Günümüzde “Para” için her derdin devasıdır derler. Kimi sağlığı ön plana koyar kimi ise parayı. Ticari hayatta ise tek gerçek vardır o da paradır. Ancak turizmde vizyonun yoksa paranın hiçbir gücü yoktur.
Bu konu hakkında Dubai’den örnek vereceğim. Geçtiğimiz haftalarda iş için Dubai’ye gitme fırsatım oldu. Bildiğiniz gibi Dubai, dünya turizminde hızla yükseliyor. İlk kez gittiğim Dubai’nin beni çok etkilemeyeceğini düşündüm. Çöle ne kadar yatırım yaparsan yap çöl hep çöldür. Ancak bunun böyle olmadığını bizzat görerek yaşadım.
Evet, Dubai’de para çok. Bunu bilmeyen de yok. Ancak Dubai, “Para bende güç bende” dememiş. İşi bilene teslim etmiş. Başta İngilizler olmak üzere farklı ülkelerden işinin profesyoneli insanlara ve firmalara çok önemli roller vermiş. Bu noktada vizyon çok önemli. Çünkü para kimdeyse işi en iyi bilen odur mantığı burada işlememiş. Evet, Dubai’de para var ama bu parayı çok doğru bir şekilde kullanmışlar. Sonuç olarak da dünya standartlarının üzerinde bir şehir yaratmışlar.
Devasa binalar ve kompleksler büyüleyici ancak ince ayrıntıları da çok iyi düşünmüşler. Yollar, kaldırımlar, yönlendirmeler daha sayamayacağım birbirinden inçe düşünülmüş detayları bir arada gördük. Çöle adeta bir cazibe merkezi kurmuşlar. Tabi ki parası olana. 1.000-2.000 dolara tatil yapmayı bir kenara bırakın bunu düşünmek bile çok büyük bir hata olur.
Dubai, Türkiye’nin turizm zenginlikleri ile yarışamaz ancak plan ve program ve tabi ki vizyon Dubai’yi dünya turizm devleri içine kısa sürede sokacaktır. Adamlar yoktan var etmişler. Biz ise birkaç turizm zenginliğimiz dışındaki birçok zenginliğimizi maalesef değerlendiremiyoruz. Dubai kendisine önemli bir hedef belirlemiş ve bu belirledikleri hedefte parayı iyi kullanmayı bilenlere emanet etmişler. Kim ne derse desin iyi de yapmışlar.
Türkiye’nin de bu vizyona ihtiyacı var. Bizim açıkçası paraya değil çok iyi bir plana ve vizyona ihtiyacımız var. Son 20 yılda Türkiye turizminin geldiği konum önemsenemez ancak çok daha iyi bir yerde de olabilirdik. Türkiye turizmi yıllardır çözülemeyen sorunlara rağmen büyüdü. Türkiye’de yeni yeni turizmi stratejik sektör olarak görmeye başladık. Bu saatten sonra da yeni bir vizyon oluşturmak çok zor. “Göç yolda düzelir” mantığı ile yolumuza devam edeceğiz. Ancak biraz daha planlı hareket etmemiz şart. Hiç olmadı kronikleşen sorunların çözümüne kafa yormamız gerekiyor. Çünkü turizm çok hassas bir sektör ve krizlerle çok sık karşılaşıyoruz. En küçük krizde ilk darbeyi turizm yiyor. Bu nedenle turizmi sağlam ayaklar üzerine oturtmalıyız. Bunun için de Dubai kadar paranızın olmasına gerek yok. Akıl ve vizyon ile Türkiye turizmi tekrar gaza basacaktır.