Turizmde izin düzenlemesini hem çalışanlar hem de işverenler talep etti!
- 15.07.2025
- 2 Day

Turizm bölgesinde çalışanların izin günlerine ilişkin yeni düzenlemeyi
anlatan Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, “Bu
düzenleme, çalışanların sosyal yaşamını planlaması ve işçi-işveren barışının
sağlanması açısından önemli bir adımdır” dedi.
“Bizler, 7 gün 24 saat hizmet veren bir sektörde çalışıyoruz” diyen Eresin, “Dolayısıyla
bazen çalışan arkadaşlarımız ihtiyaç gereği 3'üncü veya 4'üncü günde de
haftalık izinlerini isteyebiliyor. Kanun kapsamında, çalışanın yazılı onayıyla
haftalık izin 6'ncı, 8'inci veya 9'uncu günlerde de kullanılabiliyor. Yani
haftalık izin gününde esneklik sağlıyoruz. Artık 6 gün çalıştıktan sonra, takip eden 4 gün
içinde haftalık izin kullanılabilecek. Biz bu kanun için 2 senedir uğraşıyoruz.
Her çalışanın haftada bir gün izin hakkı var ve bu hak mutlaka kullandırılacak.
Çalışanların hiçbir hak kaybı söz konusu değildir. Maalesef bu konuda oluşan
yanlış anlaşılmaları üzülerek takip ediyoruz. Kanun detaylı şekilde
okunduğunda, aslında ne kadar net olduğu açıkça görülüyor” dedi.
Yeni kanuni düzenlemenin Resmi Gazete'de yayımlandığını belirten Eresin, “Artık
6 gün çalıştıktan sonra, takip eden 4 gün içinde haftalık izin
kullanılabilecek. Bu Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda turizm işletmelerinin
verildiği tesisler için geçerli. Çalışanların hiçbir hak kaybına uğramadığı bir
durum söz konusu. Maalesef bu konuda oluşan yanlış anlaşılmaları üzülerek takip
ediyoruz. Kanun detaylı şekilde okunduğunda, aslında ne kadar net olduğu açıkça
görülüyor; fakat birçok kişi konuyu yanlış anladı. Biz bu kanun için 2 senedir
uğraşıyoruz. Aslında '6+
Bu sürecin, iki yıl önce denetimlerin başlaması ve ciddi yaptırımların
uygulanmasıyla devreye girdiğini belirten Eresin, “7 gün 24 saat hizmet veren
otellerde tüm personele haftanın aynı günü izin verilmesinin adil olmadığı
görüldüğü için bu sistem geliştirildi. Eğer her personele haftanın aynı günü
izin verirseniz, bu sistemde bazı çalışanlar için haksızlık ortaya çıkıyor.
Örneğin, bir çalışan geçen hafta pazar günü izin kullandıysa ardından
pazartesiden itibaren 6 gün çalıştıysa 7'nci gün yine pazara denk gelir ve
çalışan her hafta sadece pazar günü izin kullanmış olur. Ancak aynı
departmandaki bir başka çalışanın 7'nci günü sürekli çarşambaya denk geliyorsa,
o da hep çarşamba günü izin yapmak zorunda kalır. Bu nedenle, söz konusu
uygulama çalışanlar için de yorucu hale gelmişti. Bu nasıl işliyor? Çalışanlar,
sosyal ve ailevi ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bir hafta önceden
departman şeflerine bilgi veriyor. Örneğin, 'Bu hafta iznimi çarşamba ya da
perşembe kullanmak istiyorum' diyebiliyorlar. Bu taleplere göre haftalık izin
çizelgeleri hazırlanıyor. Sonuç olarak, her çalışan haftada bir gün izin
kullanıyor ve hiçbir şekilde hak kaybı yaşamıyor" ifadelerini kullandı.
Eresin, “Bu düzenlemeyi hem çalışanlar hem de işverenler talep etti
diyebiliriz. Zaten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetim için
geldiğinde, çalışan personelin neredeyse yarısıyla birebir görüşme yapıyor.
Çalışanları tek tek çağırıp sorular yöneltiyorlar ve aldıkları yanıtlarla
denetim sürecini tamamlıyorlar. Bugün çalışanlara sorsanız, çoğu haftanın hep
aynı gününde ve hafta içi bir günde izin yapmak istemez. Çalışanların zaman
zaman cumartesi, bazen de pazar günleri izin kullanabilmesi gerekir. Zaten bu
düzenleme, ofis çalışanlarını doğrudan ilgilendirmiyor. Ofis personeli haftalık
45 saatlik mesaisini tamamlıyor. Bu sürenin ardından da haftalık izin hakkını
kullanıyor. Ofis çalışanları için süreç bu şekilde işliyor. Ancak housekeeping
(kat hizmetleri) ya da servis gibi bölümlerde bu tür sabit sistemler pek mümkün
olmuyor. Bu durum, çalışanlar açısından da uygun olmuyor" dedi.
Eresin, “Zaten kanun dikkatle okunduğunda her şey açıkça anlaşılıyor. Her
çalışanın haftada bir gün izin hakkı var ve bu hak mutlaka kullandırılacak.
Kanun maddesi de bu hakkı açıkça belirtiyor. Ayrıca bu izin, 6 günlük çalışmayı
takip eden 4 gün içinde kullanılmak zorunda. Böylece çalışanlar haftada bir
gün, yani ayda en az 4 gün izin kullanmış oluyor. Oysa bu kanun yaklaşık 20 yıl
önce de yürürlükteydi, ancak denetim ve uygulama şartı yoktu. O dönemde,
çalışanla işveren arasındaki barış bu şekilde korunuyordu. Bu nedenle, mevcut
uygulamanın yasal hale getirilmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz. Altını
özellikle çizmek isterim: Hiçbir çalışanın herhangi bir hak kaybı söz konusu
değildir” diye konuştu.