Konaklama sektörünün deneyimli isimlerinden Softotel/Vima Hotels CEO’su Serkan Gümrükçü, “Otelcilik Linkedin’de anlatıldığı gibi mi?” başlığını taşıyan paylaşımında konaklama sektöründe akıllara kazınan motivasyon dolu klişeleri kaleme aldı.
İşte Serkan Gümrükçü’nün düşündüren yazısı:
“Misafir her zaman haklıdır!”
Evet, kesinlikle! Otel dolu olduğu halde, “Ama ben geçen sene de gelmiştim, daha güzel bir odanız yok mu?” diyen misafir de haklı. Yirmi dakika geç gelen siparişi, beş yıldızlı otel satın almış gibi yorumlayan da. Çünkü müşteri memnuniyeti her şeydir, değil mi?
“Ekibinize değer verin, onlar en büyük gücünüzdür!”
Kesinlikle! O yüzden personel maaşlarını minimumda tutup maksimum performans beklemek, 12 saat ayakta çalışan ekipten sürekli gülümsemelerini istemek sektör standardı oldu. Ama unutmayalım, çalışan memnuniyeti olmadan misafir memnuniyeti olmaz – teoride tabii.
“Otelcilik bir tutkudur, bir aşktır!”
Ah evet! Özellikle gecenin bir yarısı, yangın alarmı gereksiz çaldığında veya tatil gününde “Sen olmadan olmuyor” diyerek otele çağrıldığında bu aşkın doruklarını yaşıyoruz! Peki, bu aşkın karşılığında ne alıyoruz? Sonsuz özveri ve minimum özel hayat. Ama Linkedin’de her şey harika tabii.
“Gelir yönetimi en önemli konudur!”
Kesinlikle! Özellikle ADR yükseltmeye çalışırken, rakip otellerin saçma sapan indirim politikalarıyla fiyatların dibe çekildiğini görmek tam bir strateji oyunu. Ama biz LinkedIn’de hep “Geliri artırmanın 10 harika yolu” gibi teorik içerikler paylaşmaya devam edelim.
Gerçek şu ki: Otelcilik Linkedin’de anlatıldığı kadar tozpembe değil. Bu sektörde başarılı olmak istiyorsanız, işin sadece parlak yüzünü değil, operasyonel zorluklarını da görmek gerek. Motivasyon cümleleri güzel ama sürdürülebilir iş modelleri, gerçekçi bütçeler ve sağlam ekip yönetimi olmadan hiçbir şey yürümez.
Belki de Linkedin’de “Misafir memnuniyeti” yerine “Çalışan memnuniyeti” üzerine birkaç gönderi görmenin zamanı gelmiştir.
Ne dersiniz, gerçekler mi daha önemli yoksa güzel cümleler mi?
