Yeni sezona büyük umutlarla giren turizm sektörü
dünyada pandeminin artmasıyla tekrar kapanmaya başladı. Türkiye turizm sektörü
umutlarını Ukrayna ve iç pazara bağladı.
Geçen yıl dünyada yaşanan pandemiye rağmen kısa dönemde 13 milyon turist
ağırlayan Türkiye “Güvenli Turizm Sertifikası” ile Avrupa’da ilgi odağı haline
gelmişti. Yeni sezona büyük umutlarla başlayan turizm sektörü tüm çalışmalarını
tanıtıma yönlendirmişti. Erken rezervasyonlarda da hareketlilik yaşayan
turizmciler tüm zamanların rekorunu kırmak için çalışmaya başlamış, büyük
umutlar beklenen Almanya, Rusya ve İngiltere için tanıtım atağına geçmişti.
Ancak, pandeminin yeniden artmasıyla başta Almanya olmak üzere Avrupa,
İngiltere ve Rusya’nın haziran ayına kadar kapanmaya başlaması turizm
sektöründe moralleri bozdu. Turizmciler kapıları kapatmayan Ukrayna ile iç
pazarda umut aramaya başladı.
“Turizm Haftası’na buruk kutlama”
Her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında ‘Turizm Haftası’nı kutlayan Türkiye,
2021 sezonuna buruk giriyor. Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD)
Başkanı Ülkay Atmaca, “Olmayan turizmin kutlaması da yok” diyerek açık olan
otellerin ayakta kalma, kapalı olanların da öteleme peşinde olduğunu bildirdi. Rusya’dan
10 Nisan’da 37 uçağın geldiğini ancak bu ülkenin seyahat kısıtlaması
getirmesiyle geri dönüşlerin başladığını belirten Atmaca, “Rusya’dan uçaklar
boş gelip dolu gidiyor. Sezonda beklentimiz Ramazan Bayramı’na kaldı. Şahsen
çok ilgi olacağını da düşünmüyorum. Haziran ayına kadar pek yoğun olamayacak
gibi. İnsanlar tatile çıkacak ama nasıl tatil yapacak, nereye nasıl gidecek. İç
pazarda da bir talep vardı. Kısıtlamalar olunca belirsizleşti” diye konuştu.
“Haziran’a odaklanıldı”
Yeniden kapanma ile sektörün elinin kolunun bağlı kaldığını ifade eden Atmaca,
"19 aydır kör topal giden bir sektör var. Geçen yıl pandemiye rağmen
Güvenli Turizm Sertifikası uygulamaları ile iyi tanıtım yaptık ve rakiplerimize
göre önemli turizm potansiyeline ulaştık. Sokakta turist kalmadı. Yeniden kapanmayla
Haziran ayına odaklandık. Rusya, Haziran ayına kadar kapalı. Avrupa kapalı.
Açık tek Ukrayna ve iç pazar kaldı. İç pazarda da kararsızlık var. Elimiz
kolumuz bağlı. 19 aydır para kazanamayan sektör var. Yeni sezonda
çalışanlarımızın geri dönmesini bekliyorduk. Aşının hızlandırılmasını
bekliyoruz’’ dedi.
“Sektöre destek devam etmeli”
Akdeniz Turistik Oteliler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı da Turizm Haftası
nedeniyle yaptığı açıklamada, turizm sektörünün ülke kalkınmasına olan
katkılarını her geçen yıl daha da hissettirdiğini belirtti. Yağcı, “Turizm,
ülke ekonomimizde 50’den fazla iş kolu ile doğrudan ilişkisi bulunan ve bacasız
sanayi olarak adlandırdığımız sektörümüzün, dolaylı ve dolaysız istihdama
katkısı yüksektir. Turizm sektörü, sürekli istihdam oluşturan bir sektördür.
Ayrıca, cari açığın azaltılmasındaki önemi özellikle ülkemiz için önemlidir.
Cari açığın kapatılmasında en önemli sektör turizmdir” dedi.
“İstihdama katkısı 2 milyon 644 bin
kişiye ulaştı”
Dünya Seyahat ve Turizm Konseyinin 2019 yılı verilerine göre, Seyahat ve Turizm
Endüstrisinin Türkiye de Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde 11,3’ünü
oluşturduğunu ve 85 milyar dolarlık bir ekonomik değer oluşturduğunu belirten
Yağcı, “İstihdam anlamında direkt ve dolaylı istihdama katkısı 2 milyon 644 bin
kişiye ulaşmış ve bu da toplam istihdamın yüzde 9,4’ünü oluşturmaktadır” dedi.
“Türk turizmi uluslararası alanda marka
haline geldi”
Pandemiyle birlikte döviz girdisi ve istihdamın daha da önemli hale geldiğine
dikkat çeken AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, ‘’Türk Turizm sektörü uluslararası
pazarda marka haline geldi. Türk Turizmi 40 yıldan fazla tecrübesiyle 2019
yılında 52 milyon turist sayısına ulaştı. Salgının yol açtığı küresel ekonomik
krizle birlikte, ülkemiz için döviz girdisi ve istihdam imkânları oluşturmak
çok daha önemli hale gelmiştir. Ülkemizin turizm potansiyeli yüksektir ve 75
milyon turist sayısına ulaşabilecek güçtedir. Bunun için 2020 Mart ayında
açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’nde sunulan mali destek, finansman
ve likidite imkanları son derece önemli ve yerinde olmuştur. Bugüne olduğu
kadar bundan sonraki dönemde de sektörün desteklenmesi önemlidir” diye konuştu.
“Korona çağı”
Salgın sonrası sektörün önceliğin dayanıklılığının arttırılması olacağını
vurgulayan Yağcı, "2020 yılında salgının etkisini göstermesi ile yeni bir
döneme girdik. Bu dönem belki de korona çağı olarak adlandırılacak. Salgın
sonrası dönemin özellikleri, İnsancı İş ve İletişim Yönetimi, güven, çözüm
üretmek, sağlık güvenliği, kapsayıcılık ve iletişim olacaktır. Turizm
sektöründe Güvenli hareketlilik, Kriz yönetimi, Dayanıklılık, Kapsayıcılık,
Yeşil dönüşüm, Dijital Dönüşüm, Sürdürülebilir Yatırım ve Altyapı konuları daha
da önem kazanacaktır. Sektörümüzün daha dayanıklı olmasını sağlarken
uluslararası seyahatin başlamasında öncü olan ülkemizin, sektörümüzün
dayanıklılığını özellikle bu dönemde desteklenerek arttırılması son derece
önemlidir” diye konuştu.