Kapatılan 4 bin otelin kapısını açacak mahkeme kararı çıktı
- 21.06.2025
- 77 Day

Anayasa Mahkemesi ‘Teşebbüs özgürlüğünü
sınırlayamazsınız’ dediği halde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 4 bin oteli
mühürlemesi turizm sektöründe kaosa neden oldu. Binlerce yerli ve yabancı
turist, odalarından çıkarılarak kapı önüne konuldu. Kriz devam ederken mağdur
otellerden birinin avukatı Abide Gülel Saral, Kayseri 1. İdare Mahkemesi’ne
giderek yürütmeyi durdurma kararı aldırmıştı. Mahkeme, titiz bir incelemenin
ardından kesin kararını verdi. Bakanlığın sınırsız bir yetkiyle teşebbüs
hürriyetini engelleyemeyeceğine ve turizm işletmelerinin çalışma ruhsatlarını iptal
ettiremeyeceğine hükmetti.
TURİZM İŞLETME BELGESİ YOK DİYE OTEL KAPATILAMAYACAK
Avukat Abide Gülel Saral,
yaptığı açıklamada, “Otellerin turizm işletme belgesi alma zorunluluğu devam
ediyor. Ama mahkeme, henüz turizm işletme belgesi alamayan turizm
işletmelerinin çalışma ruhsatlarının da iptal edilerek kapatılmasına dur
demiştir. Bundan sonra, turizm işletme belgesi yok diye otel kapatılamayacak.
Mahkeme, bakanlığa
‘Anayasa Mahkemesi size kanunu düzeltmeniz için 9 ay süre verdi. 9 ay boyunca
otelleri kapatın diye değil’ uyarısında bulunmuştur. Kayseri 1. İdare
Mahkemesi’nin önemli kararı kapatılan 4 bin otele emsal olacaktır” dedi.
Kararda özetle şöyle
denildi: “… belirtilen süreler içinde turizm işletmesi belgesi alamayan
konaklama ve plaj işletmelerinin işletmeye açılamayacağını ve faaliyette
bulunamayacaklarını ayrıca bunların sahibi oldukları işyeri açma ve çalışma
ruhsatlarının bildirim üzerine yetkili idare tarafından bir ay içinde iptal
edilmesini öngörmek suretiyle teşebbüs özgürlüğüne sınırlama getirmektedir.
Anayasa’nın 13.
maddesinde “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca
Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla
sınırlanabilir.
Kural uyarınca bir
konaklama işletmesinin ya da konaklama içermeyen müstakil plaj işletmesinin
faaliyette bulunabilmesi için turizm işletmesi belgesi alması gerekmekte ve
ayrıca bu belgeyi edinmediği takdirde sahip olduğu işyeri açma ve çalışma
ruhsatının da iptal edilmesi gerekmektedir.
Buna göre turizm
işletmesi belgesinin, kuralın kapsamında kalan işletmelerin turizm sektöründe
faaliyette bulunulabilmesi için temin edilmesi zorunlu tutulan ve bu suretle
teşebbüs özgürlüğüne yönelik müdahalenin aracı niteliğinde bir belge olduğu
anlaşılmaktadır. 2634 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasının (g)
bendinde, basit konaklama tesisleri hariç olmak üzere turizm sektöründe
faaliyet gösteren turizm işletmelerine Bakanlıkça verilen belge olarak
tanımlanan bu belgenin temin edilme koşullarına dair anılan Kanun’da herhangi
bir düzenleme bulunmamaktadır. Hâlbuki teşebbüs özgürlüğü kapsamında herhangi
bir faaliyette bulunmanın sınırlarının belirlendiği durumlarda bu sınırların
neler olduğunun ve hangi şartları taşıyan kişi ya da teşebbüslerin bu alanda
faaliyette bulunacağının kanunla düzenlenmesi zorunludur. Anılan Kanun’da
turizm işletmesi belgesi alabilmek için hangi nitelik ya da niteliklerin
aranacağı düzenlenmemiş, bu konudaki takdir bütünüyle Bakanlığa bırakılmıştır.
Kuralla turizm işletmesi
belgesi temin edilmesi konusundaki ölçütlere ilişkin yasal çerçeve
belirlenmeksizin yürütme organına sınırları ve kapsamı belirli olmayan bir
yetkinin tanınması teşebbüs özgürlüğünün kanunla sınırlanması ilkesiyle
çelişmektedir (Bu yönde bkz. AYM, E.2020/30, K.2023/12, 25/1/2023, §§ 168-173).
Açıklanan nedenlerle
kural Anayasa’nın 13. ve 48. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir. ..."
gerekçesine yer verilerek, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 5. maddesinin
7. fıkrasının iptaline, iptal hükmünün kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından
başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği görülmektedir.
Anılan Anayasa Mahkemesi
kararı ile iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak
dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de Anayasa Mahkemesi’nce bir kanunun tümünün ya
da belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu
bilindiği halde, eldeki davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış olan
kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa'nın üstünlüğü prensibine ve
hukuk devleti ilkesine aykırı düşecektir.
Bir başka anlatımla;
Anayasa Mahkemesi’nin, iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük
olarak ertelemiş bulunması öncelikle, yasama organına aynı konuda, iptal kararının
gerekçesine uygun olarak, yeni bir düzenleme için olanak tanımak ve ortada
hukuki bir boşluk yaratmamak amacına yönelik olup, yargı mercilerinin bakmakta
oldukları uyuşmazlıklarda hukuka ve Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş
kuralları uygulaması ve uyuşmazlıkları bu kurallara göre çözümlemesi sonucunu
doğurmayacağı açıktır.
Bu itibarla, Resmi
Gazete'de yayımlanarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılan Anayasa
Mahkemesi kararının bakılan davada uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; dava konusu
işlemin dayanağı olan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 5. maddesinin 7.
fıkrasının Anayasa Mahkemesi’nin 17/10/2024 tarih ve E:2021/100, K:2024/174
sayılı kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle, yasal dayanağı kalmayan dava
konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu
işlemin hukuka aykırı olduğu saptanmasına rağmen uygulamasının sürdürülmesinin,
tüm eylem ve işlemleri hukuka uygunluk karinesine dayanan hukuk devleti
ilkesine aykırı bir durum yaratacağı, hukuka aykırılığı saptanan dava konusu
işlemin uygulanmasına devam edilmesi halinde davacı şirketin işyeri açma ve
çalışma ruhsatının iptal edileceği, bu durumun telafisi güç zararlar doğuracağı
dikkate alındığında olayda yürütmenin durdurulması şartlarının gerçekleştiği
sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle;
hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi
güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca teminat
alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, tebligatın tamamlanmasına, bu kararın
tebliğini izleyen günden itibaren 7 gün içerisinde Ankara Bölge İdare
Mahkemesi’ne itiraz yolu açık olmak üzere, 12/06/2025 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.”
NE OLMUŞTU?
Avukat Abide Gülel Saral, devam eden
krizin arka planı hakkında şu bilgileri verdi: “Bugüne kadar otel açacak bir
kişi, öncelikle çalışma ruhsatı için belediyeye başvururdu. Belediye de gerekli
denetimleri yaparak uygunsa çalışma ruhsatını verirdi. Eskiden ‘turizm işletme
belgesi’ denilen bir belge vardı. Bazı turizm işletmeleri prestij için bazıları
da devlet teşviklerinden yararlanmak için Turizm Bakanlığı’na başvurarak bu
belgeyi alırdı.
Turizm Bakanlığı, 2021
yılında bir düzenleme yaparak turizm işletme belgesini konaklama hizmeti veren
her tesis için zorunlu hale getirdi. Bu düzenlemeye çok önemli bir madde
eklendi. Bakanlık, ‘belediyeler otellere ruhsatı vermeden önce bize de
sorulacak bizden de uygunluk onayı alınacak, ondan sonra çalışma ruhsatı
verilecek ve akabinde turizm işletme belgesi 6 ay içinde alınacak’ dedi. Turizm
işletme belgesini alamazsanız 6 ay içinde, çalışma ruhsatınızı da iptal ediyor
bakanlık. Yani bakanlık, bu düzenlemeye dayanarak, belediyeden aldığı çalışma
ruhsatı ile faaliyetlerine devam eden ve 6 ay içinde turizm işletme belgesi
almamış otelleri kapatmaya başladı.
Turizm sektöründeki
milyarlarca yatırım bir anda çöp oldu. Başka sektörlerde faaliyet göstermeyen
sadece turizm alanına yatırım yapmış birçok girişimci batmaya başladı.
“TEŞEBBÜS ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SINIRLAYAMAZSINIZ!”
Belediyeler, kendi sınırları içindeki
otelleri kolaylıkla denetleyip başvuruyu sonuçlandırırken Bakanlık’ta bu işe
bakan departmanda az sayıda kişi çalışıyor! Oysa Türkiye genelinde binlerce
otel var. Bu az sayıdaki personel ile binlerce oteli denetleyip uygunluk
belgesi vermek yani çalışma ruhsatına uygundur demek çok uzun zaman alır hale
geldi. Bir otel açılış yapmak için aylarca Bakanlık’tan gelecek denetmeni
beklemek zorunda. Bu da binlerce otelin açılamaması ve milyarlarca dolar zarar
ve binlerce kişinin istihdam edilememesi demek. Konu Anayasa Mahkemesi’ne
gitti.
Anayasa Mahkemesi’nin
24.3.2025 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 17/10/2024 tarihli E.2021/100,
K.2024/174 sayılı kararı ile 2634 sayılı kanunda konaklama ve plaj
işletmelerinin belgelendirilmesi usulüne ilişkin "Belirtilen süreler
içinde turizm işletmesi belgesi alamayan konaklama ve plaj işletmelerinin
işletmeye açılamayacağı, faaliyette bulunamayacağı, ayrıca bunların işyeri açma
ve çalışma ruhsatlarının yetkili idare tarafından bir ay içinde iptal
edilmesini” düzenleyen maddenin teşebbüs özgürlüğüne sınırlama getirdiği gerekçesiyle
iptaline karar verdi.
Yani Anayasa Mahkemesi,
Bakanlık’a ‘bu yaptığın düzenleme yanlış, 9 ay içinde bu kanunu düzelt’ dedi
açıkça. Bakanlık ise bunu böyle algılamadı; ‘ben 9 ay boyunca turizm
işletmelerini kapatırım’ şeklinde hareket etmeye devam etti.
Turizm işletme belgeniz
yoksa ya da başvuru dosyanız yoksa; internetteki uluslararası ve yerli rezervasyon
platformlarında yer alamıyorsunuz. Belge sunamazsanız sayfanız kapatılıyor ve
rezervasyon alamıyorsunuz.
İDARE MAHKEMESİ YÜRÜTMEYİ DURDURDU, MÜHÜRLER SÖKÜLDÜ
Odadaki müşterisini sokağa bırakmak
zorunda kalan kapatılan binlerce otel şimdi ne yapacak? Çalışma ruhsatı iptal
edilen işletmeler için yasal süreler aşılmadan idare mahkemesine başvurarak
yürütmenin durdurulması kararı alınması gerekiyor. Benim avukatlığını yaptığım
bir otel için idare mahkemesine başvurduk. Mahkeme heyeti, süreci titizlikle
inceledikten sonra telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacak uygulamayı
durdurma kararı verdi. Hemen ardından mühürler söküldü ve otel yeniden müşteri
kabul etmeye, turizme hizmet etmeye, ülke ekonomisine döviz kazandırmaya
başladı.
Bu karar emsal bir
karardır. Mühürlenen tüm otellerin aynı yolu takip etmesini öneriyorum.”