Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Türkiye'den kaçırılan ve 'Yıldız Avcısı' (Guennol Stargazer)
olarak bilinen 5 bin yıllık mermer tarihi eserin iade talebinin ABD yargısı
tarafından reddedildiğine ilişkin kararı temyiz edecek.
Türkiye, New York'ta Christie's Müzayede Evi tarafından 28 Nisan 2017 tarihinde
düzenlenen müzayedede satışa sunulan Kiliya tipi mermer idolün izini sürdü.
Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlarının yaptığı araştırmada Kiliya tipi
idollerin Anadolu dışında başka hiçbir ülkede gerçekleştirilen kazılarda
bulunmadığı belirlendi. Söz konusu eserin ABD’de ilk kez 1960'lı yıllarda
görüldüğü ve o yıllarda kültür varlıklarının devlet malı olduğu saptandı.
Michael Steinhardt'ın da eseri şaibeli üne sahip olduğunu bildiği bir tacirden satın
aldığı tespit edildi.
Bunun üzerine Türkiye, eserin iadesi için Christie's Müzayede Evi'ne dava
açtı. Ancak ABD yargısı, Steinhardt'ın eserin kökeninin Türkiye olduğunu
bildiğini inkar etmemesine rağmen iade talebini reddetti. Hakim Alison Nathan,
Türkiye'nin, tarihi eser 2017 yılında Christie's Müzaye Evi tarafından satışa
sunulana kadar harekete geçmediğini ve dava açmakta geciktiğini gerekçe göstererek
iade talebini reddetti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, söz konusu müzayede evi tarafından düzenlenen açık
artırmada 14,5 milyon dolara satılan esere ilişkin yargı kararını temyize
taşımaya karar verdi. Öte yandan bakanlık uzmanları, eserin ülkeden 1960’lı
yıllarda çıkarılmış olmasına karşın Türkiye’nin bu davayı kazanması ihtimalinin
ABD’deki pek çok koleksiyonu zora sokabileceğini dile getirdi. Davanın
Türkiye'nin lehine sonuçlanmasının, zaman aşımı gibi dayanaklarla adeta
aklanmış olan eserleri sorgulanabilir hale getireceği belirtildi.
Ayrıca ABD’de mukim koleksiyoncular arasında koleksiyonlarında bulunan
eserlere daha da değer katmak ve bu eserleri bir nevi meşrulaştırmak için büyük
müzelere ödünç vermek yönünde bir eğilim olduğuna dikkat çekildi. Bu bağlamda
Michael Steinhardt tarafından Metropolitan Müzesi’ne ödünç verilmiş eserin
burada sergilenmiş olmasının, hakimin kararını davalı taraf lehine
çevirmekte etkili olduğu kaydedildi. Türkiye’nin beklentisinin kaçak yollarla
elde edildiği bilinen bu tür eserlerin belli bir sistemin içinde aklanmasının
karşısında duracak tutum ve kararlar yönünde olduğu bildirildi.