HER ŞEY DAHİL NEREYE GİDİYOR?
Tatil denilince genellikle insanların aklına her şey dahil 5 yıldızlı otel tatilleri gelir. Tüm yılın yorgunluğunu atmayı planladığımız bu tür tatillerin maliyeti ise son dönemde oldukça arttı. Çünkü otellerin de enflasyonla doğru orantılı olarak maliyetleri yükseliyor ve bu durum hem tatilcileri hem de turizm sektörünü olumsuz etkiliyor.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de maliyetler ciddi şekilde arttı. Acil önlemler alınmazsa, otelcilik ve turizm sektörü ciddi anlamda etkilenecek. Bu nedenle, her şey dahil sisteminin mutlaka daha az hizmet içerecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Belki sabah kahvaltı ve akşam yemeği, ya da sabah ve öğle yemeği gibi seçenekler iyi bir çözüm olabilir.
Turizm sektörü, 24 saat hizmet ve emek yoğunluğu gerektiren bir sektör olduğundan, her şey dahil sisteminden vazgeçilerek yarım pansiyon uygulamasına geçmek daha mantıklı olacaktır. Ayrıca personel konusunda da her yıl artan sıkıntılar yaşanmaktadır. Oteller, personellerin 12 ay boyunca iş bulabilmesini sağlamalı ve iş garantisi sunmalıdır. Turizmde çeşitliliğin sağlanması ve personelin yıl boyunca korunması büyük önem taşımaktadır.
Günümüzde turistlerin fiyat duyarlılığı çok yüksek olduğundan, fiyat turistik ürün satın alma tercihinde en önemli faktör haline gelmiştir. Her şey dahil sistemini tercih eden turistlerin genellikle düşük gelir grubunda yer almaktadırlar. Araştırmalar da bu ifadeyi doğrulamaktadır. Her şey dahil sistemin tercih edilmesinin en büyük nedeni, turistler için ekonomik bir seçenek sunmasıdır. Bu sistemi tercih edenlerin %88,5’i fiyat nedeniyle, %84,5’i ise ekstra harcamalardan kaçınmak amacıyla bu sistemi tercih etmektedir.
İşletmeler, müşterilerini kalıcı hale getirmek için maliyetleri düşürüp makul bir fiyatta ve yüksek kalitede ürünler sunarak onları tatmin etmeye çalışmaktadırlar. Bunu başarmak isteyen işletmeler, misafirlerin fiyat ve kalite beklentilerini dikkate almalıdır. Fiyat, sadece hedeflenen kâra ulaşmak için değil, aynı zamanda hedeflenen satış miktarını yakalamak açısından da büyük önem taşımaktadır.
Her şey dahil sisteminin başarısı açısından standartların oluşturulması ve hizmet kalitesinden ödün verilmemesi gerekmektedir. Ancak, her şey dahil sisteminin uygulanmasına yönelik belirli kural veya standartlar bulunmadığından, uygulamalar ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmektedir. Oteller, her şey dahil sistemi ürün ve hizmet kalitesini düşürebilmek ve gelirlerini artırabilmek adına tercih edebilmektedir. Bunun için düşük ücretle kalifiye olmayan personel istihdam edebilir ve ikinci kalite ürünler kullanabilirler. Ayrıca, sistemde standardın olmayışı haksız rekabete yol açmakta ve işletmeler, rekabet avantajı sağlamak için satış fiyatına odaklandıklarından kaliteyi göz ardı edebilmektedir.
Görüldüğü üzere, her şey dahil sisteminde kalite önemli bir faktördür ancak yapılan çalışmalarda sistemde standardın bulunmaması sebebiyle kalitenin göz ardı edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Mal veya hizmet üretiminde kaliteyi ihmal etmek, kalitesiz üretim maliyetinin artmasına neden olur. Bu nedenle kaliteyi ve onun göstergesi olan toplam kalite maliyetlerini birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Turizm sektöründe sunulan hizmetin kendine has üç özelliği nedeniyle kalitenin değerlendirilmesi ve analizi zordur. Otel işletmeleri, her şey dahil sistemini tercih etmelerinin başlıca sebepleri arasında doluluğu artırmak, ortalama satış fiyatını yükseltmek ve gelir ile kârlılığı artırmak gibi nedenler bulunmaktadır.
Antalya’da her şey dahil sistemde fiyat, kalite ve maliyet üçgeni…
Her şey dahil sisteminde fiyat, kalite ve maliyet hesaplarında oteller, doluluğu artırmak, ortalama satış fiyatını yükseltmek ve kârlılığı artırmak gibi sebeplerle her şey dahil sistemi tercih etmektedirler. Ancak, bu sistem aşırı tüketim, israf, bakım-onarım, istihdam, pazarlama-satış faaliyetleri gibi birçok maliyeti de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla işletmelerin arzuladıkları kâr hedefine ulaşabilmeleri için hedef maliyetleme yöntemi büyük önem taşımaktadır. İşletme giderleri ve öngörülemeyen maliyet artışları, devam eden yüksek enflasyon ve kur beklentileri, turizmcilerin fiyatlamada zorlanmasına sebep olmaktadır. Enflasyon ve kur farkının artması, hem turizmcinin kar marjını daraltmakta hem de yabancı ziyaretçinin alım gücünün düşmesiyle Türkiye’nin geçmişe kıyasla pahalı olduğu algısını yaratmaktadır.
Bu sezonun ana temasının doluluk değil, enflasyon, kur ve maliyetler olacağı kanısındayım. 2025 çok daha zorlu geçecek. Türkiye artık ucuz bir ülke değil ve dolayısı ile bu da satış fiyatlarına yansıtılmak zorundadır.