Kontrolsüz maliyet artışları ve kur baskısı turizm sektörünü çıkmaza sürüklüyor
- 9.12.2025
- 2 Day
Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar
Birliği (ETİK) Başkanı, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan
Yardımcısı Mehmet İşler, Türkiye turizminin 2026 yol haritasına ilişkin
değerlendirmelerin “Kritik Bir Dönemeç”i işaret ettiğine dikkat çekti.
Mehmet İşler, 2025 sezonunda ortaya çıkan verilerin
Türkiye’nin Avrupa pazarında belirgin şekilde “yüksek maliyetli destinasyon”
kategorisine yerleştiğini gösterdiğini, Türk turizminin yalnızca fiyat rekabeti
açısından değil; makroekonomik baskılar, yatırım ortamındaki daralma, artan
küresel rekabet ve tüketici güvenindeki aşınma nedeniyle kritik bir dönemeçte
bulunduğunu belirten Mehmet İşler, döviz ile satıp Türk Lirası (TL) ile
maliyetlere katlanarak bu süreci yönetmenin mümkün olmadığının görülmesi
gerektiğini söyledi.
İşler; “TL’deki kontrolsüz maliyet artışları ve kurun
baskılanması sektörü çıkmaza sürüklemektedir. Maliyet makası bozulmuştur. Basit
örnekleme gerekirse: 1 Ocak 2024 ve 1 Ocak 2025 tarihlerinde ki sadece asgari ücret
rakamları karşılaştırılırsa asgari ücret en az yüzde 30 artarken dolar kuru
artışı 8.5 ta kalmıştır. Bunu gıda, vergiler, yakıt, enerji, su gibi girdi
kalemleriyle karşılaştırırsak farkın çok daha büyük olduğu görülecektir. Evet, hala maliyetler her gün TL bazında
artıyor, ancak kur aynı oranda artmadığı için makas kapatılamıyor. Krediyle
kapatalım’ dediğimizde ise yüksek faizler devreye giriyor. Ciro artıyor ama
kârlılık yok. Kâr olmayınca yatırım yapılamıyor. Türkiye’nin pahalı
görünmesinin ana nedeni kurun baskılanarak, maliyetlere paralel oranlarda
değerlenmemesidir. Avrupa’da yaşayan ve
çalışan vatandaşlarımız bile Yunanistan, İspanya, Mısır ve Fas’ı tercih etmeye
başladı. İspanya’da 850, Yunanistan’da 780, Mısır’da 720 Euro’ya yapılan 7
gecelik paket turun Türkiye’deki eşdeğeri 1000 Euro olmuştur. Türkiye bugün
rakiplerine göre %30–%45 daha pahalı görünür olmuştur. Bu fark sürdürülebilir
bir fark değildir. Kurun baskılandığı ve maliyetlerin beklentilerin üzerinde
arttığı bir gelecekte bu fark daha da büyüyecektir. 2025 sezonu tüketici güvenini de
zedelediğimiz bir sezon oldu. Misafir erken rezervasyon yapıyor fakat sezon
içinde fiyat daha da düşüyor. Tüketici ciddi hayal kırıklığı yaşıyor. 2026’da
Türkiye yeniden son dakika satışlarına mahkûm olacaktır”
TÜRKİYE’NİN ALTERNATİFİ HALİNE GELDİLER
“Biz
artık bilinen rakiplerle değil, yeni bölgesel güçlerle yarışıyoruz. Mısır,
düşük iş gücü maliyetleri, güçlü fiyat istikrarı, agresif yatırım, Fas, yeni
konsept resortlar, devlet destekli turizm stratejisi, Dubai ve BAE, dijital
turizm, tematik mimari ve yapay peyzaj ile yüksek çekicilik, Suudi Arabistan,
Vision 2030, mega destinasyon projeleri, Uzak Doğu, dijitalleşme ve
sürdürülebilirlik odaklı model, Yunanistan, ürün değil destinasyon markası
odaklı, sürekli yenilenen konseptlerle karşımıza çıkıyor. Bu ülkeler dün bizim için risk değildi; bugün
ise Türkiye’nin alternatifi hâline geldiler.”
“ACİLEN 3D”
Türkiye’nin
acilen 3D formülünü hayata geçirmesi gerekiyor. 1. Yeni düşünceler ve yeni
ürünler geliştirmeyi ifade eden DEĞİŞİM (Innovation) 2. Yapısal ve finansal
reform anlamına gelen DÖNÜŞÜM (Transformation) 3. Rekabete hızlı uyumu
tanımlayan DEVİNİM (Adaptation & Agility). Yeni ürünleme ve modelleme
yaratamazsak, banko üstüne konan buz misali her gün eriyerek 2026’da rakipler
bizi açık biçimde sollayacaktır. Pahalı destinasyon algısını kırmadan, fiyat
istikrarını sağlamadan, maliyetleri disipline etmeden ve tüketici güvenini
onarmadan Avrupa pazarında kaybettiğimiz ivmeyi geri almamız mümkün değildir.
2026, Türk turizmi için bir yol ayrımıdır. Ya hataları telafi edeceğiz ya da
küresel rekabette geriye düşeceğiz” dedi.







