Antalya
Ticaret ve Sanayi (ATSO) Mayıs Ayı Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Süleyman
Özer’in başkanlığında online olarak yapıldı. Başkan Davut Çetin toplantının
açılışında yaptığı konuşmada Oda faaliyetleri ve gündeme dair değerlendirmelerde
bulundu.
Konuşmasına, kısa bir süre önce vefat eden Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası
Başkanı Ahmet Boztaş’ı anarak başlayan Davut Çetin: “Sevdiğimiz bir
arkadaşımızı, kardeşimizi kaybettik. Manavgat için çok çalışan, pandemiye
rağmen koşturmaya devam eden başarılı bir başkandı. Buradan Odamız adına
kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.
Pandeminin hayatın bir parçası olduğu geçen yıldan bu yana 15’inci meclis
toplantısını gerçekleştirdiklerini ifade eden Başkan Davut Çetin, ”Bu dönemde
en az 3 müşterek komiteler toplantısı yaptık, ayrıca sektörel toplantılarımız
da oldu. Bunun dışında Odamızın Yönetim Kurulu, Odalar Birliği Yönetim Kurulu
toplantıları, sektörel toplantılar, basınla görüşmeleri sayarsak bu kadar
toplantıda en çok kullandığım iki kelime var; birisi pandemi, diğeri destek”
şeklinde konuştu.
BİNLERCE ÜYEMİZ KREDİ, VERGİ, KİRA ÜCRET
ÖDEME DERDİNDE
Davut Çetin 15 aydır açılmayan, açılsa da iş yapamayan, genelge mağduru
binlerce ATSO üyesi olduğunu belirterek şunları söyledi: ”Üyelerimize ekonomik
desteği sürekli konuştuğumuz için neredeyse rüyasını göreceğiz. Konuşmaktan
yorulduk, ama ateş düştüğü yeri yakıyor.
15 aydır açılmayan, açılsa iş yapamayan, genelge mağduru binlerce üyemiz
artık tahammül edemez noktaya geldi. Halen
binlerce üyemiz kredi, vergi, kira, ücret ödeme derdinde. Komitelerimiz her ay
destek taleplerini yazıyor. Vergi ve kredilerin ertelenmesi, hibe destek
verilmesi, yeni kredi talepleri değişmez gündem olmaya devam ediyor. Ülke
olarak ekonomik destek konusunu tatmin edici bir şekilde çözemedik. Bunun neden
böyle olduğunu anlamak mümkün değil. Daha önce de söyledim, geçen yıl kredide
dünya rekoru kırdık. İşsizlik Fonundan sağlanan kısa çalışma ödeneği gibi
destekler çok yararlı oldu. Küçük esnafa kira desteği gibi destekler kuşkusuz
önemli olmuştur. Bu son 3 ve 5 bin lira destek ise tek kişi çalışan esnaf için
yine bir can suyu olmuştur. Fakat bir daha altını çizerek söyleyeyim, kamu
bütçesinden bizim üyemize, şirketlere verilen destekler yetersizdir. Kira,
genel gider ve ciro kaybı destekleri yetersiz kalmıştır" diye konuştu.
ANTALYA BİRİNCİ DARBEYİ PANDEMİ, İKİNCİ
DARBEYİ TURİZMDEN ALDI
Antalya olarak birinci darbeyi pandemiden, ikinci darbeyi turizmden aldıklarını
söyleyen Başkan Çetin, havalimanından
gelen ziyaretçi sayısının 2019’da 5 ayda 3 milyon 300 bin kişiyken, geçen yıl
500 bine düştüğünü, bu yıl özellikle Ukrayna sayesinde ancak 650 bin civarına
çıktıklarını kaydetti. 2019 göre %80 kayıp olduğunu hatırlatan çetin, " Turizm ve turizme bağlı sektörlerde 15 aydır
açılamamış, açılsa da iş yapamamış işletmelerimiz var. Geçen yıl mart-haziran
arasında restoranları, kafeleri kapattık, kasımdan-mart sonuna kadar tekrar
kapattık, nisanda açtık mayıs ayında yeniden kapattık. Paket servisle çalışmayan
dünya kadar yiyecek-içecek işletmesi var. Sadece turizmle ayakta duran giyimden
kuyuma kadar çeşitli sektörlerde binlerce üyemiz bulunuyor. Bizim üyemize 750
lira kira yardımı, 40 bin lira tavanlı ciro kaybı yardımı, 5 bin lira hibe gibi
yardımlar yetmez. Geçen ay söyledim bizde %3 olan ciro kaybı desteği Avrupa’da
%70’e kadar çıkıyor, bizde 40 bin lira, yani 5 bin Dolar olan destek orada 200
bin Euro’ya kadar çıkıyor. Aradaki fark 4-5 kat olsa anlarız, ama aradaki fark
40 kata çıkıyor. Türkiye bu kadar fakir bir ülke değil" dedi.
Esnaf tanımı günümüze uygun kriterlerle yapılmalı konuşmasında ekonomik
destekte bir başka sorun da esnaf tanımından kaynaklandığını hatırlatan Başkan
Çetin, bu konunun yanlış anlamalara da sebep olduğunu belirterek hükümetin
desteğin çoğunu esnaf ve gerçek kişi tacirlere
verdiğini, üyelerinin esnaf desteği sözünü duyunca kendilerine neden
destek verilmiyor diye isyan ettiğini söyledi. çetin, " Oysa bu destekleri bizim gerçek kişi tacir
olan üyemiz de alabilmektedir. Burada iki büyük hata yapılıyor. 10 milyon lira
ciro yapan, ama gerçek kişi şirketi olduğu için esnaf tanımına girenler destek
alırken, 1 milyon ciro yapan limited şirket destek almamaktadır. Bu yanlıştır,
bunun için esnaf tanımı günümüze uygun kriterlerle yeniden yapılmalıdır. Bu
sorun bizim üyelerimiz için haksızlığa sebep olmaktadır. Diğer taraftan aynı
sektörde gerçek kişi tacire destek verilirken diğer şirketlere destek
verilmemesi de yanlıştır. Yani gerçek kişi tacir olan emlak bürosu ister bizim
üyemiz ister Esnaf Odası üyesi olsun, aynı desteği alıyor, ama limited şirket
ise alamıyor. Kestirme çözümler
nedeniyle bizim üyelerimizin bir kısmı haksızlığa uğruyor. Bütün bunları 15
aydır söylüyoruz, ama anlatamıyoruz, çünkü işin kolayına kaçılıyor. Bunları bir kez daha tekrarlamış oldum, çünkü
halen destek ihtiyacı var ve biz de yeterli destek alana kadar konuşacağız.
Kapalı kalmış olan işletmelerimiz devletten alacaklıdır, bu alacağımızı
istemeye devam edeceğiz.5 milyar liralık destek paketi açıklandıktan hemen
sonra akaryakıtta ÖTV zammı geldi ve böylece verilenden daha fazlası vergiyle
alınmış oldu. Tarımdan sanayiye girdi maliyetleri bu kadar artmışken, bütçe
böyleyken bu vergiye neden ihtiyaç duyulduğunu da anlamadık" ifadelerini
kullandı.
ANTALYA'YA 100 MİLYON LİRAYA YAKIN NEFES
KREDİSİ
Pandeminin başında nasıl kredi ve destek için yoğun uğraştıysak bugün de aynı
şekilde devam ettiklerini kaydeden ATSO Başkanı Davit Çetin, bu kapanma
döneminde de yeni bir nefes kredisi paketi sağlamak için yoğun şekilde
çalıştıklarını duyurdu. Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği olarak Hükümetle ve Bankalarla görüşüldüğünü ve şartlar
zorlanarak bir imkan oluşturulduğunu kaydeden çetin, " Biz zaten geçen yıl Oda imkanlarının ötesinde
bir destek sağlamıştık, bu yıl da Antalya’da 100 milyon liraya yakın bir nefes
kredisi devreye almış olacağız. Kredi
faiz yükünün bir kısmını Odalar ve Borsalar karşıladığı için faiz oranı da
düşük olacak. Bu paketin acil ihtiyacı olan üyelerimize bir nebze faydalı
olmasını temenni ediyorum. Zor durumdaki
işletmelere kredi desteğinde sicil meselesinin çözüme kavuşması için de çok
çaba harcadık. Bu konuda Türkiye Büyük
Millet Meclisi’ne matrah artışı, borç yapılandırması ve sicil affı sağlayan bir
kanun değişikliği teklifi geldi. Bu gerekli bir düzenlemedir, çünkü zaten bu
kadar kapalı kalan işletmelerin vergi, prim, kredi ödemelerinde aksama olması
normaldir. Zor durumdaki üyelerimiz adına bu düzenleme için teşekkür ediyoruz.
Kuşkusuz burada sürekli vergi affının sakıncalarını da unutmamalıyız. Artık
vergi adaletine dönük bir reform yapılmalıdır, aksi halde durumu geçici olarak
kurtardığımızda her yıl yeni bir af düzenlemesiyle karşı karşıya
kalıyoruz" diye konuştu.
1 HAZİRAN'DAN İTİBAREN İŞLETMELERİN
AÇILMASINI İSTİYORUZ
Ekonomik destek dışında önemli taleplerinin kapalı olan işletmelerinin açılması
olduğunu kaydeden Başkan Çetin, pandeminin yükünü, kapanma sürecindeki
hataların yükünü bu işletmelerin fazlasıyla çektiğini kaydetti. Artık 1 Haziran’dan itibaren kapalı olan
işletmelerin de açılmasını istediklerini söyleyen Çetin, " Elbette gerekli
kurallara uyulması sağlanmalıdır, ama artık saat sınırlaması olmadan açılma
başlamalıdır. Bundan sonra pandemiye karşı işletmeleri kapatarak değil, aşıyı
hızlandırarak ve kurallara uyulmasını sağlayarak mücadele etmeliyiz. Son
günlerde aşı konusunda ümit verici gelişmeler oldu. Sağlık Bakanımız Haziran’da
20 yaş üzeri herkesin aşılanacağını açıkladılar. İnşallah bu hedef
gerçekleşir" dedi.
TURİZM OLMADIKÇA 2 AFET BİRDEN VAR
DEMEKTİR
Artık en önemli konunun bu sezon turizmin ne olacağı konusunun olduğuna dikkat
çeken ve turizm açılmadıkça Antalya için 2 afetin birden olacağını kaydeden
Çetin, geçen yıl turizmdeki kayıp
nedeniyle çift bedel ödediklerini, bu yıl da kapanmada geç kalmanın faturasını
da hem sağlıkta hem turizmde birlikte ödediklerini söyledi. İngiltere gibi
birçok ülkenin Türkiye’yi kısıtlama listesine aldığını, Rusya'nın uçuşları
iptal ettiğini, Şampiyonlar ligi finalinin Türkiye’den alındığını haırlatan
çetin şöyle devam etti: Avrupa
ülkelerinin bir kısmı normalleşmeye geçti, İspanya ve Yunanistan turist almaya
başladılar. Biz geçen yıl Avrupa’dan
daha iyi performans gösterdik, ama bu yıl geç kaldık. Şubat ayında kapansaydık,
şu anda Antalya’ya günde 30-40 bin turist geliyor olurdu. Şubat ayında
söyledik, dinletemedik. Bu yıl 2019 yılının yarısı kadar bir yabancı ziyaretçi
sayısına erişmeyi bekliyorduk, ama pandemide son dalga nedeniyle zor bir hedef
haline geldi. Şimdi ümidimiz Haziran sonunda, Temmuz ayında turizmin
başlamasıdır. Aslında bu konu dilek ve
temennilere kalacak bir konu değildir. Almanya’nın, İngiltere’nin, Rusya’nın
koşullarını bilmeli ve buna göre program yapmalıyız. Aksi halde Mayıs deniyor,
Hazirana kalıyor, Haziran deniyor Temmuz’a kalıyor, bu mesele böyle belirsiz,
günlük bir konu olmamalıdır".
BU ÇAĞDA SOSYAL MEDYA TANITIMI TEK
MERKEZDEN YAPILAMAZ
Bayram günlerinde Türkiye Tanıtım Ajansı videosunun gündemi bir hayli meşgul
ettiğini hatırlatan ve her yönüyle yanlış bir filmin yapıldığını söyleyen
Çetin, sadece maske sloganı değil, filmin konseptinin de hatalı olduğunu
kaydetti. Avrupa’da yeşil listeye girmek
için sadece tatil köyünün güvenli olması yetmediğini, ülkenin vaka sayının
düşmesinin gerektiğini ifade een çekin, " Ayrıca turizm, havalimanı ve
tatil köyünden ibaret değildir. Bizim için turizm aynı zamanda şehir
turizmidir. Kaleiçi’dir, şehirdeki oteldir, restorandır, giyim mağazasıdır,
müzedir. Tanıtım yapacaksak böyle yapmalıyız. Tanıtım Ajansı kurulurken illere
pay verilmesini, il ve ilçelerin kendi tanıtımlarını yapması gerektiğini çok
konuştuk. Bu çağda sosyal medya tanıtımı tek merkezden yapılamaz, bu videodan
çıkarılması gereken en önemli ders budur. Türkiye’nin her alanda daha fazla
tanıtıma ihtiyacı var, dolayısıyla bu sistemi revize etmeliyiz. Turizm
illerinde Bakanlığın, Belediyenin, Odanın ve sektör paydaşlarının yer aldığı
ajans birimleri kurulmalıdır. Her il ve ilçe her dönem tanıtım stratejisini
gözden geçirmeli ve bu yönde zengin uygulamalar gerçekleştirmelidir. 2021 yaz
sezonu için bir Antalya kampanyası başlatmalıyız ve bu konuda çalışıyoruz. Kent turizmi için gastronomi ve sanat
alanında tanıtım ve etkinlikler geliştireceğiz. Serpme börek ve kabak tatlısına
coğrafi işaret almamız ulusal televizyonlarda haber oldu, kent turizmi için
bunlara daha fazla önem vermeliyiz. Bu değerlerimizi birkaç dilde videolarla
dünyaya tanıtmalıyız. Yarışmalarla, festivallerle gastronomi turizmini
geliştirmeliyiz. Bu konular, bu tür tanıtımlar sadece otellerimizin işi
değildir, hediyelik eşya, giyim, gözlük satan mağazalara da faydası vardır, bu
nedenle sektörlerimiz, meslek komitelerimiz bu konuda daha aktif
olmalıdır" ifadelerini kullandı.