78 kişinin hayatını kaybettiği otelin genel müdürü Emir Aras, yaşananları anlattı
- 9.07.2025
- 2 Day

Bolu Kartalkaya'da Grand Kartal Otel'de çıkan ve 78
kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin davada savunma yapan Halit Ergül'ün
damadı sanık Genel Müdürü Emir Aras, "Gazelle Otel'de de, Grand Kartal
Otel'de de muhasebecisinden tekniğine kadar herkes benden talimat aldığını
söylüyor. Belki aşçıya bile sorsanız, 'Yemeği yaparken Emir Bey'e söylüyorum'
diyecek. Şunu söylemek istiyorum; ben yarı zamanlı geliyorum, benim gelmediğim
zamanlarda bu arkadaşlar işlerini nasıl yapıyordu? Kimden talimat
alıyorlardı?" dedi.
Bolu'da meydana gelen ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği Grand Kartal Otel
yangınına ilişkin davanın ikinci duruşması devam ediyor. Aralarında otel sahibi
ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19'u tutuklu, toplam 32 sanık
yargılanıyor. Saat 18.00 sıralarında Halit Ergül'ün damadı ve aynı zamanda
Grand Kartal Otel'in Genel Müdürü tutuklu sanık Emir Aras dinlendi.
Salonda gergin anlar
Emir Aras, yaşanan facia dolayısıyla
duyduğu üzüntüyü dile getirdiği sırada salonda gergin anlar yaşandı.
Müştekilere ve avukatlara, hakim tarafından gerekli uyarılar yapıldı. Yaklaşık
3 dakika süren gerginliğin ardından Aras'ın yeniden savunmasına başlandı.
“Tek başıma karar alma yetkim yoktu”
Üzgün olduğunu belirten Aras,
"Lisansımı bilgisayar yazılımı üzerine yaptım. Evlendikten sonra 2012'de
şirkette çalışmaya başladım. Şirket 3 tanedir. Otellerin bilgi işlemiyle
uğraşıyordum. İstanbul'da ikamet ettiğim için yarı zamanlı İstanbul, yarı
zamanlı Bolu'daydım. Bu nedenle uzaktan yapabileceğim işlemlere odaklandım.
Benim resmiyetteki 'genel müdürlük' vasfım 2015'de silah ruhsatı almak için
verilmiştir. Verildikten bir ay sonra başvurum olmuştur. Fiilen genel
müdürlüğüm, yetkilerim yoktur. Benim görevim network, bilgisayar güvenliği,
kamera sistemi, grup satış, otelin satış fiyatlarını belirleme, satış yapılan
ürünlerin menüye ekleme çıkarma, kampanyalar, acentalarla görüşme gibi
işlemler. Tek başıma karar alma yetkim yoktu. Görevli bulunan konularda da
genel müdür onayı alırdım" dedi.
"Otelde yarı zamanlı duruyorum"
Emir Aras, savunmasına şöyle
devam etti: "Otelde bulunduğum zamanlarda damat olduğumdan dolayı bana
sürekli bu şeyler danışılır, herkes bir şey sorar. Kendi alanım dışında veya
farklı konularda. Benim alanımsa cevap veririm, bilmediğim bir şeyse,
yapmadığım ya da sormadığım bir şeyse ilgililere sorarım. HTS kayıtlarında da
mevcuttur. Ben otelde yarı zamanlı duruyorum. Bazen haftanın 4 günü, bazen de 3
gün. Tatil dönemlerinde uzun süre durduğum oluyordu."
"Hayatımda ilk defa itfaiye raporu ile
karşılaştım"
16 Aralık'ta kayınpederi
Halit Ergül'ün kendisine Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan denetime gelineceğini
söylediğini anlatan Aras, şu ifadeleri kullandı: "Bana 'Senin de bulunman
iyi olur' dedi. Ben de bunun üzerine, 'Denetimciler geldiğinde bana da haber
verin' dedim. O günün sabahına turizm denetçileri geldi. Normalde bu konulara
ben eşlik etmiyorum. Daha önce de etmişliğim olmuştur, yine kayınpederimin
isteği üzerine, otelde olduğum için bana, 'Sen de ol' dedi. Zeki Bey ve Mehmet
Salun ile ilk önce oturduk, evrak istediklerini söylediler, bazı evraklar
verdiler. Bunların bir kısmını Mehmet Salun muhasebeden getirdi. Bazı evrakları
beklerken denetime başlandı. 12. kattan aşağı katlara kadar dolaşmak
istediklerini söylediler. 12. kattan teker teker tüm odalara, duman dedektörü
ve yangın merdiveni de dahil hepsine baktılar. Aşağı teker teker 7. kata kadar
beraber indik. Çok uzun bir denetim oldu. Kapalı hiçbir kapı bırakmadılar. Her
nerede kapı varsa hepsinin açılmasını istediler. Katlardaki yangın tüplerine de
baktılar. 7. kattan sonra ben yanlarından ayrıldım. Mehmet, o sırada
zannedersem yoktu. O, 9. katta sanırım evrakları tamamlayamaya gitmişti. Ben de
kendilerine 'Denetim bitince hep beraber otururuz' dedim. Ondan sonra onlar
yaklaşık sabah 10.00'dan 15.00'e kadar tüm her yeri dolaştılar. En son yemek
yiyip, ayrılacaklardı. Bize yapılması gereken işleri söylediler. Çok detaylı
baktılar. Bize basit eksikleri söylediler. Bunlar kayınpederim ile de
paylaşıldı. Ben de arkadaşlara ilettim. Vedalaştım ve ayrıldım. Saat 16.00 gibi
ofise geçtim. Yanıma geldiler ve itfaiyenin denetlemesi olduğunu, eksikler
bulunduğunu söylediler. Bana kağıt verdiler. Bende hayatımda ilk defa itfaiye
raporu ile karşılaştım. Hiçbir denetim daha önce bulunmadım, bilmiyorum. Hiç
vakıf olmadığım konu. Listeye baktım, okudum. Arkadaşlar o sırada konuyu
anlattı. Ben de hızlıca yapılabilir olanları yapalım yazdım. Ondan sonra diğer
konuyu bilmediğim için fotoğrafını çekip Kadir Bey'e gönderdim. Kadir Bey'i
aradım. Ben hiçbir şekilde bu raporun iptal edilip edilmeyeceğiyle ilgili.
Çünkü ben bunun nasıl bir denetim olduğunu bilmiyordum. Sadece en altında 15
gün içinde yapılması gerektiği yazıyordu. Bunun üzerine Kadir Özdemir'e, 'Biz
bunları 15 gün içinde nasıl tamamlayacağız?' dedim. Çünkü bu konu benim
bildiğim bir konu değil. O bana, bu denetimin yanlış yapıldığını, bizim zaten
itfaiye raporumuzun olduğunu söyledi. Ona, 'Ben sana döneceğim' dedim ve bunun
üzerine kayınpederimi aradım. 'İtfaiye raporunda eksiklikler varmış. Ben basit
yapılacak olanlara yapılsın dedim ama geri kalanı için ne yapacağız?' derken
kayınpederim, itfaiye raporunun olduğunu söyledi. İtfaiye raporu olmasa hiçbir
yere açılış verilmeyeceğini söyledi. Ben de o sırada Kadir Bey'i aradım, var
olduğunu söyledim. O da 'var' dedi. 'Çekilsin' o zaman dedim, o da 'Tamam'
dedi. Bundan sonraki süreci bilmiyorum."
"Eşim bir çocuğu kurtardı"
Olay gününü de anlatan Aras,
"7. katta 727 numaralı odada kalmaktaydım, eşim ve kızım da vardı. Biz
uyuyorduk. Saat 03.32'de eşim 'Dışarıdan sesler geliyor' dedi. O sırada
telefonum titredi. Koridora giderken telefonu açmadım, kimin aradığını gördüm.
Dışarıyı merak ettiğim için kapıyı açtım ve karşıdan dumanlar geliyordu. Sonra
telefon bir daha çaldı. O sırada eşime, 'Koş kızı al, yangın var galiba' dedim.
Ondan sonra telefonu açtım. Telefondaki kişi, 'Emir Bey yangın var' dedi.
'Nerede?' diye sordum, 4. katta olduğunu söyledi. 'Tamam' dedim ve telefonu
kapattım. Ondan sonra kapıdan koşup çıkabilir miyiz diye baktım. O sırada
telefonum bir daha çaldı. Oteldeki misafirlerden Nedim Türkmen aradı. 'Abi
yangın var, çıkın çabuk' dedim. Kendisini tanıyordum. 1 dakika içinde eşim
geldi. Ağzımızı, burnumuzu kapatarak, 'Yangın var' diye bağırıp, koşarak
merdivenlere doğru gittik. Bu sırada olayın vahametini bilmiyorduk. Koşarak
aşağı indik. Önce 7. kattan 6. kata, o sırada sendeliyorduk, ağır bir duman ve
koku vardı. Orada bir çocuk gördük, o çocuğu da eşim kaparak hep birlikte
dışarıya çıktık. Onları dışarı bıraktığım an tekrardan koşarak içeri girmeye
çalıştım. İçeri giremedim, resepsiyonun oradan gidemedim. 4 kata gitmek istedim
ama yoğun duman geliyordu. Sonra dışarı çıktım, Zeki Bey'i gördüm ve 'Alarm
neden çalışmıyor?' diye bağırdım. O da bana, 'Bilmiyorum Emir Bey' dedi.
"Kayınvalidemin yanına yardım için gitmedim"
Otelin her yerinde güvenlik
kamerası olduğunu, anlattıklarının da bu görüntüler incelendiğinde
doğrulanabileceğini kaydeden Aras, saat 03.38'de jandarmaya ihbar bulunduğunu
da söyledi. Uzun merdiven aradığını, bir merdiven bulup çatıya çıktığını ve
camda olan kayınvalidesini gördüğünü söyleyen Aras, "O odanın
içerisindeydi hala. Yardım için gitmedim. 'Acil kişi ben değilim' dedi, refleks
olarak gidebilirdim ama gitmedim. Kamera kayıtları da orayı görmektedir. Orada
kimi kurtardığımı da göreceksiniz. Arkadaşlar zaten yastık ve çarşafla
kurtarmaya başlamıştı. Bende onlara yardım ve eşlik ettim. Yukarılara bağırmaya
başladım. 'İtfaiye geliyor, atlamaya çalışmayın' diye uyardım. Çok üzücü bir
olay yaşandı, bir kişi atladı. Ben sinir krizi geçirdim" diye konuştu.
Müşteki sinir krizi geçirdi
Emir Aras'ın savunma
sırasında müştekiler bağırmaya devam etti. Sinir krizi geçiren bir kadın,
yakınları tarafından sakinleştirildi. Hakim ise, "Herkese söz hakkı
vereceğim" uyarısında bulundu.
"Ne ben orada kalırım, ne çocuğumu, ne de
insanları konaklatırım"
Olay günü birkaç kez sinir
krizi geçirdiğini dile getiren Emir Aras, "Üzerime atfedilen, bilerek,
isteyerek, olası kast ile suçlamayı kabul etmiyorum çünkü böyle bir şeyin
olduğunu bilsem, bilebilsem, aklımın ucundan geçse, ne ben orada kalırım, ne
çocuğumu, ne de insanları konaklatırım" şeklinde konuştu.
"İspat edebilirim"
Otelde yaptığı tüm görevleri
ispat edebileceğini dile getiren sanık Aras, "Bu otelin bütün fiyatlarını,
satış fiyatlarını ben yapıyorum. Otelin menüsündeki fiyatlar, nelerin
çıkacağının maliyetine kadar hepsine ben bakarım. Her gün gelen maillerim
vardır. Adisyonları kontrolü gibi... Bu maile her gün ben bakarım"
ifadelerini kullandı.
Dinlenen sanıklarının birçoğunun
kendisinden talimat aldığını söylediğini aktaran Emir Aras, "Bunu sizde
duydunuz. Gazelle Otel'de de, Grand Kartal Otel'de de muhasebecisinden
tekniğine kadar herkes benden talimat aldığını söylüyor. Belki aşçıya bile
sorsanız, 'Yemeği yaparken Emir Bey'e söylüyorum' diyecek. Şunu söylemek
istiyorum; ben yarı zamanlı geliyorum, benim gelmediğim zamanlarda bu
arkadaşlar işlerini nasıl yapıyordu? Kimden talimat alıyorlardı? Suçlamak için
demiyorum. Bu otelde herkesin görevi. Bana hayatım boyunca kimse genel müdür
demedi. Genel koordinatörümüz ya da damat diye tanıştırıldım. 'Ben yetkisizdim,
hiç bir şey değildim' demiyorum. Bana birçok şey sorulurdu, bende bunu
danışırdım. Zaten arkadaşların benden aldıkları talimatlarda bilgi işlem,
bilgisayar, network gibi şeylerdir. Bazıları, 'Emir Bey'e sormadan hiçbir şey
yapmazdık' demiş. Her şey bana mı soruluyordu? Ben bunu arkadaşlara sormak
istiyorum. Ben geldiğimden beri otelin yürüyen bir sistemi var" dedi.
"Kendileri de tek başına karar veremez,
kayınpederime sorulur"
Kendisine sorulan soruları
cevaplayan Aras, "Hiçbir kurumda ne talimatım ne de bilgim oldu. Ahmet Bey
ve Kadir Bey, 'Emir Bey'den talimat alıyoruz' dedi, diğer arkadaşlar da aynı
şekilde. Sadece ben değil; Zeki Bey de, Kadir Bey de, Ahmet Bey de tek başına
karar verilemez. Bunu peşinen söylüyorum. Kimseyi töhmet altında bırakmam
istemem. Kayınpederime sorulurdu. Sormadan yapamazlardı. Cemal Bey'de
yapamazdı" diye konuştu.
"Bu hileli düzeni sen mi kurdun?"
Yangında ailesinden 8 kişiyi
kaybeden avukat Yüksel Gültekin söz alarak, Aras'a, "3 kuruş kazanmak için
hileli sistemi kim kurdu? Halit Bey mi kurdu, yoksa sen damat olduktan sonra mı
kurdun? Halit garson, bu işlere aklı ermez. Sen damat olduktan sonra mı kurdun
bu düzeni?" diye sordu. Bunun üzerine Aras, evrak işlerinin takip
etmediğini, kendisinin bu işleri bilmediği söyledi. Aras'ın çapraz sorgusu
devam ediyor.