Turizm sektöründe yaşanan personel sıkıntısı, turizm sezonu yaklaşırken kendisini daha da göstermeye başladı. Oteller, personel arayışına hız verirken bu sorunun oluşmasındaki en önemli etkenlerden birinin de otel yatırımcıları olduğu ifade ediliyor.
Diyarbakır Otelciler Derneği (DOTED) Yönetim Kurulu Üyesi ve Ramada By Wyndham Diyarbakır Genel Müdürü Ömer Yüksel, Tourism Today’e yaptığı açıklamada otellerin en az yatırımı insana yaptığını söyledi.
PARLAK MERMER VEYA AYNALAR
“En doğru, en iyi, en sağlıklı, en uzun ömürlü, en karlı yatırım insana yapılan yatırımdır” diyen Ömer Yüksel, “Maalesef yatırımcıların birçoğu bunu göz ardı ediyor. Ve ne yazık ki bu bakış açısında devam ve ısrar ediyorlar. Maalesef yatırımlarda nitelik yerine niceliğe önem ve değer veriliyor. Yani yatırımcıların birçoğu lobideki parlak mermer veya aynaları görünce bu işin olduğunu düşünmektedirler” dedi.
SONRA FARKEDİYORLAR
Ömer Yüksel açıklamalarına şöyle devam etti: “Yapılan yatırımlarda yanlış fizibilite, hatalı mali planlama, yanlış öngörü, yanlış tespitler sonucunda, ancak yapılan yatırımın faaliyete başladıktan sonra ve ilerleyen dönemlerde nasıl bir yatırım yaptıklarının farkına varabiliyorlar veya varamıyorlar. Tabiri caizse pozisyon aşkına yenik düştüklerinin farkına varıyorlar.
NİTELİKLİ VE KALİFİYE İNSAN İŞGÜCÜ
Daha sonra, yatırımın karlı olabilmesi için veya yatırımda zararı azaltmak için ucuz işgücüne eğilim başlıyor. Kısa vadede karlı gibi görünse de bu yönelim yatırımların uzun vadede ciddi sorunlar ve sıkıntılar çekmesine sebep oluyor. Maalesef, insan odaklı faaliyet gösteren otelcilik sektörüne tezat olarak, en az yapılan yatırım yine nitelikli ve kalifiye insan işgücüne yapılan yatırımdır.
ÜCRET VE ŞARTLAR MOTİVE ETMİYOR
Tamamen motivasyon ve insan odaklı faaliyet gösteren otelcilik sektörü, insanları ücret ve şartlar konusunda motive etmekte geri kalmaktadır. Öyle ki hiçbir eğitim ve tecrübe istemeyen inşaat işlerinde çalışan kalifiye elemanlarına bile daha fazla ilgi gösterilmeye başlanmıştır. Özellikle son yıllarda, endüstri ve teknolojinin tahminlerden uzak hızlı gelişimi ile birlikte işgücünde yaşanan azalmada, otelcilik sektörü de kendine düşen payı almıştır. Keza, uluslararası markaların değişik ve alternatif otel modelleri, temel otel ihtiyaçlarını esas alıp buna göre standartları oluşturulmaktadır.
ÖĞRENCİLER SEKTÖRÜ TERCİH ETMİYOR
Asıl olarak otelcilik genel anlamda hizmet sektörü, yan geliri olan sektörlerden olmuş, genel itibarı ile ücret skalaları diğer sektörlere göre düşük kalmaktadır. Kredi kartı, cari hesap vs.. kavram ve ödeme metotları ile birlikte yan gelir kavramı iyiden iyiye gerilemiş olup, bu da sektöre olan işgücü ve kalifiye eleman ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Artık, bu işin akademik boyutunda mihenk taşları olan otelcilik okullarından mezun olan kişiler bile otelcilik yapmaktan imtina etme noktasına gelmiştir.
BEYİN VE İŞGÜCÜ GÖÇÜ
Özellikle Z kuşağı, gençleri internet ile büyüyen bir nesil olmuş, uzun süre bir yerde zaman geçirmek ve çok da sabırlı olmayan bir yapıya sahip, eski nesiller gibi bir yerde emekli olacak şekilde zaman geçirememektedirler. Bununla birlikte bu sorun Avrupa’da da baş göstermektedir. Yurt dışı mali imkanların daha iyi olması sebebi ile bu sorunlar ile birlikte hızla beyin ve işgücü göçü yaşanacaktır…
UZUN VADEDE CİDDİ SORUNLAR YARATIYOR
Sektörde düşük ücret skalaları, sektöre olan ilgiyi azalttığı gibi, ciddi hizmet ve servis sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Sonuç olarak, yapılan yatırımların, sağlıklı, objektif, planlı ve rasyonel yapılmamasından dolayı, işletmeler açıldıktan sonra istenilen performansı sergilememesi sonrasında, en büyük gider kalemi olan personel ve enerji kaleminde tasarrufa gidilmektedir. Kısa vadede karlı ve mantıklı olsa da orta ve uzun vadede ciddi sorun ve problemleri de beraberinde getirecektir.”