İngiltere’nin başkenti Londra’da Criterion Hospitality Bölge Müdürü olarak görev yapan Mahmut Aslan, Tourism Today’in sorularını yanıtladı. Grubun Londra’nın tam kalbindeki otelleri ve restaurant/bar yönetimini üstlenen Aslan, konaklama sektöründe Türkiye ve İngiltere arasındaki farklılıklara dikkat çekti. Aslan, “Türkiye’de daha kişisel bir hizmet anlayışı hakimken, İngiltere’de operasyonel mükemmeliyet ve belirlenen süreçlerin uygulanması daha ön planda” dedi.
Tuncay Sevin / Tourism Today
Öncelikle kısa bir şekilde otelcilik kariyerinizden bahseder misiniz?
Otelcilik kariyerime 14 yaşında, okul yaz tatillerinde Marmaris’te komi olarak çalışarak başladım ve İstanbul Üniversitesi’nde turizm eğitimi aldım. 2008 yılında İngiltere’ye geldim ve burada farklı pozisyonlarda çalışarak üst düzey yönetim rollerine yükseldim. Hilton ve IHG gibi tanınmış markaların farklı şubelerinde yönetici olarak görev aldım ve birçok başarıya imza attım. Bugün Criterion Hospitality bünyesinde, Londra’nın merkezi bölgelerinde yer alan otellerin bölge müdürlüğünü üstlenerek müşteri memnuniyeti, operasyonel verimlilik ve finansal başarıyı artırmayı hedefliyorum.
2008 yılı itibari ile yurt dışında görev yapmaya başladınız. Yurt içindeki ve yurt dışındaki otelcilik anlayışında arada ne gibi farklar var?
Yurt içi ve yurt dışı otelcilik anlayışları arasında kültürel farklılıklar, müşteri beklentileri ve hizmet standartlarında belirgin farklılıklar gözlemledim. Türkiye’de daha kişisel bir hizmet anlayışı hakimken, İngiltere’de operasyonel mükemmeliyet ve belirlenen süreçlerin uygulanması daha ön planda.
Türkiye’deki konaklama sektöründe sık sık kaliteden bahsedilir. Londra’daki otelcilik sektöründeki kalite anlayışı nedir?
Londra’da kalite anlayışı müşteri memnuniyeti, yüksek hizmet standartları ve operasyonel süreçlerin verimli yürütülmesi üzerine kuruludur. Sürekli iyileştirme ve uluslararası standartlarda hizmet sunma çabaları Londra’daki otelcilik sektörünü dünya çapında tanınır hale getiriyor.
Dünyanın en önemli şehirlerinden Londra’da görev yapıyorsunuz. Bu durum sizin yükünüzü ne kadar ağırlaştırıyor? Bu başarınızın sırrını nasıl açıklarsınız?
Londra gibi büyük ve kozmopolit bir şehirde görev yapmak büyük bir sorumluluk, çünkü dünya çapında farklı beklenti ve kültüre sahip çok sayıda misafire hizmet veriyorsunuz. Bu da misafir memnuniyetini sağlama noktasında detaylara dikkat etmeyi ve sürekli olarak yüksek standartlarda hizmet sunmayı gerektiriyor. Özellikle Türkiye’den gelen sanatçı ve sektör liderlerini ağırlamak gurur verici olsa da, esas hedefim Londra’nın merkezinde bulunan otellerimizde, tüm misafirlerimizin beklentilerini aşan bir hizmet sunabilmek. Başarımın sırrı, güçlü bir takım çalışması, detaylara gösterdiğim özen ve kültürümden gelen misafirperverliği ekibime entegre ederek, bu anlayışı tüm operasyon süreçlerimize yansıtmakta yatıyor.
Son yıllarda Türkiye’den yurt dışına giden turizm yöneticileri ve çalışanlarının sayısında ciddi bir artış var. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
Bu artışı, Türkiye’deki şartların etkisiyle turizm profesyonellerinin yurt dışında kendilerine yeni fırsatlar arama isteğine bağlıyorum. Türkiye’deki zorluklar, turizmcileri İngiltere gibi daha istikrarlı kariyer imkanları sunan ülkelere yönlendiriyor. Ayrıca, yurt dışında tecrübe kazanarak kendilerini daha da geliştirmek ve global bir perspektif kazanmak isteyen profesyoneller için uluslararası otelcilik sektörü önemli fırsatlar sunuyor.
İngilizlerin bir tatil destinasyonu olarak Türkiye’ye bakışını değerlendirir misiniz? Türk otelleri İngiliz turistleri mutlu etmek için neler yapabilir?
İngiliz turistler, Türkiye’yi sıcak iklimi, zengin kültürel mirası ve konukseverlik anlayışı nedeniyle tercih ediyor. Ayrıca, son yıllarda Türkiye’deki gelişmiş sağlık altyapısı ve uygun maliyetli tedavi imkanları sayesinde sağlık turizmi de öne çıkıyor. Türk otel markaları, İngiltere’de şubeler açarak hem global büyüme sağlayabilir hem de Türkiye’deki markalarının bilinirliğini artırabilirler. Bu yaklaşım, İngiliz turistlerin Türkiye’yi daha yakından tanımalarını sağlarken, onlara Türk misafirperverliğini kendi ülkelerinde de yaşama fırsatı sunar. Türk otelleri, İngiliz turistlerin beklentilerini daha iyi anlamak ve kişisel hizmet sunmak için kültürel farklılıklara uygun şekilde hizmet verebilir. Sağlık turizmi kapsamında gelen ziyaretçilere özel hizmet sunmak da Türkiye’nin bu alandaki imajını güçlendirebilir.
Criterion Hospitality Bölge Müdürüsünüz. Bu gruptaki hedeflerinizden bahseder misiniz?
Criterion Hospitality, Londra’nın en önemli merkezlerinde, farklı segmentlerde oteller açarak geniş bir misafir kitlesine hitap eden bir marka. Bünyesinde hem lüks hem de daha ekonomik seçenekler barındırarak her bütçeye uygun konaklama alternatifleri sunuyor. Ben de Criterion’un bu güçlü varlığını destekleyerek, Londra’da yönettiğim otellerde müşteri memnuniyetini ve operasyonel verimliliği en üst düzeye çıkarmayı hedefliyorum. Criterion’un mevcut konumunu daha da güçlendirme ve uzun vadede ulusal ve uluslararası pazarda büyüme hedeflerine katkı sağlama amacıyla çalışmalarımı sürdürüyorum.