İstanbul’da gerçekleştirilen EMITT Seyahat ve Turizm Fuarı kapsamında organize edilen Başkanlar Oturumu’nda TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı, TTYD Başkanı Oya Narin ve TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye turizminin gelişimi için dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Moderatörlüğünü TÜROFED eski Başkanı Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık’ın yaptığı oturumda Yağcı, Narin ve Bağlıkaya, Türkiye turizminin artıları ve eksileri masaya yatırdı.
RAKİPLERİMİZ DEĞİŞTİ
Oturumda ilk sözü alan TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı, “Türkiye’de turizm sektörü çok ciddi bir gelişim içinde” diyerek Türkiye turizminin çok ciddi yol kat ettiğini söyledi. Turizm sektörünün iniş ve çıkışlar içinde bugünlere geldiğini belirten Başkan Yağcı: “Bugünlere gelmemiz çok da kolay olmadı. 60 milyon turiste ulaşmak zordu ama bir yandan da kolaydı. Biz doğru pazarlara ulaştık. Ama günümüzde 60 milyon turist sayılarına ulaşınca rakiplerimiz de değişti. Önceden Tunus ve Mısır ile kıyaslanıyorduk şimdi Fransa, İspanya ve İtalya ile kıyaslanıyoruz” dedi.
SAĞLIKLI YÖNETİŞİM MODELİ
Türkiye turizminin farklı stratejilerle turist sayısını 70 milyona sonrasında 80 milyona çıkarması gerektiğini belirten Yağcı, “Bundan sonrası çok kolay olmayacak. Çünkü büyüme oranları eskisi gibi çift haneli olmayacak. Bu rakamları yakalamamız için satış ve pazarlama çok önemli. Farklı pazarlama stratejileri ile bu rakama ulaşabiliriz. Bakış açımızı daha da zenginleştirerek hareket etmeliyiz. Yönetişim modelini daha sağlıklı bir hale getirmeliyiz. 70 milyon rakamlarına ulaşmak ve bunu sürdürülebilir hale getirmeliyiz. Sektörün önemi artık kabul edildi. Hedefemize ulaşabilmemiz için ortak akıl ve paydada buluşmalıyız. Yeni bir ürün stratejisi oluşturulmalı. Yeni durumları geliştirecek yeni stratejiler geliştirilmeli” şeklinde konuştu.
DESTİNASYON ÇEŞİTLİLİĞİNE İHTİYAÇ VAR
Başkan Yağcı, sürdürülebilirliğe de değinerek “Sürdürülebilirliği sadece çevresel sürdürülebilirlik çerçevesinde konuşuyoruz. Sürdürülebilirlik birçok alt başlığı kapsıyor. Türkiye turizminin destinasyon çeşitliliğine ihtiyacı var. Turizm denince Antalya, Muğla ve İstanbul öne çıkıyor. İç Anadolu ve Karadeniz’i de oyuna dahil etmeliyiz. 70-80 milyon turiste ulaşmak için bunları yapmamız şart” diye konuştu.
MAALESEF İLETİŞİM KURMUYORUZ
TTYD Başkanı Oya Narin ise turizm sektörü içinde yaşanan iletişim sıkıntısına değindi. Kartalkaya’da yaşanan yangın sonrasında bilgi alışverişinin doğru yapılmamasını örnek gösteren Narin, “Maalesef iletişim kurmuyoruz. Bunu devlet içinde de görüyoruz. İş hayatımda da var bu durum. Birçok konuyu kendi düzenimizle çözmeye çalışıyoruz. Bu bir hata. Türkiye turizm sektörünün bugünlere gelmesinden en önemli konu iletişimdir. Rahmetli Turgut Özal, yatırımcılarla doğru iletişim kurarak turizmezyatırım yapılmasını sağladı. Bugün de yapılmalı. Türkiye her zaman ilkleri yaptı. Adım adım ilerliyoruz. Bulunduğumuz yerden memnun olmayan, daha iyisini nasıl yaparız bilinci var. Bakın, turizm yaptığımız her yerde refah yükseldi. Hem sosyal hem de ekonomik anlamda turizm bize büyük katkı sağladı. Bundan sonra da iletişim kurmalıyız. Önümüzdeki dönemde 132 milyar dolar gelir hedefi koyduk kendimize. Sürdürülebilir turizm için üst gelir düzeyindeki turistleri yakalamalıyız. Kişi başı 900 dolarlarda kalamayız. 1300-1400 dolarları yakalamalıyız. İyi bir yerdeyiz. Ama yapılması gerekenler var. Doğru İletişim kurtulmalıyız” dedi.
YATIRIMCI HEVESLİ DEĞİL
Oya Narin açıklamalarına şöylezdevam etti: “Neyi iyi yaptık diye sorarsak: Kamu ve özel sektör hep birlikte çalıştık. Krediler ertelendi. Kısa Çalışma Ödeneği ve Güvenlik Turizm Sertifikası devreye girdi. Bunları birlikte yaptık. Üçüncü turizm hamlesine, doğru ve gerçekçi planlarla hareket etmeliyiz. Bunun için de birlikte çalışmalıyız. Ayrıca sektörün hukuksal ve yatırım ortamı net değil. Uluslararası yatırımcının algılayabileceği bir plan sunamıyoruz. Bu durum bize zorluklar çıkartıyor. Yurt içindeki yatırımcı yeni yatırım için hevesli değil. Yatırım ortamı topyekun iyileştirilmesi gerekiyor.”
VERİLERLE İLGİLİ SIKINTILARIMIZ VAR
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya da ilk olarak Türkiye’deki turizm verilerinin doğru olmadığını belirterek, dikkat çeken açıklamalarda bulundu: “TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı konuşmasında doğru veriden bahsetti. Peki, elimizdeki veriler doğru mu? Doğru veri üzerinde çok konuştuk. Verilerimizle ilgili sıkıntılarımız var. Neredeyiz, nereye gidiyoruz bilmemiz lazım. Seyahat acentalarının pazarlamanın tek unsuru olduğunu söylüyoruz. Ancak TGA içinde sadece tek üyemiz var. O yönetim kurulunda bulunan arkadaşları tenzi ederim ama kendi otellerini bize pazarlatan 15 otelci var. Türkiye’yi pazarlayan insanların TGA’da olmaması garip değil mi? ‘Bu doğru değil’ dedik kimse ağzını açmadı. Veriler sıkıntılı ve seyahat acentelerinin konumlandırılmasında sıkıntılar var. İhracatçı da sanayici de kendisini kabul ettiriyor. Turizmcisine sahip çıkmayanın turizmi gelişemez.
RAKİPLERİMİZİN GERİSİNDE KALDIK
TÜRSAB yok sayıldığı için çok feryat ediyoruz. Pandemi dönemi sonrasında tirizmdeki artış hızında rakiplerimizin arkadasında kaldık. Türkiye’nin 272 milyon Euro tanıtım bütçesi var. Fransa’nın 28 milyon, İtalya’nın 32 milyon Euro. Tanıtımda rakiplerimizden 10 misli fazla para harcadık ama büyüme oranımız rakiplerimizin gerisinde. Türkiye’nin üç sorunu var ve hiçbirinde başarılı değiliz. Turizmin 12 aya yayılması, turizmin 81 ile yayılması ve üst düzey gelir grubu turist. Bizim rakiplerimizin seviyesine gelmemiz için destinasyon sayımızı artırmamız gerekiyor. Gelir düzeyi yüksek turist diyoruz ama gelir seviyesi düşük turist daha çok geliyor. Biz son 5 senede pazarlama açısından geriye gittik. Çünkü olağan artışları bile yakalayamadık. Buna rağmen bir garip başarı hikayesi yazıldı. En sonunda Cumhurbaşkanımız ‘Çok para kazanıyorsunuz yatırım yapın’ dedi. Bizim de 5 senedir uyardığımız konu bu.
TURİZMDE GÜVENLİK HER ŞEYDEN ÖNEMLİ
Kartalkaya’da son derece üzücü bir olay yaşandı. Uzun dönemden bu yana sıkıntı olan bir konu. Otel sahipleri bunu iyi bilir. Tur operatörü gelir ve düzenlemeler ister. Türkiye’de yerli turist taşıyanlar bunu uygulamıyor. Hep birlikte kötü bir olay yaşadık. TÜRSAB olarak ABTA’nın bu konudaki yaptığı çalışmanın bir uyarlamasını yapıyoruz. Yangın ile ilgili denetimler 40 sayfa. Bundan sonra biz de acentelerimize bu kriterlere dikkat edin diye bir kitapçık yayınlayacağız. Turizmde güvenlik herşeyden daha önemli. İçinde insan ihmali barındıran şeyler anlaşılabilir değil. Rakip ülkelerimiz günlerce yayın yaptı. Türkiye güvenli değildir diye. Bütün otellerin denetiminin bakanlığa geçmesi yükü artırdı. Yerel yönetimlere bu iş daha uygun. Dünyanın her yerinde bakanlık düzenler, sektör denetler. Bu önlemleri almayanlara müşteri götürmüyorlar. Belki ilerde bir kısmı zaruri hale getirilir.”
