Edip SOYAK
BİZE NELER OLUYOR?
Bu da nasıl bir soru? Demeyin.
Veya derseniz şu aşağıdaki soruları cevaplayın.
Ama objektif olarak lütfen.
“Sürdürülebilirlik” diyoruz ama sürekli ve doymadan “Büyümeden” bahsediyoruz.
Daha fazla, daha pahalı, seneye çift haneli ve daha büyük…
İhtiyacımız olmayan “şeyleri” önce üreterek sonra da alarak acaba neye katkıda bulunmaya çalışıyoruz?
Sadece beden değil, mal, mülk obezliğinden ne zaman kurtulacağız?
“Onda var, o zaman bende de olmalı” algısı nereye kadar?
Hiç tanımadığın kişilere hitap edeceğim diye saatlerce bilgisayar başında oturup asıl dostlarımızı daha ne kadar ihmal edeceğiz?
Kaynaklarımızın sınırlı ve tükenmekte olduğunu ne zaman anlayacağız?
Bu aşırı büyüme ve ihtiyaç fazlası üretim sevdasıyla doğayı ve çevremizi yaşanabilir bir ortamdan çıkardığımızı ne zaman fark edeceğiz?
“Benden sonrası…” deyimini sözlüğümüzden ne zaman çıkaracağız?
Kredi kartı harcamasının da bir borç olduğunu ne zaman algılayacağız?
Kendime, aileme ve sevdiklerime zaman ayırmayı geç olmadan başarabilecek miyim?
Hal böyleyken “yukarıda yazdığım bazı konuların içine kendimi de katmıyorum” dersem yalan söylerim.
Şimdi gelelim otellere,
Antalya’da yıllar sonra ziyaret ettiğim bazı otellerin o canım, güzel bahçelerinin betonlaşarak otel odalarına dönüştüğünü büyük bir üzüntüyle görmekteyim.
Çok odanın ucuz oda olduğunu ne zaman anlayacağız? Bundan yirmi sene önce sattığımız oda fiyatlarını bugün arz fazlalığı yüzünden arar olduk.
Senelerdir yurt dışında kaldığımız oteller, odalarının sayısı yerine oda fiyatlarını (sizler de muhakkak fark ediyorsunuzdur) her yıl katlanarak artmakta.
Bu arada haksızlık etmeyelim.
Hizmet kalitesini olduğu kadar doğasını da sadece korumakla kalmayıp güzelleştiren tesisler de var.
Onları tenzih ediyor ve kutluyorum.
Herkes bugünlerde “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK”ten bahsediyor.
Kısa keseceğim.
Bence Sürdürülebilirliği desteklemenin en kolay yolu üretimi kısmak ve lüzumsuz tüketimi ortadan kaldırarak dünyamızı daha yaşanabilir bir hale getirmekten geçiyor.
Huzur, mutluluk ve sevgiyle kalın değerli dostlar.
