Otelin temeli beton değil, İnsandır
- 16.12.2025
- 1 Day
Otelin temeli beton değil, İnsandır
İnsan planlaması olmayan otel, yatırımsız bir yapı gibidir.
Otelcilik, dışarıdan bakıldığında taş, beton, cam ve çelikten ibaret bir yapı
gibi görünür. Oysa bu sektörün gerçek omurgası, insanın ta
kendisidir.
Lobideki gülümseme,
mutfaktaki titizlik, kat hizmetlerindeki sessizlik, resepsiyondaki
sabır… Bunlar bir yatırım planında yer almayan ama işletmenin kaderini
belirleyen unsurlardır.
Yatırım planı var, insan planı nerede?
Bugün birçok otel
yatırımcısı, mimari çizimlere, metrekare hesaplarına, malzeme tedarikine,
açılış tarihine odaklanırken; insan planlamasını açılışa yakın bir tarihte
hallederiz diyerek ertelemektedir. Oysa bir otelin başarısı, duvarlarının
ne kadar sağlam olduğundan çok, içindeki insanların ne kadar doğru
konumlandırıldığıyla ilgilidir.
Sahada plansız insan, plansız hizmeti var eder
Bir otelin açılışına üç ay kala, teknik ekip hâlâ klima montajını bitirmeye
çalışırken, insan kaynakları departmanı “Kat görevlisi nereden
buluruz?” sorusuna yanıt arıyorsa, o işletme daha başlamadan
tökezlemiştir. Çünkü insan planlaması, sadece işe alım değil; doğru
kişiyi, doğru zamanda, doğru pozisyonda, doğru motivasyonla yerleştirme
sanatıdır.
Plansız insan yönetimi, sahada şu sonuçları doğurur:
- Vardiya çakışmaları nedeniyle çalışanlar birbirine düşer
- Misafir memnuniyeti düşer çünkü hizmette tutarlılık oluşturulamamıştır,
- Yetenekli çalışanlar,
gelişim fırsatı bulamadığı için başka markalara başka işletmelere geçer, -
Operasyonel verimlilik düşer, maliyetler artar, kârlılık erir.
İnsan planlaması olmayan
otel, açılmadan hayata ve yarışa yorgun başlar. İnsan planlaması, bir otelin
görünmeyen mimarisidir. Tıpkı bir binanın taşıyıcı kolonları gibi,
çalışanlar da işletmenin yükünü dengeli biçimde taşırlar. Bu denge
bozulduğunda, en şık tasarımlar bile misafire hizmet edemez hale gelir.
İyi bir insan planlaması
şunları içerir:
- İş gücü ihtiyacının
sezonsal dalgalanmalara göre projelendirilmesi,
- Yedekleme planlarıyla
kritik pozisyonların güvence altına alınması,
- Eğitim ve gelişim
haritalarıyla çalışanların potansiyelinin açığa çıkarılması,
- Ekip içi uyumun kültürel ve
operasyonel olarak desteklenmesi.
Bu planlama, sadece bugünü
değil, işletmenin yarınını da şekillendirir.
Başlangıçta İK danışmanlığı almak dışarıdan gelen değerli bir iç görüdür.
Birçok otel, insan kaynakları süreçlerini iç ekiplerle yürütmeye
çalışır. Ancak dışarıdan gelen bir İK danışmanlık hizmeti, işletmenin kör
noktalarını görme, stratejik planlama yapma ve sürdürülebilir sistemler kurma
konusunda büyük fark yaratır. Bu hizmetler, işletmenin sadece insan
sayısını değil, insan değerini yönetmesini sağlar.
İnsan planlaması olmadan büyüme hayaldir.
Otelcilik, sadece oda satmak
değildir. Oda satarken misafirle bağ kurmak, çalışanla güven inşa etmek,
markayla sadakat yaratmaktır. Bu da ancak insan planlamasıyla mümkündür.
İnsan olmadan hizmet, hizmet olmadan marka olmaz.
Yatırım planı, binayı ayağa
kaldırır. İnsan planı, işletmeyi hayatta tutar. İkisi birlikte ise başarıyı
sürdürülebilir kılar. Her otel yatırımının yanında bir insan yatırım
planı da olmalı. Çünkü hizmeti planlamak işi yürütür, insanı
planlamak işi büyütür.
Otelcilikte asıl yatırım insanadır
Otelcilikte yatırım planı,
binayı ayağa kaldırır; ama insan planı, o binada hayatı başlatır. Ne var
ki sektörde hâlâ betonun mukavemeti konuşulurken, insanın dayanıklılığı göz
ardı ediliyor. Oysa bir otelin başarısı, sadece açılış tarihine değil,
açılış günü lobide misafiri karşılayacak doğru insanın orada olup olmamasına
bağlıdır.
Birçok yatırımcı, metrekare
başına maliyet hesabını ezbere bilir ama bir kat görevlisinin kaç odayı kaç
dakikada temizleyebileceğini bilmez. İnsan planlaması, sadece kadro sayısı
değil; doğru kişiyi, doğru pozisyonda, doğru motivasyonla konumlandırma
sanatıdır.
Plansız insan yönetimi, en
iyi mimariyi bile işlevsiz kılar; çünkü hizmet, duvarlardan değil, duygulardan
geçer. Eğer yatırım planı kadar titizlikle insan planı da yapılsaydı,
sadece oteller değil, markalar da büyürdü. Çünkü otelcilikte asıl yatırım,
insanın emeğine, bilgisini geliştirmeye ve aidiyet duygusunu beslemeye
yapılır.
Ve bu yatırım, en yüksek
getiriyi sağlayan, en az konuşulan ama en çok hissedilen yatırımdır.
Nevzat Ahmet ÇELEBİ







