Matbah Restaurant'tan Şeb-i Arus’a özel Mevlevi Sofrası
- 9.12.2025
- 2 Day
Yüzyıllar boyu Osmanlı İmparatorluğu’na ev sahipliği yapan tarihi yarımadada yer alan Matbah Restaurant, 7 - 17 Aralık tarihleri arasında, bu yıl 752’ncisi düzenlenen Şeb-i Arûs sebebiyle, “Mevlevi Sofrası” kuruyor. Michelin 2023 ve 2024 Seçkisinde Önerilen Restoranlar Kategorisine giren Matbah Osmanlı Saray Mutfağı, Mevlevi sofrasının en seçkin örneklerini sunacak.
İstanbul Sultanahmet’te bulunan Ottoman Hotel Imperial’in bünyesinde hizmet veren Matbah Restaurant, Hazreti Mevlana’nın 752’nci Şeb-i Aruz münasebetiyle 7 - 17 Aralık 2025 tarihleri arasında 12’ncisini düzenlediği ve Mevlevi sofrasının en seçkin örneklerinin yer aldıağı Mevlevi Somadı etkinliğini müşterilerine sunuyor. Büyük İslam alimi Mevlana’nın eserlerinde verdiği reçeteler, bugün Konya mutfağının hala önemli bir parçası. Mevlana, hayat felsefesini açıklarken sembollerinin çoğunu doğadan seçmiş. Gıdalar da bu semboller arasında. Mevlana’nın, ilahi aşk şiirlerini toplayan Divan-ı Kebir adlı eserinde geçen “Hamdım, piştim, yandım” sözü, buna bir örnek.
BU SOFRA BAŞKA SOFRA
Osmanlı Saray mutfak sanatını yaşatan
Matbah Restaurant özenle seçilmiş ve aslına uygun olarak hazırlanmış Mevlevi
Mutfağı’nın eşsiz ve zengin lezzetlerini içeren Mevlevi Somadı menüsü ile
misafirlerini bekliyor. Matbah Restaurant şefi Kadir Yılmaz’ın hünerli
ellerinden çıkan Mevlevi Mutfağı’nın özel lezzetleri arasında bulunan,
Sirkencübin Şerbeti, gibi en özel tatlar ile, Tarhana Çorbası veya Balık
Çorbası, Kavurmalı Yumurta, Çam Fıstığı Hoşafı, Gül Yapraklı Marul Salatası,
Sirkencübin Şerbeti, Pekmezli Elma Dolması veya Tavuk Külbastı seçeneklerinin
bulunduğu Mevlevi Mutfağının sofrasının vazgeçilmez tadı, Badem Helvası veya
Kadayıf yine menüde yer alıyor.
AŞÇIYA SAYGI VAR
Uzun araştırmalarla birlikte gastronomi
turizmine katkılar sunmak için çalıştıklarını ifade eden Ottoman Hotel Imperial
Genel Müdürü Serdar Balta, ‘Mevlevi Somadı’ etkinliğinin bu yıl 12’ncisini gerçekleştireceklerini
belirtti. Balta, bu etkinlik hakkında ise şunları söyledi: “Sufizm, yani
tasavvuf öğretisinde ‘mutfak’ çok önemli bir yer tutar. Dervişlerin
eğitimlerine başladıkları yer. Amaç, sadece yemek pişirmeyi değil, aynı zamanda
insanlığa sunulmuş yiyeceklere karşı saygı duymayı öğrenmektir. Mevleviler,
yüce yaratıcının sunmuş olduğu nimetleri büyük hünerle pişirdikleri ve kulların
beslenmesine aracılık ettikleri için aşçılara büyük saygı gösterirlerdi. Bu hürmetin en büyük ispatı, Mevlana’nın
çok sevdiği aşçısı Ateş-baz Veli (ateşle oynayan ermiş kişi) öldüğünde, onun
adına bir türbe yapılmasıdır. “Somat” (sofra) adabına da büyük önem veren
sufiler, günde öğle ve akşam olmak üzere iki kez yemek yerler. Sofrayı can’ lar
(mürid) hazırlar. Tuz, yemeklerde törensel ifade taşır. Yemek onunla başlar,
onunla biter. Hazırlıklar bitince, yemeğin yenmesine gelir sıra. Kazancı Dede,
kazanın kapağını açınca, can’ lar kazanı ocaktan alırlar. Kazancı Dede’nin
duası ile ‘Huuu Somata Salaaa’ diyerek yemek daveti duyurulur. Elleri önde
bağlı duran sufiler, kapıya gelince başlarını eğerek selamlaşır ve sofraya
geçerler. Şeyhin katılımı ve duası ile yemeğe başlanır. Yemek esnasında
kesinlikle konuşulmaz. Mevlevilerde yemek faaliyeti adeta bir ibadet halidir;
yemek yerken kendilerine nasip olan lokmalar için devamlı şükrederler. Yemeğe
topluca başlandığı gibi topluca bitirilir. Menüde kullandığımız tüm kaynak Türk
mutfak kültürü ve yemekleri araştırmacısı olan Nevin Halıcı’ya ait. Bizde bu
farklı lezzetleri tatmak ve deneyimlemek isteyen misafirlerimizi öğle ve akşam
yemeklerine bekliyoruz” dedi.







