmiş iş gücünü elde tutmak zorlaşacak.

Türkiye’nin rekabet gücü ve operasyon maliyetleri daha da baskılanacak.

 

Bizim açımızdan insan kaynağı konusu ciddi bir risk oluşturuyor.

 

Artık öncülük etme zamanı… Hem de çoktan

Türkiye turizmi çok büyük bir potansiyele sahip. Bu sektöre yatırım yapan güçlü bir camia var. Taşın altına elini koymuş, risk almış, bu alan için varlığını ortaya koymuş insanlar… Ancak ne yazık ki geleceğin en büyük riskleri de yine onların omuzlarında olacak. Zaman giderek daralıyor.

 

Bugün turizmin önde gelenlerinin; bilinçlenme, teknoloji, eğitim, sürdürülebilirlik, destinasyon geliştirme,insan kaynağı yönetimi konularında öncü bir rol üstlenmesi artık bir tercihten çok zorunluluk.

 

Konfor alanlarımızda kahvemizi yudumlarken sağa sola eleştiri yöneltmekle sonuç değişmeyecek.

Zaman sorumluluk alma zamanıdır.

 

Son bir soru
Kolaycılığa kaçıp, ülkeyi en zor durumdan çıkarıp Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün yeniden gelip bizi kurtarmasını mı bekleyeceğiz?

 

Düşünce yapısı olarak O’nun 100 yıl önce yaptıklarının bile gerisindeyken, yeniden bir mucize yaratmasını beklemek sizce de hem aşırı kolaycılık hem de imkânsız bir hayal değil mi?

İbrahim ÇELİK