Günümüzde teknoloji hayatımızın pek çok alanında aktif olarak kullandığımız temel bir  kavram haline geldi. Turizm ise küresel ölçekte hareketlilik gerektiren bir sektör olduğu  için dijitalleşmeye en hızlı ayak uyduran sektörlerden birisi haline evrildi.

Peki bunun  pozitif ve negatif sonuçları nelerdir Turizm gibi bir hizmet sektörü tam dijitalleşmeye ayak uydurabilir mi?

Turizm, insanların yeni olanı keşfetme arzusundan doğarken diğer yandan teknoloji,  kolaylık sağlama ve hayatı hızlandırma isteğinden doğmuştur.

Güncelde teknolojik  gelişmelerin turizm sektörü paydaşlarına entegre edilişi gözlenebilir derecede açık. Gelişen dünyada ülkeler turizm hareketlerini arttırmak ve cazip hale getirmek için tam
dijitalleşme yolunda istikrarla ilerlemeye devam ediyorlar. Her durumun olduğu gibi bu durumun da elbette olumlu ve olumsuz noktaları var ve bunlara aynı oranda değinmek gerekir.

Olumlu noktalarından başlamak gerekirse akla ilk gelen hızlı ve kolay rezervasyon sistemidir. İnternet üzerinden rahatça rezervasyon oluşturmanın yanı sıra kıyas,  değerlendirme ve karar verme süreçlerinde planlama sürecini rahatlatmaktadır. Diğer  yandan yapay zeka araçları ve algoritmaları kişiselleştirilmiş öneriler, kişilerin ne stediklerini algılama, arama yaptıkları sitelerden öneriler sunma ve memnuniyeti  arttırma sağlamaktadır.

Bunlara ek olarak son zamanlarda ismini sıkça duyduğumuz AR/VR yani artırılmış ve sanal gerçeklik teknolojileri, müze, otel, turistik yerleri turistlere gitmeden deneyimleme fırsatı sunmaktadır. Son olarak turizm sektöründe şeffaflığı ve güveni artıran ve yenilikçi bir araç olarak öne çıkan Blokchain teknolojisine değinmek istiyorum. Bu teknoloji aracı kurumlara olan bağımlılığı azaltarak maliyetleri düşürür ve otel rezervasyonları, uçuş  biletleri ve seyahat sigortalarında sahteciliği önleyerek işlemlerin doğruluğunu garanti altına altına alır.

Olumsuz sayılabilecek yönlerine gelirsek, turizm sektörü güleryüz isteyen bir sektör. Tam dijitalleşmenin ve insan etkisinin azalması bire bir etkileşimin ve sıcakkanlı yaklaşımın yerini tutamayacağından iletişim bağlarını zayıflatıp monoton bir deneyime dönüşebilir ki bu hizmet sektöründe hoş bir durum değildir. Kişilerin ve ülkelerin dijitalliğe erişimi farklılaşabildiğinden dijital uçurum yaratma potansiyeli de barındırmaktadır.

Tüm bu olumsuz senaryoların arasında en tehlikelisi ve önemlisi sayılabilecek son madde ise gizlilik ve güvenlik endişeleri. Online rezervasyon ve dijital ödeme sistemleri, biyometrik tanıma teknolojileri, kimlik bilgilerine erişim gibi pek çok detay güvenliğimiz açısından gerekli olduğu kadar tehlikelidir de. Aldatıcı web arayüzleri ve sahte alan adlarına dikkat etmek gereklidir, bu da gelişmiş bir dijital okuryazarlık düzeyine erişmekle mümkündür.

Bu bilgiler ve deneyimler dahilinde dijitalleşmenin turizm sektörüne etkisinin oldukça büyük ve etkili olduğunu görmekteyiz. Gelişen teknolojiyle birlikte bu etkiler artacak ve turizm sektörü evrilmeye devam edecektir. Bu noktada önemli olan olumlu özellikleri bünyemize katmaya devam ederken olumsuz özelliklerin ise denge politikası izleyerek minimize edilmesi gerektiğini bilmek ve buna uygun entegre olmaktır.

Unutmamak gerekir ki düşünüldüğünde başta Bilişim ve Teknoloji olmak üzere pek çok alan ve politika turizm sektörüyle doğrudan ilişkilidir. Bunun farkında olmak ise bizleri bilinçli bir turizmciden öte donanımlı bir paydaş yapar.

Ayşe EYLÜL