Antalya Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı ve NBK Touristic Genel Müdürü Recep Yavuz, kişisel bloğunda kaleme aldığı “Örenyeri ücretlerinde evdeki hesap çarşıya uymadı” başlığını taşıyan yazısında artan fiyatlar nedeniyle tura dahil olan ören yeri sayılarının azaldığını yazdı.
“Geçtiğimiz bir yıl içinde ören yeri ve müze ücretlerine 3 kez zam yapılmıştı” diyen Yavuz, “Özellikle en çok ziyaret edilen ve önemli tur güzergahlarının içeriğinde olan ören yerleri giriş ücretleri uçuk bir hale gelmişti. Mesela 1 Nisan 2023’te 400 TL olan Efes ören yeri, 1 Mart 2024’te 1.320 TL oldu. Aynı dönemde 200 TL olan Truva Ören Yeri 891 TL’ye, 400 TL olan Hierapolis Ören yeri 990 TL, 300 TL olan Göreme Müzesi 660 TL’ye yükseltildi. Geçtiğimiz yıl beklenmedik artışlarını fiyatlarına yansıtamayan Tur Operatörleri ve Acentalar misafirleri ile karşı karşıya gelmemek için ortaya çıkan bu zarara katlanmak zorunda kaldılar.
Buna belki sadece belli bir süre için katlanılabildi ama uzun vadede bu maliyetler yönetilebilir ve taşınabilir gibi değildi. Mesela klasik bir Batı Anadolu Turu olan İzmir-Çanakkale- İstanbul- Bursa- Pamukkale-Kuşadası turunun sadece ören yeri maliyeti indirimli hali ile bile150 € ya yükseldi. Buna özellikle Uzak Doğulu ve Güney Amerikalı Grupların yaptığı gibi Kapadokya’da dahil olunca yaklaşık ören yeri maliyeti 200 € civarında gerçekleşti. Yabancı turistlere yapılan Kültür Turlarında ören yeri ziyaretleri genellikle programın ve fiyatın içindedir.
Kültür/Anadolu Turları 1000 ila 2000 km yol kat edilen, bir çok farklı şehir ve otelde konaklanan ve 7/24 rehberlik hizmeti sunulan çok maliyetli ve zahmetli turlardır. Fiyatı anormal artan ören yerlerinin üzerine konaklama, uçak, otobüs, otoyol ve köprüler, rehberlik ve diğer giderler de eklenince bir kültür turistinin kişi başı maliyeti en az 1000 €’yu buldu.
Bu fiyatlarda ürünü oluşturup pazarlamak rekabet açısından imkansız hale geldi. Zira benzer destinasyonlarda yarı fiyatına haftalık kültür turları yapılabiliyor. Ayrıca ülkemiz büyük ve zengin bir kültürel mirasa sahip olduğu için mümkün olduğunca fazla ziyaretçiyi çekebilmek önemli. Bu yüzden tur operatörleri satış rakamını aşağıya çekerek, ilave hizmetler ve turlar satarak zararı kapatmaya ve fiyat rekabetinde geriye düşmemeye çalıştılar.
Tur operatörü ürünü hazırlarken, otel, otobüs, uçak gibi kalemlerde kıran kıran pazarlık içindeyken ören yeri fiyatlarının belirlenmesinde böyle bir imkanı yok. Yeni fiyatlar tebliğ edilince biraz sesini duyurmaya çalışsa da pek dikkate alınmayınca pes ederek maliyetlerini düşürmenin yoluna gider. Nitekim bu yıl da öyle oldu. Acentalar tedarikçileri ile yaptığı kıyasıya pazarlıkların ardından, pazarlık yapamadığı ören yeri ziyaretlerini en aza indirerek çözümler bulmaya çalıştı. Yani tur içeriğini azaltılarak maliyetler göğüslenmeye çalışıldı.
Bir haftalık bir turda 10-15 ören yeri gezilirken, bu sayı oldukça aşağıya çekildi ve misafirlere birçok ören yerini ancak isteğe bağlı ziyaret etme şansı tanındı. Yani turist ören yerine götürüldü ve sadece giriş ücretini ödeyene rehberlik hizmeti verildi ve ziyaret gerçekleşti. Bu durumda misafirlerde indirimsiz olan yüksek fiyatlı ören yerlerine mesela 40 € Efes’e, 30 € Hierapolis’e ödemekten imtina ettiler ve ziyaret sayıları gelen turist sayısı ile eşleşmedi.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız:
Örenyeri ücretlerinde evdeki hesap çarşıya uymadı