GSTC Başkanı Luigi Cabrini’nin Moderatörlüğünü yaptığı ve Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı'nın hedefleri ve detaylarının tartışıldığı panelde Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı TGA Genel Müdür Yardımcısı Dr. Elif Balcı Fisunoğlu, GSTC CEO’su Randy Durban ve Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar söz aldı.
Panelde söz alan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme
Ajansı (TGA) Genel Müdür Yardımcısı Dr. Elif Balcı Fisunoğlu, Sürdürülebilir
Turizm Sertifikasyon Programı ve TGA çalışmaları ile ilgili bilgilendirmelerde
bulundu. Program ile ilgili kaygılar olduğuna değinen Dr.
Fisunoğlu, “1 yıl içerisinde 20 bin sertifika düzenleyeceğiz dediğimizde bize
kimse inanmadı. Herkes, hali hazırda denetlemelerin olduğuna ve sertifikaların
alındığını söyledi. Biz de öncelikli olarak sürdürülebilirlik konusunda onları
ikna ettik. Bu konuda çok tecrübe yoktu, biz de onları bilgilendirdik,
eğitimler ve ödevler verdik. Artık sürdürülebilir turizm ile ilgili öngörüler
yapılabiliyor. Herkesin bir düşüncesi ve yorumu oluştu. Ülkemizdeki bütün
destinasyonların sürdürülebilir olması için uzun bir çalışma gerekiyor ve biz de
güzel çalışmalar yapmaya devam ediyoruz. Gidilecek daha çok yolumuz var” dedi.
Dr. Fisunoğlu, “Konferansa katılan ve
sürdürülebilirlik konusunda bize her zaman yardımcı olan, kriterleri sağlamak
için çaba gösteren bütün turizm paydaşlarına da teşekkür ediyorum” sözleri ile
konuşmasını sonlandırdı.
GSTC CEO’SU RANDY DURBAN: “TÜRKİYE İLE
ÇALIŞMAK BİR ONURDU”
Türkiye’nin
sertifikasyon programı konudaki niyeti ve hırsının GSTC olarak kendilerini çok
etkilediğini dile getiren GSTC CEO’su Randy Durban, “Bize sundukları raporlara
baktığımızda yeni bir şeylerin olduğunu gördük. Kaynaklarımızı ciddi anlamda
zorladık. Hatta, biz bu işin altından kalkamayacağız sanırım diyerek yeni bir
teknik ekip oluşturduk. Çünkü iş çok hızlı ve seri olarak ilerledi. Otel,
acente ve tur operatörleri de dahil olmak üzere bütün Türk turizmi
paydaşlarının buna hazır olması, senkronize bir şekilde hareket etmeleri ciddi
bir başarıydı. Kısa bir sürede bütün bunları gerçekleştirdik ve şimdi ise
sizinle karşılıklı bir şekilde buradayız” şeklinde konuştu.
Girişimlerinin ilk başlarda tam olarak anlaşılamadığı
için ciddiye de alınmadığını belirten Durban, “10 yıl önce sürdürülebilir
turizm hakkına kaç kişi konuşuyordu? Pandeminin sonrasında gelen farkındalıkla
insanlar sürdürülebilirlik ve çevre ile ilgili fikirlerini değiştirmeye
başladı, gündemlerine aldılar. Radikal bir değişiklik olmasa bile sesimizi
duyurduk, çünkü yüksek bir ses çıkardık. Türkiye ile çalışmak bizim için bir
onurdu” dedi.
“TURİZMDEN VAZGEÇEMEZSİNİZ”
Kapadokya
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar konuşmasında, “Kapadokya,
eşsiz doğası ile her kesimin ilgisini çeken bir coğrafya. Yerin üstünde
peribacaları, altında ise karstik olarak da adlandırılan termal suları ile
büyük bir potansiyele sahip. Fakat Kapadokya’ya geldiğinizde kuru bir Anadolu
görüyorsunuz. Otele geldiğinizde ise küçük bir havuz karşınıza çıkıyor. Bu
karstik sular, süs havuzlarında kullanılıyor. Biz doğayı ve yerel değerleri
kaybetmek istemiyoruz. Bu nedenle de turizmden vazgeçemezsiniz. Sürdürülebilirlik
ile turizm arasında bir girişim yapılması gerekiyor ki, bu konudaki çalışmaları
nedeni ile bakanımıza teşekkür ediyorum. Biz Kapadokya Üniversitesi olarak
GSTC’den de önce bakanlığımızla bu konuyla ilgili çalışmalara başladık. Bu
çalışmalarda ise esas olarak rekabetçiliği gözettik. Sürekli olarak gözlemler
yaptık. Hem Türkiye hem de Türkiye’nin sürdürülebilirlik konusundaki
pozisyonunu göz önünde bir atlas hazırladık. Biz bunları yaptık ama hala
turizmde problemler var. Bunlardan birisi kesinlikle sezonsallık. Sezonsallık
turizmi çok dar bir alana kısıtlıyor. Örneğin Antalya. Türk turizminin büyük
bir yüzdesi Antalya’da ve bu da kısıtlı bir alan demek. Diğeri ise yine
sezonsallıkla bire bir bağlantılı olan planlama. Turizm doğru bir şekilde
planlandığında hem bu kısıtlı alandan kurtulacak hem de yıla yayılarak
sürdürülebilirliği sağlamış olacak” ifadelerine yer verdi.