İçkale Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Ömer İçkale, ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın turizmle ilgili kaleme aldığı yazısını değerlendirdi.
Belek’in gözde otellerinden Spice Hotel ile Türkiye turizmine hizmet veren İçkale Turizm’in Yönetim Kurulu Başkanı Ömer İçkale, geçtiğimiz günlerde köşe yazısında turizme değinen ve otellere “Gudubet” yakıştırmasında bulunan ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın yazısını değerlendirdi.
Sosyal medya hesabı üzerinden bir değerlendirmede bulunan Ömer İçkale, şu ifadeleri kullandı: “Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın turizmle ilgili yazısını bilmiyorum okudunuz mu? İlber Hoca, ‘Belek’te kıyıları kapatan garip gudubet otellerin yükselmesiyle nasıl bir kirlilik meydana geldiği açıktır’ diye bir genelleme yapmış. ‘İleriki Türkiye bugünkü gibi bilinçsiz olmayacak ve bu binalar yıkılacak. Fakat tahrip ettikleri tabiat o kadar çabuk düzelemeyecek’ diye devam etmiş. Kendisi fikrine zikrine çok saygı duyduğum bir büyüğümüzdür. Ancak turizmcilerin bu yoruma katılması pek mümkün değil.
Belek Turizm Yatırımcıları Birliği’nin bir üyesi olarak buradaki uygulamaların içindeyiz. Günümüzde sürdürülebilir turizm adına bu oteller büyük çaba sarf ediyor. Bu akım öncesinde ise kesilen ağaçların yüzlerce katını diktiğini kendinden örnek vererek anlatan saygıdeğer rahmetli Nuri Özaltın aklımızda yer etmiştir. Geçmişte bazı yanlış uygulamalar olmuş olabilir fakat genelleme yaparak çevre dostu olup, çok değerli çalışmalar yapan gerek yatırımcı gerek profesyonellerin hakkı yenmiş olmuyor mu?
Acaba sürdürülebilir turizm kapsamında Caretta Caretta üreme alanları ve zamanı için üniversitelerle ne kadar yoğun çalıştığımızı biliyor mudur? Çeşitli kuş türlerinin ekosistemleriyle ilgili doğa dernekleriyle olan ilişkilerimizi duymuş mudur? Veya çöp ayrıştırma için ne kadar mesai harcandığından haberi var mıdır? Ya da sosyal sorumluluk kapsamında çocuk destek merkezleriyle, sevgi evleriyle, kadın dernekleriyle yaptığımız işbirliğini duymuş mudur?
Açıklamasına katıldığım tek nokta “Çoğu otel yatırımcısı bir iki yıl sonra tesisini ona buna devretmek zorunda kalıyor. Çünkü anlamadıkları işlerle uğraşıyorlar” bölümüdür. Kıymetli hocamızın da alanına girmeyen konularda demeç verirken daha hassas davranması gerektiğini düşünüyorum.”
