Shine Hospitality Kurucusu Ayça Bilgin “Spor politikalarını ve yatırımlarını turizmle harmanlayarak uzun vadeli başarıları garantiye almak, tam anlamıyla iyi bir oyun planı meselesi” olduğunu söyledi.
Sporun, günümüzde sadece fiziksel bir aktivite olmanın ötesinde, küresel düzeyde ülkelerin tanıtımı ve imajı için güçlü bir araç da olduğunu belirten Ayça Bilgin, kaleme aldığı yazısında spor ve turizmin birbiri ile olan pozitif bağından bahsetti.
“Türkiye, son yıllarda çeşitli spor dallarında elde ettiği ulusal ve uluslararası başarılarla dünya çapında oldukça dikkat çekmeye başladı. Bu başarılar, ülkenin küresel arenada tanıtılmasına ve imajının güçlenmesine doğrudan ve dolaylı olarak büyük katkılar sağladığı gibi; spor ve turizmin son yıllarda giderek artan bir etkileşim içerisinde olan iki önemli sosyal ve ekonomik faaliyet haline geldiğini de kanıtlamış oldu. Sadece bireylerin değil aynı zamanda toplumun da fiziksel ve zihinsel sağlığını son derece olumlu yönde destekleyen bu durum eş zamanlı olarak yerel halkın spor kültürünü geliştirirken, aynı zamanda farklı kültürlerden turistlerin Türkiye’ye olan ilgisini de artırmaya başladı. Sportif başarılar, Türkiye’de sporun yaygınlaşmasına ve halkın spora olan ilgisinin artmasına gerçekten fazlasıyla katkıda bulunuyor” diye konuşan Ayça Bilgin; bu durumun toplum sağlığını olumlu yönde etkilediğini ve sağlıklı yaşam kültürünü teşvik ettiğini belirterek sağlıklı bir toplumun, aynı zamanda turizm açısından da çekici bir destinasyon yaratmada her zaman önemli bir destekçi rolünde olduğunu da söyledi.
Ayça Bilgin’nin yazısından öne çıkan başlıklar şu şekilde; “Türkiye, son yıllarda voleybol, futbol, basketbol, güreş, tekvando, atletizm, okçuluk ve bu yıl eklenen havalı tabanca gibi çeşitli spor dallarında uluslararası düzeyde önemli başarılar elde etti. Bu sportif başarılar, sadece ülkenin prestijini artırmakla kalmayarak dünya genelinde geniş bir kitleye ulaşan medya kanallarıyla bu zaferlerin duyurulması ve bu durumun da Türkiye’nin küresel tanıtımını güçlendirerek ülkenin imajını olumlu yönde etkilemesi de elbette kaçınılmaz oldu. Bu sayede Türkiye, spor turizmi açısından daha da cazip bir destinasyon olarak ön plana çıkmaya başladığı için; tüm bu sportif başarılar uzun vadede turizm sektöründe sürdürülebilir bir büyüme desteği vermeye de başladı.”
“Kısacası sporun evrensel dili, Türkiye’yi dünya sahnesinde önemli bir oyuncu haline getirirken, turizm sektöründe de sürdürülebilir bir büyüme sağlamak için güçlü bir araç olarak kullanılmaya devam edilmeli. Çünkü bu evrensel dil Türkiye’yi dünya sahnesinde hem sportmen hem de turistik bir yıldız haline getirebilir! Zira spor sahasındaki her zafer, turizmin podyumuna bir altın madalya daha eklediğini unutmayalım. Ülkenin spor ve turizm stratejilerini entegre etmek, adeta sahada topu alıp kaleye göndermek gibi bir şey. Sonuçlar ise şüphesiz ki şampiyonluk getiriyor!”
“Türkiye’nin spor politikalarını ve yatırımlarını turizmle harmanlayarak uzun vadeli başarıları garanti altına alması, tam anlamıyla bir “oyun planı” meselesi. Çünkü unutmayalım, sporda ne kadar iddialıysanız, dünyada da o kadar büyük oynuyor ve galibiyete koşuyorsunuz!”