The argument in favor of using filler text goes something like this: If you use any real content in the Consulting Process anytime you reach.

  • img
  • img
  • img
  • img
  • img
  • img

Get In Touch

Güncel Haberler
Otel
Acente
Destinasyon
Vacation
Havacılık
Cruise
Teknoloji
Spor
Sağlık
Sanat

Ahmet Polat: “Sherwood Hotels olarak, ciddi bir dönüşüm geçirdik”

EkoTürk’te yayınlanan Lale Elmacıoğlu'nun sunduğu Sektörel Bakış programına konuk olan Sherwood Hotels & Resorts Ceo'su Ahmet Polat turizm gündemini değerlendirdi.

Sherwood Resort And Hotels Ceo'su Ahmet Polat, Kurban Bayramı ile ilgili olarak, “Bayramlar biz turizmciler için çok farklıdır. Bir heyecan havası içinde geçer. Her zaman olduğu gibi bu yıl da gerçekten yoğun, dolu dolu bir bayram süreci atlattık. Antalya, %90’lık bir doluluk oranları yakaladı. Biz tesislerimizde ise %100’ü gördük” şeklinde konuştu.

2025 sezonu için belirlenen hedeflerin yakalanacağını belirten Polat, “2025 ilk 6 ayı için geçen seneyle kıyaslama yaparsak altında değil, biraz üstündeyiz. Tatil dönemi tam anlamıyla başladıktan sonra 2025 yılı hedefimiz olan 18 milyon turist hedefini yakalayacağımızı hatta biraz da geçeceğimize inanıyorum. Sherwood Hotels & Resorts olarak biz, Antalya turizmine paralel bir şekilde ilerliyoruz. 6 aylık dönemde hem fiyat bakımından hem geceleme sayısı bakımından artış sağladık. Toplam cironun geçen yıla karşılığı %15. Şu anda ilk 6 ay içerisinde öndeyiz. Ben diğer meslektaşlarımızın da yakın durumlarda olduğunu tahmin ediyorum. Bu sebeple cirosal anlamda da hedeflerin tutturulacağı da öngörüyorum. Ağırlıklı olarak Türkiye, Almanya, Rusya, İngiltere ve Polonya bizim gruplarımızda ön plana çıkan pazarlarımız arasında yer alıyor” dedi.

Polat, gastronominin artık dünyada başlı başına bir ilgi noktası hâline geldiğinin altını çizerek, “Bunu kendi ülkemizde de görüyoruz. İnsanların dikkatlerini çekiyor ve incelediğiniz zaman baktığınız zaman aslında o toprakların yemek çeşitliliği yemekleri aslında bir hikâyeyi anlatıyor. Biz 5 yıldan bu yana gastronomi ile ilgili stratejimizi Anadolu ve Akdeniz mutfakları olarak belirledik. Çünkü biz şunu dedik, biz Anadolu’dayız, bu topraklarda yaşıyoruz ve bu topraklarda insanlara hizmet sunuyoruz. O zaman bizim ana çıkış noktamızın, kendi gastronomimiz, kendi yemeklerimiz olması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü turizmde artık her geçen gün yapısal ve konseptler değişiyor. Bilir olabilmeniz için bulunduğunuz bölgelerin marka değerini ve çekiciliğinin artması gerekiyor. Kültürümüzü yansıtmamız ve bir marka değeri haline getirmemiz lazım. Türk mutfağına baktığımızda çok üst sıralarda yer alabilecek bir potansiyele sahip. Evet, biz otellerimizde Anadolu ve Akdeniz mutfaklarını sunacağız ama bunu yaparken de kültürünü, ana temasını bozmadan, modern sunum teknikleri, modern pişirme teknikleri ile daha zengin sunmaya çalışıyoruz. Bunları hazırlarken de sunum açısından da bu konuyla ilgili de uzmanlaşmış profesyonellerle de danışmanlık ve eğitim alıyoruz” ifadelerinde bulundu.

“Her Şey Dahil sistemin”, günümüz turizmindeki konumunu da değerlendiren Polat, “Öncelikle her şey dahil sistemi talep doğrultusunda olmuş bir konsept, bir sistem. İlk başladığı dönemlerde aslında hepimiz çok mutluyduk. Sonrasında dönem dönem hem tüketici tarafından hem biz uygulayıcılar tarafından eleştirilir, gündem maddesi yapılır. Bunu net olarak söyleyebilirim ki dünyada her şey dahil sistemi en iyi uygulayan ülke biziz. Şimdi hem biz böyle bir noktaya gelmişken hem de halen daha dünyada talep gören, birçok insanın tercih ettiği bu sistemi kaldırmak yerine bence standartlarının ve sınırlarının belirlenmesi gerekiyor. Çünkü genelde her şey dahil sistem, çocuklu aileler tarafından tercih ediliyor. İlk çıkış noktası da şuydu: nakit-zaman. Herhangi bir süre kısıtlaması olmadan tesise girdiğinizde rahat bir şekilde tatilin geçirilebilmesiydi. Tabii biz hatayı bu sistemi yiyecek ve içecek üzerine çok odaklandırarak yaptık. Tatilcilerin yalnızca yemek-içmek haricinde de çeşitli aktivitelere katılarak iyi zaman geçirmelerini sağlamak gerekiyor. Biz Sherwood olarak, ciddi bir dönüşüm geçirdik. Hem çocuklar hem gençler hem de aileler için ister hep birlikte ister ayrı katılacakları etkinlikler yapıyoruz. Ülkemizde ve yurtdışından tanınmış sanatçılarla çok özel programlara imza atıyoruz. Su sporlarında insan sağlığını koruyan, insan sağlığına risk atmayacak şekilde aktiviteleri arttırıyoruz. Bundaki hedefimiz şu, tamamen yiyecek, içecek mantığından çıkılıp tatili tamamen bir deneyim haline getirmek. Tabii ki, otelden çıkılıp destinasyonun gezilmesini, kültürünün tanınmasını destekliyoruz ama öncelik olmaya çalışıyoruz” dedi.

Polat, Türkiye’de erken rezervasyon alışkanlığının yeni gelişmeye başladığını belirterek, “Biz grup olarak iç pazarda ve dış pazarda aynı fiyatı sunuyoruz. Çok büyük bir fiyat farkı olmuyor. Türk aileler, rezervasyonlarını Haziran ve Eylül arasında yapıyor. Yani kısıtlı bir dönem. Biz 12 aya maalesef iç pazarı yayamıyoruz. Yani misafirlerimiz de yayamıyor. Bu tarihler, dünyanın her yerinde çok pahalı yüksek fiyatlı olan dönemi kapsıyor. Özellikle Avrupa’da erken rezervasyon sistemine yıllardan beri oturmuş şekilde. İnsanlar tatil yapacakları zamanları belirleyip erken rezervasyon yapabiliyorlar ve fiyat avantajını yakalamış oluyorlar. Türkiye’de bu durum yeni yeni gelişmekte, henüz oturmuş değil. Biz Kasım sonu Aralık başı gibi bir sonraki yılın satışlarını ve erken rezervasyon süreçlerine başlatırız. Benim iç pazar ile ilgili misafirlerimize önerim iyi takip etmeleri. Bunu yaptıklarında yabancı misafirleriyle aynı rakamlara konaklamaları mümkün olabiliyor” tavsiyesinde bulundu.