The argument in favor of using filler text goes something like this: If you use any real content in the Consulting Process anytime you reach.

  • img
  • img
  • img
  • img
  • img
  • img

Get In Touch

Güncel Haberler
Otel
Acente
Destinasyon
Vacation
Havacılık
Cruise
Teknoloji
Spor
Sağlık
Sanat

Turizm Sektörü: Ahlak ve güvenin turnusol kağıdı

Turizm Sektörü: Ahlak ve güvenin turnusol kağıdı

Bu konuyu gündeme getirmenin tek başına büyük bir değişim yaratmayacağını biliyorum. Amacım sadece doğru davranışların filizlenmesine katkı sağlamak. Bu yüzden yazdıklarımı hayal ya da ütopik görmeyin; olması gerekeni hatırlatmaya çalışan bir çaba olarak görün.

Turizm tamamen insana dayalı bir sektör. Misafire sunulan şey yalnızca bir oda, bir yemek ya da bir tur değil. Asıl sunulan; davranış, tutarlılık, kültür ve verilen sözlerin tutulmasıdır. Bu yüzden turizmde ahlak ve güven soyut kavramlar değil, sektörün temel direkleridir. Bir ülkenin itibarı, yaşam kültürü ve turistin aldığı hizmetten duyduğu memnuniyet bu temeller üzerinde yükselir.

Sağlıklı bir turizm yapısı için temel ilkeler

Turizm; otelden restorana, taksiciden rehbere, marketten havalimanına kadar geniş bir ekosistemdir. Bu yapının güçlü olması için sadece iyi oteller yeterli değil. Ahlak, disiplin, şeffaflık ve güvenin hâkim olduğu bir düzen şart.

Sağlıklı bir turizm düzeni için olmazsa olmazlar:
- İşletme sahiplerinin çalışanlarına karşı dürüst olması
- Doğru işe doğru ücret verilmesi
- Kadro ve terfilerde liyakatın esas alınması
- Çalışan haklarının korunması
- Şeffaflık ve hesap verebilirlik
- Ürün ve hizmet güvenliğinin asla riske atılmaması
- Verilen sözlerin-fiyat, hizmet, oda, tur içeriği-eksiksiz yerine getirilmesi
- Çalışanın işine sahip çıkması ve görevini özenle yapması
- Yerel halkla sağlıklı ilişkiler kurulması
- Denetim mekanizmalarının güçlü olması
- Eğitim ve mesleki gelişimin desteklenmesi
- Tedarikte etik kuralların uygulanması
- Çevre ve sürdürülebilirlik bilincinin yerleşmesi
- Atık, enerji ve çevre yönetiminin modern standartlarda olması

Bu ilkeler sadece oteller için değil; turizme dokunan herkes için geçerlidir.

Ahlaki zeminin güçlü olduğu yerde çalışan işletmesine sahip çıkar, işletme çalışanını korur. Misafir ise kendisine verilen sözlerin tutulacağını bilir. Bu yaklaşım zamanla hem destinasyonun hem ülkenin itibarını güçlendirir. Bu bir hayal değil; herkesin özlediği huzurlu bir yaşam biçimidir.

Ahlak ve güvenin olmadığı yerde ise tam tersi olur: Kurallara uyanlar kendini “enayi” gibi hisseder, bu duygu da topluma hızla yayılan toksik (zehirli) bir atmosfer oluşturur.

Bir de tersinden bakalım

Şöyle bir turizm ortamını hayal edin:
- Taksici kasıtlı olarak fazla yazıyor,
- Otel maliyet kısmak için gıda güvenliğini ihmal ediyor,
- Rehber bilgi yerine manipülasyon yapıyor,
- Daha benzeri sayısız örnek…

Zincirin bir halkası koptu mu güven sarsılıyor. Güven kaybolduğunda sadece tek bir işletme değil, tüm sektör ve ülke imajı zarar görüyor.

Sonuçta kim aldatılmış hissetmek ister?

Son yıllarda yaşanan bazı olaylar maalesef bunun göstergesi:
- Gıda zehirlenmeleri, can kayıpları
- Hijyen ve güvenlik ihlalleri
- Tur otobüsü kazaları
- Otellerde yaşanan etik dışı olaylar
- Fahiş fiyatlı taksiler, abartılı adisyonlar

Bu sorunların temelinde aynı gerçek yatıyor: Ahlaki zafiyet, zayıf denetim ve toplum geneline yayılan güvensizlik.

Emlak sektöründen bir örnek: Güvenin ekonomik bedeli
Ahlak ve güvenin ekonomiye etkisini en net emlak sektöründe görüyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri’nde ortalama bir 1+1 daire 200.000 USD’den başlıyor. Aynı parayla Antalya’da denize yakın daha büyük daire alabiliyorsunuz. Peki fark nerede?

Metrekarede değil; istikrarda ve güvende.

Dubai’de:
- Devlet projelerin tamamlanmasını garanti eder
- Çift satış ve yarım kalan proje neredeyse yoktur
- Yaptırımlar ciddi ve caydırıcıdır
- Fiyatlar öngörülebilir şekilde yükselir

Türkiye’de ise:
- Yarım kalan projeler
- Aynı dairenin birkaç kişiye satılması
- Yabancı yatırımcının güvensizlik nedeniyle çekilmesi
- Sert fiyat dalgalanmaları

Ve yine bedeli yapan değil, mağdur öder.

Sonuç: Sürdürülebilir turizmin temeli ahlaktır

Turizmi geliştirmek için daha fazla otel yapmak, daha çok uçuş koymak ya da reklamları artırmak tek başına yeterli değil. Asıl kalkınma; adalet, ahlak, güven ve sorumluluk bilinci üzerine kurulu bir düzenle mümkün.

Bu değerler güçlendiğinde:
- İşler kolaylaşır
- Hizmet kalitesi istikrar kazanır
- Yatırımcı güvenle gelir
- Turizm sürdürülebilir olur
- Toplumsal refah artar

Kısacası formül çok net:
Adalet + Ahlak + Güven + Sorumluluk.

Bu unsurlar bir araya geldiğinde sadece turizm değil, bütün toplum daha güçlü, daha itibarlı ve daha huzurlu bir geleceğe yürür.

İbrahim ÇELİK