FSUMMIT’te düzenlenen ve moderatörlüğünü TUYED Başkanı ve Tourism Today Genel Yayın Yönetmeni Haluk Özsevim’in yaptığı “Otel Restoranlarına Antalya Ürünlerinin Adapte Edilmesi ne Otel Menülerinde Yöresel Gıda Sunumunun Destinasyon Tercihine Etkisi” başlıklı bir panel gerçekleştirildi.
Panelin
konuşmacıları ise, TAFED Başkan Vekili Mustafa Erol,
Nirvana Cosmopolitan Hotels Executive Şefi Muhammet
Banko, Bellis Deluxe Hotel Executive Şefi Ceyhun Aykan, The Land of Legends
Themepark Mutfak Direktörü Engin Karabak, Calista
Luxury Resort Otel Executive Şefi Sercan Erdoğan ve Limak Lara De Luxe
Hotel Executive Şefi Halil Gökmenoğlu oldu.
Haluk Özsevim, 13 milyon yabancı turist ağırlayan, Türk turizminin başkenti
Antalya’nın gastronomi potansiyelinin çok daha iyi anlatılması gerektiğini
vurgulayarak, “Türkiye’de bundan önce otellerimizde hep İtalyan, Meksika
restoranlarının çok iyi olduğu söylenirdi. Son 5 yılda büyük bir değişim
yaşanmaya başladı. Artık otel restoranlarında Türk mutfağına bir yönelim ve
eğilim başladı. Hem misafirler hem de otel yöneticileri ve şefleri tarafından.
İnanılmaz tatlar ve lezzetler yaratıldı, ki tat bizim sahip olduğumuz 5
duyumuzdan da birisi. Kendi yörelerimizde yetişen endemik ürünlerimizi
mutfaklarımıza ekledik, misafirlerimize sunmaya başladık” dedi.
“OTELLERDE TÜRK MUTFAĞI ÖN PLANDA OLMALI”
Türk mutfağının otellerde ön planda yer alması gerektiğini savunan Nirvana
Cosmopolitan Hotels Executive Şefi Muhammet Banko, “Hep savunduğum bir şey Türk
mutfağının ön planda olması. Otellerimize, şehrimize gelen misafir portföyümüz
belli, yabancı ülke mutfaklarının sunulduğu geceleri istiyorlar. Biz geceleri
ortadan kaldırarak Türk mutfağını öne çıkardık, gastronomi festivalleri
düzenledik ve onlara zengin mutfağımızı tanıtmaya başladık. Fakat bu tanıtım
tarafında sadece şeflere değil, yatırımcılara girişimcilere ve de basına
ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Banko ayrıyeten tüm dünyanın, Türk
şeflerindeki potansiyeli fark ederek onları uluslararası organizasyonlara
çağırdıklarından kaynaklı olarak mutluluk duyduğunu da sözlerine ekledi.
“TÜRK AŞÇILARININ KENDİNE GÜVENİ GELDİ”
Büyük ve kurumsal şirketlerde ARGE mutfaklarının 5-6 sene önce faaliyete
geçtiğini açıklayan Bellis Deluxe Hotel Executive Şefi Ceyhun Aykan, bu durumun
aşçıların kendilerine olan güvenlerini arttırarak endemik ürünlerin mutfağa
daha kolay adapte edebilmelerine neden olduğunu belirtti. Yerel ürünlerin otel
mutfaklarına aktarabilme konusunda problemler yaşandığını da sözlerine ekleyen
Aykan, “Bazı ürünleri mutfaklarda sürekli olarak sunmak da fayda yaratmıyor. Bu
sorunun önüne geçebilmek için bu ürünleri daha küçük, butik büfelerde ayrı
olarak sunmaya başladık. Değerlerini arttırabilmek, daha vurucu olmaları için
küçük ve butik yerlerde uygun fiyatlı olarak sunulduğunda beklenen etki
yaratılabilir” açıklamalarını yaptı.
The Land of Legends Themepark Mutfak Direktörü Engin
Karabak, The Land of Legends olarak en büyük şanslarının geleceğin nesli olan
çocuklara yönelik bir temaya sahip olmaları olduğunu dile getirerek, “Çocuklar bizim
geleceğimiz ve bu nedenle ürünlerimizi onlara ulaştırabilmek için ciddi bir
şekilde çalışıyoruz. Restoranlarımızı onlara uygun olarak renkli ve cıvıl cıvıl
olarak tasarladık, büfelerimizi ayırdık. Temamızı bütün bir yıla yayabilmek
adına coğrafi işaretli özel ürünlerimizi onlara hitap edecek şekilde
ulaştırmaya çalışıyoruz” dedi.
“İŞ ‘TARLADAN ÇATALA’ DEMEKLE BİTMİYOR”
Konuşmasında eğitimin önemini vurgulayan Calista Luxury Resort Otel
Executive Şefi Sercan Erdoğan, “Son 10 yılda Türk gastronomisi bir yere geldi
diyoruz fakat ben bunu 2000 öncesi ve sonrası olarak ayırıyorum. Bir zamanlar
sadece 2 tane gastronomi okulu vardı fakat şimdi bu sayı 80-90’lara kadar
çıktı. Sadece ‘tarladan çatala’ diyerek aslında olay bitmiyor. Ürünlerin otele
gelmesi de yetmiyor. O ürünü işleyip misafire doğru bir şekilde servis etmemiz
gerekiyor. Damak tatlarına uygun bir şekilde dokunmalıyız. Bunun yolu da
eğitimden geçiyor” şeklinde konuştu.
“OTELLERDEKİ YEMEKLERİN HEPSİ BİRBİRİNİN AYNISI”
Antalya’nın turizm açısından oldukça başarılı bir destinasyon olduğunu
fakat, gastronomi konusunda aynı düşüncede olmadığını belirten Limak Lara De
Luxe Hotel Executive Şefi Halil Gökmenoğlu, “Otellerimiz birbirlerinden çok
farklı ve oldukça da güzeller. Fakat mutfak ve restoranlar özelinde
baktığımızda ise ürünler ve yemeklerin hepsi birbirinin aynısı. Bunların
ayrışması gerekiyor. Restoranlarımızın mimarisini kültürümüzü yansıtacak
şekilde tasarlamalı, ürünlerimizi ve lezzetlerimizi ise orijinal şekilleri ile
sunmalıyız” değerlendirmelerini yaptı.
Gökmenoğlu, otellerde misafirlere sürekli hamburger ve pizza gibi fast food
ürünlerinin sunulmaması gerektiğinin de altını çizerek, “Bir şehirde yerel
lezzetler sunan restoranlardan ziyade lüks hamburgerciler daha fazla varsa
bence ciddi bir sorun vardır. Bu durum ne yazık ki otellerde de bu şekilde.
Bizim Korkuteli, İnegöl gibi bin bir farklı şekilde ve tatta köftelerimiz
varken misafire sürekli hamburger ve pizza sunamayız. Onların tercihleri bu
yönde olsa da bunu değiştirmemiz gerekiyor” dedi.
“NE DESTİNASYON NE DE GASTRONOMİ KONUŞABİLİRİZ”
TAFED Başkan Vekili Mustafa Erol, insanların yemek kültürünün henüz daha
0-6 yaş grubu aralığındayken oluşmaya başladığını, bu kültürün oluşmasında ise
çizgi filmlerin büyük rol oynadığını belirterek, “Bu büyük sorunlardan birisi.
Eğer biz Türk kültürü gastronomisi diyorsak değişime tam da bu noktadan
başlamamız gerekiyor. Aksi takdirde çocuklarımızı hamburger ve pizza yemeye,
diğer dünya lezzetlerine özendirmeye devam ederiz” açıklamalarını yaptı.
Konuşmasında tanıtımın önemini de belirten Erol, “Bu ülkenin bütün
bölgelerinde her en üretiliyorsa, öncelikli olarak sahiplenme bilincinde
olmazsak biz ne destinasyon ne de gastronomi konuşabiliriz. Her yerin her şeyi
meşhur ama biz üç tanesini alıp tanıtım bile yapmıyoruz” sözleri ile
çalışmaların yeterli olmadığını dile getirdi. Ülke mutfaklarının revize edilmesi gerektiğine değinen Erol, “Bir şef olarak
söyleyebilirim ki yemeklerimiz; çok yağlı, baharatlı ve salçalı. Tatlılarımız
ise çok tatlı. Örneğin Antalya nemli ve sıcak bir şehir. Daha önce hiç ağır
yemek yememiş birine sen, bu şehirde bu yemekleri yediremezsin. Gün hastanede
biter. Bizim yemeklerimizi derhal inove etmemiz gerekiyor” dedi.