Antalya’nın ünlü gastronomi durağı 7 Mehmet Restaurant’ın üçüncü kuşak temsilcisi, mekanın işletmecisi ve baş aşçısı Mehmet Akdağ, Tourism Today’e yaptığı açıklamada gastronomi ve turizmin Türkiye için önemine dikkat çekerken otellerin yerel mutfağa daha fazla önem vermesi gerektiğini söyledi.
Tuncay Sevin / Tourism Today
Gastronominin turizm sektörü için hayati bir öneme sahip olduğunu ifade eden Mehmet Akdağ, özellikle otellerin sunduğu gastronomi deneyiminin çok çeşitli olduğunu söyledi. Otellerin dünya mutfaklarından ciddi örnekler sunduğunu belirten Akdağ, “Bu çeşitlilik ve deneyim yerli ve yabancı turistler için çok değerli. Ancak otellerimizin dikkat etmesi gereken noktalar var. Otellerimiz gerçekten işi bilen iyi insanlarla, iyi şeflerle çalışmanın yanı sıra iyi analizcilerle de çalışması gerekiyor. Örneğin İtalyan misafire Pizza vermeye çalışıyoruz. Zaten ülkesinde en iyi pizzayı yiyen bir turiste pizza sunmamalıyız. Bu tür nüanslara dikkat edilmesi gerekiyor. Ayrıca, otellerde kendi mutfağımızın da ihmal edildiğini düşünüyorum. Bakın Antalya’nın 170’e yakın ürünü var. Tabi ki otellerimizde 170 ürünün hepsinin olması mümkün değil ama en azından 40 ürün olmalı. Ben, yurt dışına çıktığımda gittiğim bölgenin kendisine özgü lezzetlerini tatmak isterim. Yani oraya gidip de kebap yemek istemem. Zaten Türkiye’den geliyorum. Bu durum Türkiye ve Antalya’ya gelen misafirler için de geçerli. Eğer bu şehre katma değer katmak istiyorsak bence yerel mutfağa ve Türk mutfağına özenle yer vermeliyiz. Düşünün geçen sene Antalya’ya 18 milyon insan gelmiş. O insanlara Antalya’nın piyazını tatma imkanı sunmalıyız. Bu deneyimi yaşasınlar. En azından Cive’yi veya Öksüz helvasını ikram etmeliyiz. Bu helva onların hiç görmediği bir teknikle ikram ediliyor. Antalya usulü bir Keşkek yapılmalı. Ana Restoranlarda bir Antalya köşesi yapılmalı, herkes mutlaka en azından küçük de olsa deneyecektir. Bence herkes orada kuyruk olur ama doğru reçeteyse” dedi.
Türk gastronomisinin geleceği olan genç şeflere de değinen Mehmet Akdağ, genç şeflerin çok yetenekli olduğunu belirterek önemli bir noktaya değindi: “Evet. Gençler çok yetenekliler. Ama Aşçıbaşı olmak için çok sabırsızlar. Aşçıbaşı olmak o kadar kolay değil. Aşçıbaşı dediğimiz şey her işletmede bir ya da iki tane vardır. 22 yaşındaki genç bir şefin aşçıbaşı olmayı hedeflemesini anlarım ama okuldan mezun olur olmaz aşçıbaşı olmak istemelerine anlam veremiyorum. Bizim işletmemizdeki aşçıbaşı 36 yıldır işin içinde. Okulunu okuyunca kendinizi 36 yıllık bir aşçıdan üstün göremezsiniz. Gençlerin, üniversite eğitimi aldıkları için hayal ve hedefleri var. Buna ulaşmak için de planlar yapıyorlar. Ama hayalleri gerçekleştirmek için üniversite eğitimi tek başına yeterli değil. Bu sektörün ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci adamlara da ihtiyacı var. Bizim yanımızda 117 kişi çalışıyor ve birinci adam pozisyonunda 4 tane ustamız var. Gençler kendilerine biraz zaman tanıyıp deneyim kazanmalılar. Onların bu noktada iyi yönlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
