İklim krizi risklerinin görünür hale gelmesiyle
sürdürülebilirlik kavramı, turizmin de aralarında olduğu birçok endüstrinin
gündeminde ilk sıraya yerleşti. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi, küresel sera
gazı emisyonlarının %8 ila %10’undan turizm endüstrisinin sorumlu olduğunu
söylerken, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde sürdürülebilir seyahat konusunda farkındalık
yaratmak amacıyla, Online PR Servisi B2Press küresel raporlardan seyahat ve
turizmin çevresel etkisine ilişkin dikkat çekici veriler derledi.
Yaz aylarının gelmesiyle seyahat planları
yapılmaya başlandı. 2020’de tamamen duran, 2021’de yeni varyant
endişeleriyle aksayan turizm endüstrisinde 2022’nin ilk aylarından itibaren
toparlanma gözlemlendi. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) seyahat ve turizm endüstrilerinin
küresel gayrisafi yurt içi hasılaya katkısının 2022'nin sonunda 8,6 trilyon
dolara ulaşacağını öngördü. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün gelmesiyle,
küresel ekonomiye ve kültürlerarası etkileşime katkılarıyla dikkat çeken turizm
endüstrisinin çevresel etkileri de yeniden gündeme geldi. Online PR Servisi
B2Press, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde daha bilinçli seyahat kararları
verebilmek için turizm endüstrisinin çevresel etkisine ve sürdürülebilir
seyahat trendlerine ilişkin raporları inceledi.
TURİZM ENDÜSTRİSİ TOPARLANIYOR, ÇEVRESEL ETKİ
ARTIYOR
Basın bülteni dağıtımı yapan B2Press’in
incelediği Dünya
Ticaret Örgütü
(WTO) verilerine göre, havayolunu kullanan küresel yolcu sayıları 2022’nin ilk
ayı itibarıyla bir önceki yılın aynı ayına kıyasla %130 artış gösterdi.
Yalnızca 2022’in ilk ayında küresel çapta 18 milyon ziyaretçi kaydedilirken, bu
sayının 2021’in tamamında ölçülen ziyaretçi sayısına eşit olduğu tespit edildi.
Ayrıca Mastercard Economics Institute raporunda uçuşlarında pandemiden bu yana ilk kez 2019
seviyelerini aştığı kaydedildi. WTTC verileri, turizm endüstrisinin küresel sera
gazı emisyonlarının %8 ila %10’undan sorumlu olduğunu, küresel seyahat
emisyonlarının yaklaşık %17’sinin ise havacılıktan kaynaklandığını ortaya
koydu. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2021 sonunda
yayımladığı veriler karbondioksit emisyonlarının iç hat uçuşlarında pandemi öncesi
seviyelerine ulaştığını gösterdi. Birleşik Krallık'taki
Exeter Üniversitesi
tarafından yürütülen bir başka araştırma ise cruise gemilerinin 12 bin binek
araçtan daha büyük bir karbon ayak izine sahip olduğunu ve bu gemilerde bir gece
konaklamanın bir otelde kalmaktan 12 kat daha fazla enerji harcayacağını öne
sürdü. Birleşmiş Milletler Çevre Programı ise turizm endüstrisinin sebep olduğu
katı atık oluşumunun 2050’ye kadar yıllık 12 milyon tona ulaşabileceğini tahmin
etti.
SÜRDÜRÜLEBİLİR SEYAHAT ALTERNATİFLERİNİ TERCİH
EDİYOR
Bu büyük ölçekli etkiler, küresel kurumları
harekete geçirdi. WTTC, Kasım 2021'de yayımladığı net
sıfır yol
haritasıyla küresel seyahat ve turizm endüstrisinde karbon emisyonlarını
2050’ye kadar sıfırlamak için eylem planı oluştururken, Uluslararası Hava Taşımacılığı
Birliği (IATA) de 2050'ye kadar net sıfır hedefine ulaşmayı taahhüt etti.
Sektördeki bu değişim ve pandeminin etkileri, tüketicileri de sürdürülebilir
seyahat alternatiflerine yönlendirdi. Basın bülteni servisi B2Press’in
incelediği McKinsey araştırması, 13 ülkede
ankete katılan 2 yolcudan birinin iklim değişikliği konusunda “gerçekten
endişeli” olduğunu gösterdi. Ayrıca seyahat edenlerin %40’ının karbon nötr uçak
biletleri için daha fazla ödemeye istekli olduğu görüldü. Booking tarafından hazırlanan
2022 Sürdürülebilir Seyahat Raporu'nda ise 2 kişiden biri iklim değişikliğiyle ilgili
gelişmelerin onları daha sürdürülebilir seyahat seçimleri yapma konusunda
etkilediğini belirtti.
HEM ŞİRKETLERE HEM DE TÜKETİCİLERE SORUMLULUK
DÜŞÜYOR
Online PR Servisi B2Press, incelediği araştırma
ve makalelerin sonucunda sürdürülebilir seyahatin yaygınlaşması için hem şirketlere,
hem de bireylere sorumluluk düştüğünü tespit etti. Bu kapsamda, seyahat ya da
turizm sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin yapabilecekleri arasında
küresel kurumların öncülüğünde belirlenen hedefler doğrultusunda uçtan uca
tasarlanmış bir net sıfır stratejisine sahip olmak, havacılık sektöründe SAF
olarak tabir edilen sürdürülebilir havacılık yakıtlarının kullanmak, satın alma
ve tedarik zincirlerinin gözden geçirmek ve
tesislerinde enerji verimliliğini esas alan iyileştirmeler yapmak gibi maddeler
öne çıktı. Tüketicilere düşen sorumluluklar arasında ise havayolu seyahatlerini
ve plastik atıkları mümkün olduğunda azaltmak, ortalama karbon ayak izini
hesaplayarak etkileri sıfırlamak için ağaç dikme gibi pratikleri benimsemek,
yerel ekonomileri desteklemek, tatilde mevsiminde üretilen ürünleri tercih
etmek gibi maddeler sıralandı.