Konaklama sektörünün deneyimli ismi Güngör Gürel,
kalifiye personel konusunda dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
İşte Güngör Gürel’in yazısı:
Turizm sektöründe gerçekten kalifiye eleman eksikliği
var mı?
Kalifiye personelin sektör
dışına kaymasında en büyük payın sektörün kısa dönemli politikaları olduğu
nedense hiç gündeme getirilmiyor. Ayrıca, son yıllarda personel giderlerini
düşürmesi dolayısıyla pek çok otel işletmesinin daha fazla stajyer çalıştırmaya
başlaması nasıl açıklanabilir? Stajyerlerin teorik bilgilerini uygulamayla
pekiştiren öğrenciler olduğunu unutup, onları işgücü olarak gören zihniyetin,
kalifiye eleman eksikliğinden söz etmesi, ne derece doğrudur?
Son dönemde basın yayın
organlarında, günlük konuşmalarda ve bazı köşe yazılarında kalifiye eleman
eksikliği sıkça gündeme gelmeye başladı. Bunun nedeni, elbette ki, son yıllarda
artan konaklama tesisi yatırımları ve sonrasında artan turist sayısında
yatıyor. Yoksa şimdiye kadar gündeme pek sık gelen bir konu değildi. Hatta, son
birkaç yıldır unutulmuştu bile!
Hele birkaç ay içerisinde
ardı ardına açılan bazı nitelikli otellerdeki insana dayalı hizmetin
kalitesinin düşüklüğü, bu konuyu daha bir gündeme oturttu.
Turizm sektörü, bir hizmet
sektörüdür ve bu hizmeti de insanlar görür. Bu insanlar da bir takım bilgi ve
beceriye sahiptirler. Bu kadar basit bir konudur.
Ama her şeyi arz-talep
üzerine kurguladığımızdan aklımıza pek gelmeyen bir husus. Turist geliyor,
tesis lazım. Gerisi yok. Çalışanlar; “Nasılsa bir yerlerden buluruz.”
İNŞAATTAN ADAM TOPLAMAKLA BU İŞ OLMAZ!
Bu konunun tartışılmaya
başlanması bir bakıma olumlu bir gelişmedir. Çünkü, en azından bazı kimseler
insana dayalı hizmetin kalitesi üzerine düşünmeye başlamışlar. Sağdan soldan,
inşaattan adam toplamakla bu işin olmayacağının farkına varıyorlar gibi.
Öte yandan, bir grubun suçu
turizm eğitim programlarına atmaya eğilimli olduğu da gözleniyor. Dediklerinde
elbette ki önemli oranda doğruluk payı vardır.
Ancak, gelinen noktada bütün
sorunu turizm eğitim programlarına atmak ne derece doğru bir yaklaşımdır?
Bu gazetede birkaç kez
gündeme getirildiği gibi, turizm eğitim programları “sütten çıkmış ak kaşık
değildir”, çok ciddi eğitim ve donanım eksiklikleri ve sorunları vardır.
Bu arada sorunun esas kaynağını
kimse gündeme getirmiyor.
Kalifiye personelin sektör
dışına kaymasında en büyük payın sektörün kısa dönemli politikaları olduğu
nedense hiç gündeme getirilmiyor.
KALİFİYE ELEMANI KAÇIRMAMAK İÇİN NE YAPILMALI?
Bir yanda mevsimlik çalışmanın
ortaya çıkardığı sorunlar varken, öte yanda sosyal haklar yönünden gözlenen
eksiklikler; bir yanda düşük ücretler, öte yanda çalışma saatlerinin
uzunluğu... Ve hatta mevsimlik tesislerdeki barınma ortamlarının sağlıksızlığı...
Bir yanda iş hacmindeki ilk düşüşte işlerini kaybetme riski, öte yanda her an
daha niteliksiz bir elemanla “ikame” edilebilme olasılığı. Bütün bu faktörlerin
kalifiye elemanların sektörü terk etmeleri üzerinde etkili olmadığını kim
söyleyebilir?
Sektör, kalifiye elemanlarını
kaçırmamak için neler yapıyor?
Bu, çok önemli bir sorudur?
Yoksa çıkıp “kalifiye eleman
yok” demek, işin en kolayıdır.
Ayrıca, son yıllarda personel
giderlerini düşürmesi dolayısıyla pek çok otel işletmesinin daha fazla stajyer
çalıştırmaya başlaması nasıl açıklanabilir? Stajyerlerin teorik bilgilerini
uygulamayla pekiştiren öğrenciler olduğunu unutup, onları işgücü olarak gören
zihniyetin, kalifiye eleman eksikliğinden söz etmesi, ne derece doğrudur?
Konuyu müşteri sayısı üzerine
kuran bir sektörün kaliteyi atlaması, elbette ki kalifiye eleman konusunu
unutturacaktır.
Unutturmuştur da.
Tesis kalitesinin
asansörlerin sayısı veya odada kullanılan mobilyaların kalitesi ile ölçüldüğü
bir sektörde, kalifiye elemanların unutulması doğaldır.
Saygılarımla.
Güngör Gürel - 18.03.2023
G&G Yatırım Yönetim ve
Proje Danışmanlık
www.gungorgurel.com