Denizli Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (DENTUROD) Başkanı Gazi Murat Şen, yaptığı yazılı açıklamada Pamukkale için çözümün doğal gaz olduğunu ve Denizli’ye acilen doğal gaz getirilmesi gerektiğini vurguladı.
(DENTUROD) Başkanı Gazi Murat Şen tarafından yapılan yazılı açıklamanın tamamı şu şekilde: “Pamukkale, Unesco Dünya Kültür ve Doğal Miras Listelerinin ikisinde birden olan dünyadaki 35 ender alandan bir tanesidir. Yani sadece Denizli veya Türkiye için değil; tüm dünyaya karşı korumakla ve bizden sonraki nesillere sağlıklı bir şekilde devretmekle yükümlü olduğumuz eşsiz bir zenginliğimiz ve kültürel ve doğal mirasımızdır.
Son yıllarda Pamukkale Üniversitesinin yapmış olduğu çalışmalarda ve raporlarda belirtildiği üzere Pamukkale termal sularındaki azalmanın 30 yıl öncesine oranla neredeyse %65 boyutlarına vardığı; mevsimsel etkiler de dahil olmak üzere özellikle son on yıl içerisinde maalesef debinin yükseldiği bir dönem/yıl oluşmadığı görülmektedir.
Pamukkale Termal suyu debisindeki azalmanın olası nedenleri; çok yakın bir mesafede çıkan ve kimyasal özellikler açısından benzer özellikler taşıyan Karahayıt Termal Bölgesindeki kontrolsüz ve kaçak kullanım; Pamukkale ovasındaki kontrolsüz ve ruhsatsız su kuyularından yapılan tarımsal kullanım; Honaz gibi Pamukkale termal su havzasını besleyen damarlar üzerinde açılmış olabilecek kaçak sondajlar; Sarayköy havzasında Jeotermal Enerji firmalarınca açılmış derin kuyular, enerji üretimi sonrası kaynak sürdürülebilirliği açısından yapılması gereken reenjeksiyonun çok eksik oranlarda yapılması ve o bölgedeki çok yoğun kulanım gibi nedenler sayılabilir.
Yine Pamukkale suyunun azalmasında olası en önemli etkenlerden biri olabilecek Karahayıt termal bölgesindeki kullanım özeline bakıldığında ise; bu bölgedeki “kırmızı” termal suyun hem termal tedavi hem de ısıtma amaçlı kullanıldığı görülmektedir. Karahayıt Bölgesi Jeotermal akışkanın 2023 Ocak – 2024 Haziran ayları arasındaki kullanımı incelendiğinde; yıllık toplam jeotermal su kullanımının yaklaşık %50sinin ısıtma enerjisi amacıyla kullanıldığı çok net görülmektedir. İşin acı tarafı Karahayıt Jeotermal Kaynağı aslında ısıtma için çok da elverişli bir kaynak değildir, çünkü 56 C civarı bir çıkış sıcaklığı bulunmaktadır. Bina ısıtma sistemlerinde bu suyun yeterli olabilmesi; çok miktarda jeotermal su kullanılmasını gerektirmektedir.
DOĞALGAZIN GETİRİLMESİ: SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ÇÖZÜM
Termal suyun ısıtma amacıyla kullanılmasını engellemek, öncelikle Karahayıt Termal Su havzasının ve büyük bir olasılıkla da Pamukkale Termal Su havzasının da korunması açısından kritik bir hedeftir. Bilindiği üzere; Karahayıt ve Pamukkale mahalleleri Özel Çevre Koruma Bölgeleridir ve bu alanda ısıtma amaçlı kömür vb kullanımı yasaktır. Doğalgazın bölgeye getirilmesi, hem jeotermal alanların korunması hem de Pamukkale Travertenleri çevresi hava emisyonlarının alternatif diğer fosil yakıtlara göre çok daha temiz tutulmasını sağlayarak, çok daha sürdürülebilir bir çözüm sunmaktadır. Doğalgaz, daha düşük karbon emisyonu ile çevre dostu bir enerji kaynağıdır ve termal suyun korunmasına olanak tanıyacak alternatif bir ısınma yöntemi sunacaktır.
Doğalgazın Pamukkale/Karahayıt bölgesine getirilmesi bir tercihten öteye “görev”dir. Denizli’ye 2006 yılında gelen doğalgaz maalesef 20 yıla yakın bir süredir, şehrin dibindeki Dünya Miras Listesindeki alanımız Pamukkale’ye, Denizli şehrindeki doğalgaz dağıtım haklarına sahip “Enerya” şirketi tarafından ticari koşullar öne sürülerek getirilmemektedir. Ama şu da bir gerçektir; Denizli gibi kalabalık bir sanayi şehrinden Enerya şirketi 20 yıldır kazanç sağlamaktadır.
Doğalgazın Pamukkale’ye getirilmesi ile bölgedeki otel ve diğer turistik tesisler hem ekonomik bir enerji kaynağına erişebilecek hem de termal suyu ısıtma amacıyla kullanmak zorunda kalmayacaktır. Böylece termal suların debisi ve sıcaklığı korunarak, bölgenin ve Pamukkale’nin doğal yapısı muhafaza edilebilecektir. Aynı zamanda, doğalgazın tesislere ulaştırılması, tesislerin modernizasyonu, iş güvenliği ve altyapı açısından bölgeye katma değer sağlayacaktır.
Enerya şirketi ve Ahlatcı Holding’in ticari koşulları öne sürmeden; Kamu ve doğaya olan sorumluluklarını da hızla hatırlaması gerekmektedir. Sonuçta Pamukkale gibi bir Dünya Mirası; Enerya şirketinin sorumlu olduğu bir alandadır; bu Dünya Mirası bölgeyi bizden sonraki nesillere sürdürülebilir bir şekilde bırakmakta da Ahlatcı Holding’e tarihi bir görev düşmektedir.
Doğalgazın gelmesi ile, termal su yalnızca turizm ve sağlık amaçlı kullanılacak, ve kullanılan termal su miktarı da hemen aynı yıl %50 azalacaktır. Böylelikle, bölgedeki doğal zenginlik korunarak, turizm potansiyelinin artırılması sağlanabilir. Bu süreç, yalnızca yerel ekonomiyi canlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda ülke çapında örnek alınabilecek bir çevre koruma ve sürdürülebilir turizm modeli oluşturacaktır.
Bu konu Enerya ve Ahlatcı Holding’in tarihe, doğaya ve özellikle Denizli’ye ahde vefa borcudur.
Pamukkale-Karahayıt bölgesine acilen doğalgaz getirilmesi için Denizli Büyükşehir Belediyesine ve kamu kurumlarından gerekli izinlerin alınabilmesi için Denizli Valiliğine de büyük görevler düşmektedir.
Kamuoyuna Saygıyla duyurulur.”