ANTALYA
Kimilerine göre sadece bir şehir ismi, kimilerine göre ise deniz, kum ve güneş demek Antalya. Fakat kimilerine göre ise sahip olduğu tarihi, kültürü, doğası ve birçok farkı özelliği ile keşfedilmesi gereken apayrı bir dünya ANTALYA.
İşte her şeyin başlangıç noktası olan merak ve keşfetme isteği. Tamda Antalya’nın ihtiyaç duyduğu duygular. Antalya’yı keşfetmeye başladığınız zaman, kendinizi artık sonu gelmeyen keyif verici ve sürükleyici bir yolculuğun içinde bulursunuz. Öğrendikçe daha fazlasını istersiniz. Emin olun Antalya bu konuda fazlasıyla bonkördür. Sizi hiçbir zaman geri çevirmez ve fazlasını vermekten çekinmez. Bilgilerini sürekli yeniler ve tarihi tekrar tekrar baştan yazdırır. Hatta bunu bazen çok sıklıkla yapar. Mesleğim profesyonel turist rehberliği olmasına rağmen hızına yetişmekte ben bile bazen zorlanıyorum. Bu özelliği ile Antalya, sürekli araştırma yapmak ve güncel bilgileri takip etmek için bizleri her daim aktif tutar. Bu da mesleğimin en sevdiğim yanlarından birisidir.
Zaman içerisinde yeni yapılan arkeolojik kazılar ve yaşam koşullarının etkileri ile güncellenen bilgilere birkaç örnek vermek isterim. Bunların en başında Antalya için ayrı bir önemi olduğunu düşündüğüm Karain mağarası gelir. Arkeolojik çalışmaların başlamasından bu güne kadar Karain mağarasında önce Neandertal insan kalıntılarının bulunması ve insan yaşam izlerinin özellikle 2011 kazı çalışmaları sonrası 500000 (beş yüz bin ) yıl öncesine tarihlenmesi bu süreci yakından takip etmemizi gerektirmektedir. Günümüze daha yakın bir örnek ise, bugün Antalya coğrafyasında hakim olan Yörük kültürüdür. Konar göçer bir hayat tarzını benimsemiş olan Yörükler ilk başlarda özellikle sahip oldukları hayvanlarının daha verimli arazilerde yetişmesi için yaz aylarında yaylalara, kış aylarında ise sahil bölgelerine göç ederlerdi. Ve yaşam alanı olarak kurulup tekrar sökülebilen kıl çadırları kullanırlardı. Günümüzde ise bu kültür özünü koruyarak biraz değişikliğe uğramıştır. Bölgede yaşayan Yörükler artık kendi konforları için göç eder olmuş ve yaşam alanı olarak sabit evlerde kalmaya başlamışlardır.
Beş yüz bin yıllık tarihi öğrenmek için tüm Antalya coğrafyasını nasıl gezebiliriz sorularını duyar gibiyim. İşte bu konuda Antalya müzesi bizlere harika bir fırsat sunuyor. Antalya lisesinde öğretmenlik yapan ve kurtuluş mücadelesi verilen bir dönemde tarihi eserleri korumak için bugünkü Antalya müzesinin temellerini atan Süleyman Fikri Erten’e çok şey borçluyuz. Önce Alaaddin Camisi sonrasında Yivli minare camisi müze olarak kullanıp eserlere sahip çıkılmıştır. 1972 yılında ise müze bugünkü binasına taşınmıştır. Ülkemizin en önemli müzeleri arasında yer alan Antalya müzesi, özellikle kronolojik sıralamasının çok iyi yapılmış olması ve şehrin merkezi bir yerinde olması açısından kolayca ziyaret edilebilir bir durumdadır. Buradaki eserlere sadece bakarak geçseniz bile bir saatten fazla bir sürede çıkışa ancak varırsınız. Hele birde profesyonel bir rehber eşliğinde ziyaret ederseniz tüm hikayeleri ve yaşanmışlıkları ile bitmesini istemeyeceğiniz beş yüz bin yıllık bir yolculuk sizleri bekliyor olacaktır.
Ufuk PATUR
(Profesyonel turist rehberi)
İnstagram: rehberle_geziyorum
Youtube: AntalyaKonuşalım
Kalemine sağlık, çok beğendim