DOLAR %
EURO %
GRAM ALTIN %
ÇEYREK A. %
BITCOIN %

Turizmde yeni dönem

Son Güncelleme :

29 Nisan 2025 - 5:25

Turizmde yeni dönem

Türkiye’de ve yurt dışında otellere özel online satış stratejileri geliştirerek, işletmelerin kârlılığını ve global rekabet gücünü artırmayı hedefleyen Nisa Öcal, Tourism Today için kaleme aldığı “Turizmde yeni dönem” başlığını taşıyan yazısında Online satışın gücünü gözler önüne seriyor.

İşte Nisa Öcal’ın yazısı:

TURİZMDE YENİ DÖNEM

Turizm sektörü her zaman dinamik olmuştur; ancak son 10 yılda yaşanan dijital dönüşüm bu dinamizmi bambaşka bir boyuta taşıdı . Özellikle pandemi sonrası dünyada tatil planlama, otel seçimi ve rezervasyon süreçleri neredeyse tamamen dijital platformlara kaydı.

Bugün artık dijitalde görünür olmayan, doğru stratejiyle varlık göstermeyen bir otelin uzun vadeli başarı şansı oldukça düşüktür.

Artık sadece iyi bir konumda olmak ya da kaliteli hizmet sunmak yeterli değil; görünür olmak, ulaşılabilir olmak ve doğru dijital stratejilerle misafiri rezervasyona dönüştürebilmek gerekiyor.

İşte tam da bu noktada, online satış ve dijital pazarlama oteller için bir lüks değil, bir zorunluluk haline geliyor.

Geleneksel satış kanalları artık yerini akıllı algoritmalara, veri analizine dayalı fiyatlamalara ve kullanıcı deneyimini merkezine alan dijital vitrinlere bırakıyor. Biz de tam burada devreye giriyoruz. Online satış, yalnızca bir web sitesine sahip olmakla sınırlı değil. Gerçek başarı; doğru platformlarda yer almak, etkili kampanyalar oluşturmak, dönüşüm oranlarını analiz etmek ve sürekli optimize edilen stratejilerle ilerlemekle mümkün oluyor. Otellerle çalışırken sadece satışdeğil, marka değeri, müşteri sadakati ve dijitalde yaratılan imaj üzerinde de ciddi farklar yaratmak gerekiyor.

Online turizm pazarlaması, hızla büyüyen bir alan olmasına rağmen, bu konuda verilen eğitimler henüz oldukça sınırlı. Turizm sektörü dijital dönüşüm sürecinde önemli bir değişim yaşarken, pazarlama stratejilerinin online platformlara kayması uzmanlık gerektiriyor. Ancak sektördeki bu ihtiyaca rağmen, güncel, uygulamaya dönük ve sektör odaklı eğitim programlarının sayısı çok az. Bu da alanda kendini geliştirmek isteyenler için büyük bir boşluk yaratıyor.

Yakın zamanda yurtdışındaki otellerle de çalışmaya başladım ve gördüm ki; global pazarda da online turizm pazarlaması uzmanlığı bir ihtiyaç.

Özellikle butik ve bağımsız oteller, büyük zincirlerle rekabet edebilmek için yenilikçi dijital çözümlere ihtiyaç duyuyor. Online pazarlamanın sunduğu ölçülebilir başarı hikayeleri ve satışa direkt etki eden stratejilerle bu farkı somut olarak ortaya koyabiliyoruz.

Dünya Dijitale Geçti, Peki Biz Ne Yapıyoruz?
Bugün dünya genelindeki konaklama rezervasyonlarının %72’si online kanallar üzerinden gerçekleşiyor. Bu oran Türkiye’de hâlâ %40-45 bandında seyrediyor. Aradaki bu fark, Türk otelciliğinin dijitalde henüz tam anlamıyla potansiyelini kullanamadığını gösteriyor.

Yurtdışında özellikle Avrupa ve Amerika’daki küçük ölçekli oteller bile kendi siteleri üzerinden dinamik fiyatlama sistemleriyle çalışan, sosyal medya ve reklam bütçelerini etkin yöneten, müşteri davranışlarına göre kampanya kurgulayan yapılar kurmuş durumda. Türkiye’de ise hâlâ birçok otel, online rezervasyonlara mesafeli yaklaşmakta, ya da bu süreci teknik bilgi eksikliği nedeniyle yeterince yönetememekte.

Kontrat Turizmi vs. Dijital Turizm: Kârlılık Farkı
Kontrat turizmi, yıllardır otellerin doluluk garantisi aldığı ama aynı zamanda büyük kar marjı kaybına uğradığı geleneksel bir model.

Dijital turizmde ise dinamik fiyatlama, doğrudan satış ve stratejik pazarlama ile aynı odayı çok daha kârlı bir şekilde satmak mümkün.

Örneğin kontratla gecelik 50 Euro’ya verilen bir oda, dijital stratejiyle doğrudan satışta ortalama 90-110 Euro arasında değerlendirilebiliyor. Bu, %100’e varan gelir farkı demek. Eğer otel bu dijital yolculukta görünür değilse ya da etkili sunulmuyorsa, potansiyel bir müşteri hiç var olmamış gibi kaybolabiliyor.

Geleneksel yöntemlerle ilerlemeye çalışan turizm sektörü, artık dijitalleşmeden büyümenin mümkün olmadığını net şekilde görüyor. Pandemiyle birlikte hızlanan dijital dönüşüm, turizmin yapısını kalıcı olarak değiştirdi. Bugün tatil planlamaları otel lobisinde değil, Instagram keşfet’te; rezervasyonlar kataloglarla değil, birkaç dokunuşla mobil ekranda başlıyor ve bitiyor.

Misafirler Artık Dijitalde Arıyor
Günümüzde misafirlerin %87’si seyahat kararı almadan önce dijital araştırma yapıyor. %65’i sosyal medyada oteli aratıyor. Bu ne demek? Oteliniz Instagram’da yoksa, Google’da görünmüyorsa, iyi bir kullanıcı deneyimi sunmuyorsa… sizin varlığınız bile fark edilmiyor olabilir.

Artık insanlar oteli aramıyor; Google’a yazıyor. TikTok’ta reels izliyor. Tripadvisor’da yorumlara bakıyor. O halde sormak gerek: Sizin oteliniz bu dijital vitrinde ne kadar iyi temsil ediliyor?

Turizm artık dijitalde kazanılıyor. Ve bu yeni dönemde online satış, sadece bir rezervasyon kanalı değil; aynı zamanda bir büyüme stratejisi, bir kârlılık modeli ve bir marka inşa sürecidir.

Üstelik dijital satış sadece fiyat avantajı da sunmuyor. Dinamik fiyatlama, müşteri verisi toplama, kampanya yönetimi gibi unsurlar, işletmeye sürdürülebilir büyüme sağlıyor. Kısacası dijital turizm, kontrolü otelin ellerine veriyor.

Dijitalde Olmamanın Matematiği
Bir otel dijital platformlara entegre değilse;
• Her ay ortalama %40 potansiyel doğrudan rezervasyonu kaybediyor.
• Rakiplerine göre %30’a yakın daha düşük fiyatlara satış yapmak zorunda kalıyor.
• Pazarlama verisi toplayamadığı için müşteri davranışlarını anlayamıyor, tekrar satış stratejisi kuramıyor.
• Markasını büyütemiyor, bağımsız kalamıyor, tur operatörlerine mecbur hale geliyor.
Kısacası dijitalde olmamak ; sadece anlık gelir kaybı değil, rekabet gücü kaybı ve uzun vadeli marka değeri kaybı demektir.

Dijitalleşme Kalifiye Personel Sorununu Nasıl Çözüyor?
Turizm sektörünün bir diğer büyük problemi, kalifiye personel bulmakta yaşanan zorluk. Özellikle operasyonel yükün fazla olduğu dönemlerde oteller, iyi yetişmiş satış ve pazarlama ekiplerine ulaşmakta güçlük çekiyor. İşte burada da dijitalleşmenin büyük bir katkısı devreye giriyor:

Dijital sistemler, bu açığı büyük oranda kapatıyor:
• Otomasyon araçları, manuel süreçleri ve personel ihtiyacını azaltıyor.
• CRM yazılımları, müşteri iletişimini standartlaştırıyor.
• CRM yazılımları sayesinde misafir iletişimi profesyonelleşiyor.
• Dijital reklamlar, pazarlama uzmanı olmadan bile doğru hedef kitleye ulaşmayı sağlıyor.
• Yapay zekâ destekli satış araçları, gelir yönetimini daha az insan gücüyle daha verimli kılıyor.

Yani dijitalleşme, personel eksikliğini kapatan ve işletmeye operasyonel konfor sunan bir çözüm ortağı haline geliyor.

Sonuç: Dijitalde kazanmak bir tercih değil, zorunluluk.

Bugün turizm sektörü en büyük gelirini dijitalden elde eden sektörlerden biri haline geldi. .Dünya dijitalleşiyor ve misafirler dijitalde karar veriyor. Bu yüzden otellerin artık dijital pazarlama ve online satış stratejilerini bir zorunluluk olarak görmeleri gerekiyor. Bu dönüşümün bir parçası olan oteller kazanıyor, olmayanlar ise potansiyel gelirlerini rakiplerine bırakıyorVe biz, bu dönüşümün tam merkezindeyiz . Otellere yalnızca rezervasyon değil strateji kazandırıyoruz . Sadece dijital görünürlük değil, aynı zamanda sürdürülebilir gelir, ölçülebilir başarı ve uzun vadeli marka değeri kazandırıyoruz. .Görünürlük sağlıyor , karlılığı arttırıyor ve operasyonu kolaylaştırıyoruz.

Gelecek dijitalde. Orada olmayan ise sadece satış değil, zaman ve kimlik kaybediyor.

Nisa ÖCAL hakkında:
Nisa Öcal, turizm sektöründe 10 yıla yakın süredir dijital satış ve pazarlama alanında danışmanlık veren bir girişimcidir. Kurucusu olduğu firma ile Türkiye’de ve yurtdışında otellere özel online satış stratejileri geliştirerek, işletmelerin kârlılığını ve global rekabet gücünü artırmayı hedeflemektedir. Teknoloji ve trend odaklı bakış açısıyla, otellerin dijital dönüşümünde yol arkadaşı olmayı misyon edinmiştir.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.