Antalya’da denizden çıkan atıklar profesörü sinirlendirdi: “Denizi çöplük gibi kullanıyoruz”
- 10.07.2025
- 1 Day

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet
Gökoğlu ve Sualtı Sporları Topluluğu üyeleri, Konyaaltı sahilinde
gerçekleştirdikleri dalışta deniz tabanını çöplerden arındırdı. Prof. Dr.
Gökoğlu, “Denizi adeta çöplük gibi kullanıyoruz” sözleriyle kirliliğin boyutuna
dikkat çekti.
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet
Gökoğlu ve Sualtı Sporları Topluluğu üyeleri, Konyaaltı sahilinde
gerçekleştirdikleri dalışla deniz tabanında biriken atıkları topladı. Pet
şişeden ıslak mendile, çocuk bezinden çikolata ambalajına kadar çok sayıda
atığın bulunduğu temizlik çalışmasında su altındaki kirliliğin boyutu gözler
önüne serildi.
Dalışın ardından açıklama yapan Prof. Dr. Gökoğlu, temizlik çalışmaları
sırasında yaptığı değerlendirmede denizlerin sistematik biçimde kirletildiğine
dikkat çekerek, "Bu doğayı çocuklarımızdan, gelecek nesillerden emanet
aldık. Ancak biz denizi adeta çöplük gibi kullanıyoruz. Özellikle yaz aylarında
Konyaaltı gibi alanlarda yoğun insan hareketliliği yaşanıyor. Yanlarında
getirdikleri pet şişeler, ıslak mendiller, ambalajlar genellikle kıyıda
bırakılıyor. Rüzgârla denize karışan bu atıklar, su altında ciddi bir kirlilik
oluşturuyor" dedi.
Islak mendillerin denizde
çözünmediğini vurgulayan Gökoğlu, bu tür atıkların denizel ekosistem üzerinde
ciddi olumsuz etkileri olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Rüzgârla
uçuşup denize karışıyorlar ve içeride çözünmedikleri için su altında uzun süre
kalıyorlar. Bunun yanında poşetler, plastik atıklar, pet, çocuk bezi, çikolata
ambalajı gibi çöpler de birikiyor. Pet şişenin içine çakıl doldurup denize atan
bile var. Deve kuşu gibi, kafasını kuma gömüyor ama vücudu dışarıda. Bu da ona
benziyor. Halbuki çöp kutuları sadece birkaç metre ileride."
Denizlerdeki plastik
kirliliğinin zamanla mikro plastiğe dönüştüğünü ve canlı yaşamı tehdit ettiğini
dile getiren Prof. Dr. Gökoğlu, bu kirliliğin sadece görüntü kirliliğiyle
sınırlı kalmadığını vurgulayarak, "Bu plastikler zamanla çözünüp mikro
plastiğe dönüşüyor. Balıktan plaktona kadar tüm denizel canlıları etkiliyor.
Sindirim sistemlerini tıkıyor, ölümlerine ve üreme bozukluklarına neden oluyor.
Artık tuzda bile mikro plastik var. Doğada zaten böyle bir şey yok, doğanın
kendisinde yok" ifadelerini kullandı.
Antalya Körfezi'nin açık bir
yapıya sahip olduğunu, bu nedenle kirliliğin kıyıdan akıntılarla
ötelenebildiğini belirten Gökoğlu, "Şehrin altından çok sayıda tatlı su
girişi var. Lara ile Büyük Liman arasında yer altından gelen çatlak sulardan
söz ediyoruz. Bu sular kıyısal kirliliği aşağı doğru sürüklüyor. Eğer bu körfez
kapalı olsaydı, bugün denize girecek hal kalmayabilirdi" dedi.
Gökoğlu, Antalya'nın turizm gelirine de dikkat çekerek, "Şehrin
ekonomisinin büyük kısmı turizmden. Kirli deniz sadece turisti değil, yerliyi
de etkiliyor. Dışarıdan gelen insana da mahcup oluyoruz. Plastikler yalnızca
görüntü kirliliği değil, aynı zamanda birçok mikroorganizmayı da taşıyor. Bu da
hastalık riski demek" şeklinde konuştu.