Mustafa Karaselvi: “Oteller, personel konusunda acil eylem planı hazırlamalı” *
Türkiye’nin AB’den ayrılan İngiltere ile ticari
ilişkiler kurması ve geçtiğimiz günlerde Almanya’nın da Türkiye’ye yakınlaşması
çok önemli gelişmelerdi.
Türkiye, yalnızlaştırılmak istense de çıkarlarını düşünen bazı ülkeler karar
değiştirerek Türkiye’ye yakınlık kurmaya başladı. Hatırlarsanız yaptırımlardan
bahsediliyordu. Bu yaptırımlar, laftan öteye de geçemedi. Fransa’nın başı
çektiği bazı ülkeler Türkiye’nin yaptığı her çalışmaya ve karara şiddetle karşı
çıkarken bizler ise “Dostumuz yok” yorumları yapıyorduk.
Ancak AB’den ayrılan İngiltere’nin Türkiye ile ticari anlaşmalar yapması AB
ülkelerinin dikkatini çekti. Özellikle Almanya’nın, Türkiye’ye yakınlaşması AB’nin
Türkiye’ye bakışının en önemli özetidir. Geçtiğimiz günlerde Almanya Dışişleri
Bakanı Heiko Maas’ın Türkiye’ye gelmesi, ilişkileri normalleştirme adına önemli
bir adımdı.
Peki, neden Avrupa ülkeleri Türkiye’den vazgeçemedi? Bunun cevabı çok açık.
Artık siyasilerin aldığı kararlar Avrupalı genç nüfusun büyük çoğunluğu
tarafından kabul görmüyor. Önceden Almanlar, hükümetlerinin aldığı kararlara
harfiyen uyuyordu. Ancak günümüzde genç nüfus hükümetlerinin aldıkları
kararları eleştirerek özgürlüklerini kısıtlayıcı kararlara da tepki gösteriyor.
Hatırlarsanız pandemi döneminde AB kapılarını kapatıp kendi içindeki
seyahatlere izin verdi. Almanya’da tatil için Yunanistan’a gidilmesi yönünde
telkinler verildi. Bu telkinlere uyanların oranı ise çok düşüktü. İnsanlar,
Yunanistan’a tatile gitmek yerine evlerinde oturdu.
İngiltere ve başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin Türkiye’ye yakınlaşma
isteği turizm anlamında Türkiye’ye önemli bir kazanç getirecektir. İlişkiler
gelişirken, turizm sektörü de büyük bir gelişim gösterecektir. İlişkilerimizin
iyi olduğu Rusya ve Ukrayna’dan gelen turist sayısını görüyoruz. İngiltere ve
AB ile ilişkilerin normalleşmesi otomatikman turizme yansıyacak.
Bu noktada turizmcilerimize büyük görev düşüyor. Avrupa pazarından ümidimizi
kesmemeliyiz. Avrupa pazarı Türkiye turizmi için olmazsa olmazdır. Avrupa
pazarına yönelik yapılacak çalışmalar karşılığını bulacaktır. Çünkü, bireysel
özgürlüklerini kısıtlayan siyasileri dinlemeyen Avrupalılar, “Hayat benim
hayatımdır” diyerek her zaman sempati duydukları Türkiye’ye tatil yapmaya
gelecektir. Türkiye ve Avrupa ülkeleri, ilişkileri normalleştirme çalışmaları
önümüzdeki günlerde hız kazanacak.