Antalya Turizm Fuarı (ATF) bu yıl büyük ilgi gören panellere ev sahipliği yaptı. Değerli Türk tarihçi, akademisyen ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı ATF24 ziyaretçileri ve katılımcıları ile bilgi birikimini ve deneyimlerini paylaştı. Turizm sektörü ile gençlik yıllarından bugüne kadar yakın ilişkilerde bulunan Ortaylı, turizmcilere önemli tavsiyelerde de bulundu.
İlber Ortaylı’nın açıklamalarından satır başları şöyle:
– Kültürel temeli olmayan yerlerde hiçbir zaman turizm olmaz. Böyle hödükçe korunan, tabiatı günden güne Kültür Bakanlıkları tarafından tahrip edilen bir memlekete turist gelmez.
– Açıkça konuşalım, ne yaparsanız yapın, İspanya modeli önünüzde. Rastgele otel, rastgele yere yapılmaz, bir ölçüsü olur. “Ben golf sahası yapacağım” diye Pinus Ormanları’nı doğrayamazsın. Şurada kaç tane golf sahası yaptılar, ben orada golf oynayan doğru dürüst adam görmedim.
– “Turizm bu memleketi kurtarır” diye bir söylem var, öyle bir şey yok. Turizm bu memleketi kurtarmaz. 85 milyonluk bir memleket turizmle ancak yan iş yapar, yan dallara yetişecek personeli yetiştirir. Onu da yapmışlardı, otelcilik okulunu açtılar.
– Türkiye, Özal’ın devrinde, sıfır kredi faizli ve devlet arazilerinde birden otellere başladı. Derhal müteahhitler, kara para aklayıcılar girmeye başladı, olmaz. Öyle otel olmaz.
– O otel o kadar, gel buraya lenduha gibi kur, ondan sonra zengin ol, olamıyorsun, devrediyorsun. Bu olmaz, bunları düşüneceksiniz. 1980’lerin başında “turizm memleketi abat edecek” dendi, çünkü Özal’ın devrinde Demirel’in aksine hiçbir ciddi sanayi altyapı yatırımı yapılmadı. Hep böyle eski birikim, döviz oyunu, işte turizm…
– Böyle abuk sabuk otelcilik ve kıyı politikasıyla gidemezsiniz. Binaenaleyh size bunu söylüyorum, bu işlere de bakmanız lazım. Şüphesiz ki turizm Türkiye’de müthiş bir servis yarattı, çok büyük dallar çıkardı. En azından çok orijinal bir tercüman rehberler grubumuz var. Şüphesiz ki turizm, çok orijinal, çok tatlı otel menajerleri ve acenteciler grubu çıkardı.
– Turizm sulh zamanının eseridir. Bu anda bile işte güneyimiz patlıyor, doğumuz patlıyor, kuzeyimiz Allah vermesin. Hala Türkiye’ye turist sayısı artıyorsa bundan kimse övünmesin. Geçmişin mirasını günlük politikalarıyla izah etmek… Kendisi inanıyorsa çok feci. Bazılarını inandırıyorsa, inandırmayın. Çünkü yalan lafla gemi yürümez. Bu niye artıyor, sebebini bilmen lazım.
– Anadolu’da artık otel diye bir problem yok. Bütün Karadeniz’de doğru düzgün kalacağınız 2 otel vardı. Biri Vidinli, kalamazsın çünkü gittiğin zaman bazen şehrin sarhoş esrafı orada içer, kadın atar, sana ayrılan odayı doldurur. Hana gidersin, çok kötü, hele rehbersen. Bugün her şey değişti.
– Benim sınıf arkadaşım ve bakanım olan Atilla Koç, Alman Seyahat Acentacılar Birliği’nin başkanıyla görüşüyor. Atilla Koç’un başkasına ihtiyacı yok, İngilizcesi güzeldir, çok zekidir, esprilidir. Beni de çağırdı, yıl 2005 “Biz buraya tabiat ve tarih için geliriz. Paramız onun için verilir, eğer bunu tahrip ederseniz biz gelmeyiz” dedi. Böyle her yere “Ben turizm yapacağım” diye, Kapadokya’da olduğu gibi… Kayayı oyup değiştiriyor, oradan para kazanıyorsun. Buralarda şedid olmak lazım, devlete de fazla güvenmeyin. Çünkü devlet arkasında halkı görmezse bu mahalli haydutlarla baş edemez. Arkasında halk olacak, olmazsa çok zordur. Aynı şekilde devlet de yanında icabında onları görecek, halk da arkasında o zaman devleti görebilir. Bunlar önemli şeyler, protesto etmediğiniz takdirde ekmek tekneniz kurur.
– Belek, ben ilk geldiğim zaman 1963, Pinus ormanları… Onlar orman değil biliyorsunuz, Romalıların plantasyonları. Dünyanın en güzel, en romantik kısmıydı. Geçerken,”Antonius ve Kleopatra buraya mı gelmiş?” diyorsun. Mehtap vuruyor, bugün Allah versin, mehtabı göremiyorum. Pinus Ormanlarının ortasında golf sahaları. Konyaaltı Plajı’ndan başka bina yapacak yer bulamadınız mı? Git başka yere kur Allah aşkına, orada biraz da sanayi kurdular Antalya’da bir de o eksikti, böyle göç geldi. 1963’te nüfus 50 küsür bindi. Kim kaldırır bunu? Böyle bir şey olabilir mi dünyada? Bey Dağlarının dibine kadar oteller, burada turizm mi yapacağız, sanayi mi yapacağız, insanlar burada dinlenecek mi ya da insanlar burada yaramaz ülkelerin yaramaz nüfusunu mu barındıracak mülteci diye? Bu kadar Rusu nerenize koyacaksınız çok merak ediyorum. Nüfus 20-30 bin, çok iyi ama 200 bin, 300 bin kişi birikirse o kadar Rus’u çekemem ben. Burada Rusya Emniyet Müdürlüğü ile kriminal ofis kurmam lazım o zaman. Bu kadar Suriyeli gelmez. Parçalanan Orta Doğu’nun iltica merkezi haline gelmeye başlarsa Türkiye, arkasından feci